Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '08

 
Kategori
Haber
 

Dokuz olma mı abi…

Dokuz olma mı abi…
 

Adalet Bakanlığında önceki gün bir toplantı yapılmış. İşlerin “İyi” yürümesi için genelde “Toplantı” yapılır ve katılımcılar ortaya “”Güzel” sandıkları düşüncelerini koyarlar, sonuçta da bir karar verilir ve uygulanır.

“Beyin fırtınası” şeklinde yapılan toplantılardan da genelde “İyi” şeyler çıkar. Çünkü o toplantıya katılanların hemen hepsi “Beyin” bakımından “Kusurlu” değillerdir. Ne dediklerini, sonunun nereye gideceğini filan hesaplarlar. Hatta önceden konuyu bilirlerse, hazırlanır gelirler.

Bazen de “Ortamı yumuşatmak” için abur cubur, ipe sapa gelmez önerilerin de ortaya atıldığı olur, olmaz değil.

Ne var ki “Sonuç” çoğu zaman “Uygun” nitelikte çözümlerdir.

İşte Adalet Bakanlığı bünyesinde de böyle bir toplantı yapılmış ve TCK’nın 104. Maddesinde “Değişiklik” yapılması için ortaya fikirler atılmış.

Merak edip baktım bu TCK’nın 104. Maddesi ne menem bir maddedir diye…

Şöyle bir madde…

“Reşit olmayanla cinsel ilişki

MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.”

Bu maddeye göre, eğer kişi 15 yaşını bitirmiş ise “Şikâyete” bağlı olarak cezalandırılıyor. Şikâyet yoksa zaten bir şey yok…

Peki ya 15 yaşını bitirmemişse?...

O zaman mağdur “Çocuk” sayılıyor ve cezası çok daha ağır oluyor…

TCK’nın 104. Maddesindeki yaş sınırının 14 olması yönünde öneri ortaya atılıyor… Gerekçe olarak da “Toplumun gerçeği” gösteriliyor…

“Toplumun gerçeği” dışında acaba diyorum insanın “Fiziki gelişmesinin gerçeği” de ortaya konulsa ve yaş sınırı “Dokuz” a çekilse olur mu?

Hani kız çocukları dokuz yaşında genellikle buluğ çağına gelirler de…

Hani dokuz yaşındaki çocuklarla da rahatça, yasaya filan takılmadan cinsel ilişkide bulunmak mümkün olsa… O zaman malum “Azgın”lar ile kendilerine “Harem” kurmak isteyenler çok daha rahat hareket etmiş olurlar.

Bir takım kendini yenemeyenler de düştükleri “Pislik” çukurundan böylelikle kurtulmuş olurlar…

Acaba olur mu?

Bana göre olacak gibi. Çünkü şu anda TCK’nın 103 ve 104. Maddesine göre yargılanmakta olan insanlar var. Onları da kurtarmak gerekir diye düşünüyorum.

Bu bakımdan, Adalet Bakanlığında yapılan toplantıdaki “Beyin fırtınası” sonucunda yararlı bir sonuç ortaya çıkar.

Çıkmasına çıkar bir sonuç da…

O toplantıya katılıp bu öneriyi “Toplumun gerçeği” diye ortaya atanların “Beyin”lerinin yarattığı “Fırtına” ne fırtınası olur, orasını kestiremiyorum…

Neden mi?

O “Beyin”in ne beyni olduğunu merak ediyorum da ondan…

17 EKİM 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..