Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Doktor

11 Mayıs 2005 Cerrahpaşa Hastanesi’nin Göğüs Cerrahisi bölümünde kanser teşhisi koyulan dayımın ameliyatı için bekliyoruz.

Her gün dört hasta ameliyata alınmakta ikisi sabah, ikisi öğleden sonra. Yan odadaki hasta görevliler tarafından hazırlanıp ameliyathaneye indirildi. Dayımın hazırlıkları sürerken bizlerde koridorda dolaşıyoruz. İşte tam bu sırada koridorun camından silah sesleri doldu içeriye. Hepimiz cama koştuk, yerlerde yatanlar, koşanlar, kaçanlar.

Şaşkınlığımız geçmemişti ki odalarından doktorlar koşarak merdivenleri inmeye başladı, kimisi ağlıyordu, kimisi şaşkın-telaşlı. O gün orada Prof.Dr. Necip Göksel KALAYCI on kurşunla öldürüldü.

Sonradan öğrendik ki, bizden önce hazırlanıp ameliyathaneye indirilen hastayı ameliyat edecekmiş. Hastaya narkoz bile verilmiş. O gün hastane kapatıldı ve ameliyatlar onbeş gün sonra yapılmaya başlandı. Orada olduğumuz sürece de koridorda Göksel hoca için yapılan stanttan çiçekler ve mum eksik olmadı.

.
.
 

17 Nisan 2012 gazete manşetlerinde bir haber. Gaziantep’te Dr. Ersin ARSLAN biri tarafından hastanedeki odasında öldürüldü.

İki olay arasındaki noktaları merak edenler için hemen açıklayım. O noktalar 11 Mayıs 2005’ten 17 Nisan 2012’ ye kadar hasta yakını tarafından darp edilen, tehdit edilen doktorları temsil ediyor. Sadece basına yansıyanların isimlerini araştırıp yazacak olsam eminim kocaman bir liste olur.

Ülkemiz de okumak kariyer sahibi olmak zor. Doktor olmaksa bundan çok çok daha zor.

Her şeyden önce okuyabilmek için adına seçme sınavı dediğimiz sınavın yüzde birlik kısmına gireceksin, sonra zorlu bir altı sene geçireceksin ki bu altı senenin özellikle son iki senesi hem en yüksek dilimden harç yatırıp hem gündüz okula gideceksin hem de iki günde bir hastanede gece nöbeti tutacaksın.

Ülkemizde üniversiteden mezun olan herkes diplomasını alır ve kendi yolunu çizer. Ama doktorsan mezunda olsan diplomanı alamazsın. Önünde mecburi hizmetin vardır. Ya altı seneyi yakarsın ya da devlet babanın gösterdiği yere girip en az iki sene paşa paşa doktorluğunu yaparsın ki diplomanı alasın.

Bu da yetmez, doktor olmak için bir de uzman olmak gerekir. Bu uzmanlık sınavı ki kazanma oranı üniversite sınavından daha zor bir sınavdır, kazanırsan en az dört sene daha okursun. Bitince uzman doktor oldun mu olmadın, devlet babanın parmağı gene harita üzerinde dolanır, mecburi hizmetini yapacaksın ki uzman olasın.

Bu arada şöyle bir gerçekte var: Diyelim okuldan mezun oldunuz iki senelik mecburi hizmetin ikinci senesinde uzmanlığa başladınız. Kalan bir senelik mecburi hizmetiniz uzmanlık mecburi hizmetinize eklenir.

Bu da yetmez tüm üniversite mezunları askerliğini kısa dönem yaparken doktorlar mecburi olarak uzun dönem askerlik yapar.

Ola ki bir doktor başka bir doktorla evlendi, işte o zaman asıl sorun başladı, aynı hastaneyi bırak, aynı il ya da ilçede bile çalışamazsın. Bu konuya girecek olsam bu yazı bitmez.

Bu da yetmez, adını sanını duymadığın ilçelerde, ilk defa gördüğün insanların hayatını kurtarmak için gece gündüz çırpınırken, biri gelir kafana mermi sıkar, kalbine bıçak saplar.

Geçtiğimiz sene Sağlık Bakanlığı bir kanun çıkardı ve özel hastanelerde çalışan doktorlar, hocalar istifa etsin ya da dursun dendi. Şimdi eğer özel hastanede doktorsan devlet hastanesinde yatan baban bile olsa ziyaret edemezsin, devlet hemen müdahale eder, muayene için mi geldin der. Eğer eli silahlı, bıçaklı katilsen kullanana kadar haberi olmaz.

Sonra da devlet ne mi yapar, rencide olmasınlar kimse bilmesin diye katillerin isimlerini medyada yayınlatmaz, yüzlerine bant çektirir ve yeni bir doktor öldürülene kadar hastaneye o doktorun adını verir.

Yazının başında bahsettiğim Göksel Hoca’nın öldürüldüğü otoparkta Göksel Hocanın bayrağını devralan Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alper Toker’in, bir hasta yakınının saldırısına uğradığı haberleri ekranlara yansıdı. Neyse ki bu sefer Hocamız zarar görmeden kurtulmuş, kendisine ve ailesine buradan çok geçmiş olsun diyorum.

Günümüzde küçük bir mağaza bile veli nimeti saydığı müşterilerine malını satmadan önce kapısında özel güvenliğine arattırıp içeri alıyorken ve bunca olay yaşanıyorken, sağlık Bakanının timsah gözyaşlarını bırakıp hastanelerde ciddi güvenlik önlemleri aldırması gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü Doktor kolay yetişmiyor.

faike@mynet.com

twitter : @faikerdogan

 
Toplam blog
: 17
: 399
Kayıt tarihi
: 04.05.12
 
 

Okur-Yazar Sigortacı www.ekomanset.com editörü www.acikogretimonline.com editörü ..