Dolandırıcılar evlere dadandılar

Ülkemizde dolandırıcılık, dilencilik popüler geçim kaynağı haline geldi. Son günlerde telefonla kontör dolandırıcılığı, internet üzerinden kredi kartlarının ele geçirilmesi, ATM'lere kurulan kameralı düzenekle banka kartlarının kopyalanması gibi olayların ardından dolandırıcıların şimdide evlere dadandığına bizzat şahit oldum. Bu kişiler sağlıklı olmalarına rağmen normal kazanç yolları dışında, kişiliklerini zedeleyerek ev, ev dolaşıp insanları dolandırıyorlar. Bu kişilere asla inanıp para vermemeliyiz, zira verdiğimiz her kuruş onları tembelliğe alıştırıp, çalışmadan para kazanmak yolunu açıyor. “Açılan ele verilen para bir sonraki eli getirir.”

Dün zil çaldı, kameraya basıp kim olduğunu görmeden kapı açılmıştı. Aşağıdaki iş yerine gelip giden belli olmadığı için, biz kapıya gelinceye kadar kapı açılmış oluyor. Dairemiz 2. Katta olduğu için bekledim, kapının arka zincirini taktım ve dikiz gözetleme deliğinden bakınca genç 35 yaşlarında düzgün giyimli, boynunda görevli kartı asılı bir beyi gördüm. Zinciri açmadan kapıyı araladım ve : “Kimsiniz, ne istiyorsunuz?” diye sordum. Adam gayet terbiyeli yumuşak bir ses tonuyla: “Affedersiniz hanımefendi, rahatsız etim ben Özürlü Çocuklar Vakfından geliyorum, çocuklara yardım topluyoruz, ne kadar verebilirseniz memnun oluruz.” Dedi. Elinde bir de makbuz vardı. Sinirlendim ve : “Ne o Vakıflar şimdi de ev ev sizleri mi dolaştırıyorlar, biz nereye, nasıl yardım edileceğiniz biliyoruz ve ona göre yardımlarımızı yapıyoruz. Siz hüviyetinizi uzatın kim olduğunuza bakayım, ayrıca o vakfın telefonunu verin telefon edeyim ona göre vereyim.” Ama adamın istediklerini vermeye hiç niyeti yok, boyuna lafları sıralıyor. Baktı ki beni kandıramayacak, kapıyı açın deyip ceketini kaldırdı ve belindeki tabancayı gösterdi.

Gözüm kara olduğu için adamın tehdit varı gösterisine aldırmadan :”Şimdi polise telefon ediyorum, kamera sizi tespit etti.” Deyince adam merdivenlerden aşağı kaçmaya başladı. Cesur olmama rağmen korktuğumu da itiraf edeyim.

NAHİDE ÇELEBİ