Doktor ücretleri

TÜRK DOKTORLARI ARASINDAKİ BÜYÜK ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ

Ak Parti Hükümeti döneminde ülkemizde pek çok alanda büyük değişimler gerçekleştirildi. Yapılan bu değişimlerin en önemlilerinden biri de sağlık sektöründeki değişimler olmuştur.

Türk vatandaşları yani sağlık hizmetinden faydalananlar, almakta oldukları sağlık hizmetine daha rahat ve hızlı ulaşabilmişler, hastane kapılarında rehin kalmaktan kurtulmuşlardır.

Bunu hiç kimse inkar edemez. Zaten inkar eden de yok.

Ancak, işin bir başka boyutu ve hatta boyutları da var ki, bunları kimsenin ve özellikle Ak Parti hükümetinin göz ardı ettiği, bu konulara ilişkin talepleri görmezden geldiğini de burada belirtmek gerekir.

1-Sağlık çalışanlarının almakta oldukları aylıklar. T.C Sağlık Bakanlığına bir yazı yazarak 1/4.derecedeki bir pratisyen hekim ile aynı derecedeki bir uzman hekimin almakta oldukları net aylıklarını sordum.

Sağlık Bakanlığının bana vermiş olduğu cevap aynen şöyledir."Normal Bölgede görev yapan 1/4 kadro derecedeki bekar bir pratisyen hekim maaşı 1.785, 00 TL, Uzman hekim maaşı ise 1.950, 00 TL´dir Döner sermaye ek ödemesi görev yaptığı yere göre farklılık arzetmektedir. Bilginize"

Bu ücretlerle çalıştırılan bir doktorun, insan yaşamına katkı sağlaması nasıl düşünülebilir.?

Şimdi bu soruma cevap olarak da "döner sermaye parası aldıkları" söyleniyor. Bu döner sermaye denilen çark hangi adalet düzleminde havuzunda biriken paraları dağıtıyor? Bir de bunu irdelemek gerekmez mi?

Ayrıca, döner sermayeden alınan paralar, kişinin emekli olduğu zamanki aylığına yansıyacak mı?. Elbette ki hayır. Emekli bir doktor 1500 TL emekli aylığı ile yaşarken ondan daha az eğitim görmüş bir başka meslek mensubu 5000 TL aylık alacak. Bunun adalet neresinde?

Ben kısaca söyleyim döner sermaye paraları da, rahmetli N.Fazil'in deyimiyle "Bir kişiye tam dokuz dokuz kiye bir pul" adaletiyle dağıtıyor. Sağlık Bakanlığı bürokratları bunları görmüyor mu? Görmüyorsa o görevde işleri nedir?

Lise öğrenimi üzerine en az on yıl daha zorlu bir eğitim sürecinden geçirilen uzman bir hekimin böyle bir gelir adaletiyle başbaşa bırakılarak kendisinden kaliteli hizmet beklenmesi mantık ölçüleri ile bağdaşamaz.

Lise öğreniminden sonra dört yıl eğitim görmüş bir çok meslek mensubu bu hekimlerimizden daha çok ücretler almaktadırlar.

Çevremde bulunan hekim arkadaşlarımla yaptığım özel sohbetlerde bunları sürekli dile getirerek sağlık bakanlığının kendilerinden intikam alırcasına bu tutumunu sürdürmekte olduğunu açıkca ifade etmektedirler.

Tabii ki iş bu kadarla da kalmıyor, hastaneye gelen kimi vatandaşlar, hekimlere alenen hakaret edebiliyor, azarlıyor ve hatta aşağılıyor bazan da darp edebiliyor Hekimlerimiz çaresiz ve sahipsiz bir şekilde olup bitenleri sineye çekmek zorunda kalıyor.

Kendisinin de bir hekim olduğunu bildiğimiz sayın sağlık bakanımız Recep Akdağ'ın bütün bunları neden görmezden geldiğini anlamak mümkün değil. Halka şirin görünmek için bunlara göz yumuyorsa ki ben öyle olduğunu düşünmek bile istemiyorum. O zaman gün gelir bu ülkede hasta hekim ilişkileri taşınamaz hale gelebilir.Hizmet kalitesi çok gerilere düşebilir.

Hiç kuşku yok ki, Türk hekimlerinin sorunlarını onların sivil toplum kuruluşları daha net bir dille yetkili makam ve mevkilerde dile getirirler. Onları bu açıdan müdafaa etmek bana düşmez. Fakat ortada böyle de bir garip fotoğraf bulunmaktadır.