Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '13

 
Kategori
Güncel
 

Dokuzuncu Zekâ türü: Badem IQ

Dokuzuncu Zekâ türü: Badem IQ
 

Dokuzuncu Zekâ Türü: Badem IQ/ Soner KAYA


Blog yazarlığında üç beş kural vardır. Bakmayın ilk cümlemin bilmişliğine, ben de bu kuralları bir blog'ta okumuştum! :) Neyse efendim bu okuyup da ilke bellediğim kurallardan biri dikkat çekici bir başlık seçmektir. Bu bağlamda kullandığım ve de son derece dikkat çekici olduğundan emin olduğum başlığı bana tabir-i caizse altın tepsi de sunan kadere saygılarımı sunarım...

Birkaç gün evvel bir akademisyen, dini inançlarını yerine getiren insanların zekâlarını aşağıladı! Hem de laik bir ülkede, hem de kendisi de laikliği savunan kesimden olduğu hâlde! Ben de oruç tuttuğum için payıma düşen aşağılanmayı aldım, kabullendim! "Eyvallah Hocam!" diyorum.... Lütfen herkes payına sahip çıksın, lütfen! :) Ancak şimdi tüm Türkiye gibi ben de kendisinin zekâsını merak ediyorum... Sonuçta akıl akıldan üstündür! Bizden, hepimizden, zeki olması muhtemeldir. Yalnız şunu merak ediyorum, Hoca Hanımın zekâsı hangi kuruyemiş cinsinden? Fındık mı? Yoksa ceviz mi ola? :)

Hey gidi gafil Howard Gardner! Senin neyine zeka türlerini sekizle sınırlamak? :)Bilindiği üzere bu bilim adamı zekânın sözel, ritmik, mantıksal, görsel, bedensel, sosyal, kişi içi ve doğa olarak guruplanacabileceğini belirtmiştir. Ama işte "zalım" bilim çok hızlı gelişiyor! Ve karşınızda dokuzuncu zekâ türü: Badem IQ! :)

Buna benzer olaylar öteden beri ama özellikle son on yıldır yaşanıyor ülkemizde. Tarihimizde bu tarz maksadını aşan çokca cümle kurulmuştur. "Bu ülkeyi Hassolarla Memolar mı yönetecek?", "Muhtar bile olamaz!", "Göbeğini kaşıyan adam", "Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?" ve ... Ve maalesef "Hah iftarları bitti galiba.. Düşmeye başladılar.. Badem IQ'lar.."

Muhtemelen Hoca Hanımın kullandığı cümleler de benzerleri gibi bir süre siyasi malzeme olarak kullanılacaktır. Bu fırsatın kaçırılacağını pek sanmıyorum. Çünkü Hoca Hanımın eşinin siyasetçi olması kimilerine göre ayıbı artıryor ama bence bu cümlelerin sahibinin bir hoca olması yeterince büyük bir ayıptır! Başka ayıba gerek yok!

Gerçekten zekâyı ölçen testler, teknikler mevcuttur. Ve yine gerçekten birileri bizden daha zeki olabilir! Ama hiçbir şekilde insanları aşağılamaya hakkımız yok! Hele de bunu yapan bir akademisyenken... Çok klişe cümleler bunlar, biliyorum. Ama benim okuma yazma bilmeyen annem bile en ufak bir yanlışımda o güzel Azericesiyle "Ede heç utanmırsaaan? Bir de hocasan!" diye bana konumumu hatırlatırken klişeler kabuğuna sığmaz, sığmıyor! Hoca Hanım nasıl bir gaflete düştü? Empatiyi nereye bıraktı? Nasıl bir nefret peyda olmuş ki içinde böyle bir üslup (Gerçi üslup falan kalmamış, bildiğin hakaret ama neyse!) kullanabildi anlayamıyorum...

Biliyorum bir yanlış başka bir yanlışı hafifletemez ama Hoca Hanım gibi akademisyenler bunu yaparsa biz palalıları n'apalım? Aydınlarımız hakareti meleke edinirse, cahillerimiz ellerine palayı alıp birbirini doğramaz mı? Ben kendi adıma "palalı saldırganı" da ölümüne hoş görümüzle topluma kazandırabileceğimizi belirtmiştim bloğumda. O bakımdan Hoca Hanım'ın da maksadını belki biraz fazlaca aştığını düşünmek istiyorum. Dahası şu an üzgün ve pişman olduğuna inanıyorum. Son olarak her ne kadar o birilerinin zekâsını "badem"e benzetse de ben bizim milletimizin hoşgörüsünün bütün kuruyemişlerin karışımından daha büyük olduğuna, bir anlık gafleti de hoş görebileceğine ve aynı milletin Hoca Hanım'ın üstüne daha fazla gitmeyeceğine inanıyorum, inanmak istiyorum!

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..