- Kategori
- Anılar
Dokuz Eylül’ü anlamak
Resim internetten.
Altmışlı yılların sonlarına doğru.
İzmir Göztepe’de oturan biri Rukiye diğeri Leman abla iki kız kardeş, aile dostumuz olurlardı.
Hiç evlenmemişler birlikte yaşarlardı, başka kimseleri de yoktu.
Beni çok severler, yazları birlikte Çeşme Ilıca’ya yazlık evlerine giderdik.
Rukiye abla yaşı itibariyle Atatürk’ü çok kere görmüş olduğunu bana söylerdi…
Hatta Atanın İzmir’e gelişlerinde karşılayan bayan kişiler arasında olduğunu büyük bir gururla anlatırdı...
Leman abla İngilizce öğretmeniydi, o da uzun yıllar öğretmenlikten sonra emekli bir bayandı..
Benim o zamanlar çalıştığım teknik ressamlık dışında meraklarım olan şiir, resim ve karikatür uğraşlarıma çok destek olurlardı.
Bu ablalarımın babaları Avni Bey, Yunan İzmir’e girinceye kadar Rum bir ortakla ticaret yapıyormuş, ne zaman yunan İzmir’e girmiş Rum otak “ Avni. Avni bundan sonra alacaklar benim, borçlar senin diyerek ortaklığı bozmuş.
Tabi o ortamda Avni Bey, çaresiz bir şekilde kenara çekilmiş.
Gel zaman git zaman Türk Ordusu İzmir’e girerken Rum ortak İzmir’den sırra kadem kaçmış.
Bizim ablaların babası Avni Bey gene işlerini yoluna koyup devam ederken yıllar sonra Mısırdan bir mektup alır, mektup Rum eski ortak’dan gelmektedir, mektupta çok sefil bir şekilde olduğunu perişan kaldığını anlatıp Avni Beyden yardım istemektedir.
İşte böyle, Yunan askerinin yanında fırsattan istifada etmek isteyen yerli Rumların da büyük zararları olmuştur Türk halkına.
Ama dokuz Eylül’le birlikte yerli işbirlikçiler de bir şekilde yurdu terk etmişlerdir.
Savaş çığırtkanlığının nereye varacağını kimse kestiremez…