Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dokunmayın sapığıma gariptir.

Dokunmayın sapığıma gariptir.
 

Neydi o eski günler?

Eskiden telefon sapıkları vardı değil mi? Sanırım artık yok... Yok bitti.

Ne anlarlardı bilmem. Belki yüzüne çattt! diye telefonun kapanmasından hoşlanıyorlar ya da aşağılanmaktan zevk alıyorlardı. Ama bildiğim geçmişte herkesin bir sapık hikayesi vardı.

Şimdi hatırladım çocukken evimizin karşısında Hüseyin amca vardı Allah rahmet eylesin çok aksi bir adamcağızdı sokakta oynarken çok gürültü yaptığımız gerekçesiyle bizi kovar, evinin balkonundan üzerimize su dökerdi.

Yine böyle kovulduğumuz bir gün arkadaşım Meltem ‘le birlikte evden Hüseyin Amca'nın evini arayıp kendimizce sesimize kısık ve esrarengiz bir hava verip ''Bu gece seni almaya gelicemm''diyerek kapatmıştık daha sonra onun çok korktuğunu düşünerek kıkırdamıştık.Çocukluk işte...

Şimdi asıl bahsetmek istediğim kendi yaramazlıklarım değil tabi ki .Annemin telefon sapığı.

Annemi ziyarete gittiğimiz bir gün çalan telefona erkek kardeşim baktı.''Sesimi beğenmedi herhalde ''diyerek telefonun ahizesini yerine koydu.

Annem elinde çay tepsisiyle

-Çocuklar bu bir haftadır böyle sürekli çaldırıp kapatıyor.Bazen dinliyor hiç konuşmuyor. dedi.

Telefonun bir daha ki çalışında kardeşim atıldı. Surat ifadesinden hevesinin kursağında kaldığı anlaşılıyordu

-Uyanık, okuyacağımı anladı kapadı hemen dedi.

Ardından tekrar çalan telefona annem koştu. Ensesinden bağladığı yemenisi , çiçekli basmadan fırfırlı eteğiyle koltuğun kenarına ilişti

-Alo, çocuğum sen burayı arayıp duruyorsun ama bizde genç kalmadı evlendirdik biz kızları dedi.

Karşısındaki nihayet diyalog kurmaya karar vermişti anlaşılan.

-Neee? Beni mi istiyorsun? Çocuğum ne yapacaksın beni ben elli yaşında kadınım dedi.

Ardından telefonun alıcısını eliyle kapatarak kıkırdadı. Bize dönerek;

-Ayol bu 15-16 yaşlarında bir çocuk, bizi tanıyan biri herhalde. Dalga geçiyor baksana bana olsun sen çok güzelsin diyor dedi.

-Ehh anne öyle dediyse bizi kesin tanımıyordur baksana sallıyor işte dedim.

Annem çocuğa bir daha aramaması, kendine başka eğlenceler bulması konusunda tavsiyelerde bulunarak telefonu kapattı.

Bize göre orada kapanan olay anneme ve küçük sapığına göre kapanmamıştı. Onlar daha sonraki günlerde uzun uzun konuşmuşlardı.

Küçük sapığın annesi vefat etmiş.Babası başka bir bayanla evlenmiş ama cici anne çocuğun ayak altında dolaşmasından rahatsız olmuş. Çocuğu tanıdıkları bir otobüs firmasına muavin olarak vermişler.Çocuk şehirler arası yollarda heba olurken onlarda saadet yaşamışlar.(Çocuğun ifadesi bu şekildeymiş.) Cici annesinden ve babasından nefret ediyordu ve bu üzüntülerini anneme anlatıyordu.Annemle sıkı fıkı dost olmuşlardı.

Bir gün annemde otururken yine telefon çaldı. Erkek kardeşim atıldı annem seslendi.Elleme sen üzersin çocuğu.

Kardeşim kızgın bize dönerek.

-Bu nasıl kadın yaa, sapığı bile sahiplendi dedi.

Annem telefonu aldı

-Aloo, çocuğum nasılsın hıı, hııı, hıııı, nereye? Oooo Antalya ya gidiyorsun demek çok güzel bizim yerimize de girersin artık denize, yok çocuğum ne isteyeyim sağlığın... Hadi çocuğum dikkat et kendine. Bana bak babanı da ara tamam mı?Ya, sen bırak şimdi o kadını, ne de olsa o senin baban. Bir ara, haber ver duasını al. Hadi çocuğum yolun açık olsun güle güle...

Bildiğim kadarıyla bu annemle, sapığının son görüşmesiydi. Bir daha kendinden bir haber alamadık.

Ama bir kez daha Allah’ımıza bize verdiği nimetler ve sıcacık yuvamız için teşekkür ettik.

 
Toplam blog
: 92
: 830
Kayıt tarihi
: 28.02.08
 
 

Biraz kül, biraz duman o benim işte... Öyle dedim diye olayı arabeske bağladığımı sanmayın çabuk sön..