Dolar bu seviyede kalırsa, ne kadar fakirleşeceğiz?

Son günlerde toplantı üstüne toplantı yapılarak, ekonomi düzeltilmeye(!) çalışılıyor.

Peki, ekonomi bu hale gelirken, ekonomiden sorumlular ne yapıyorlardı?

Kısaca özetleyecek olursak; Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile saray ekonomi danışmanı Yiğit Bulut’un ekonomi bilgileri yarıştırılıyordu.

Gördüğünüz gibi bir tarafta sorumlular, öbür yanda sorumluluğu olmadığı halde ülke ekonomisine yön vermeye çalışan, dünün muhalifi, bu günün saray danışmanı bilgi yarıştırırken, gelinen noktada kimin daha bilgili olduğunu görmek pek mümkün olmuyor. Olan gariban halka oluyor!..

Bu bilgi savaşının bir maliyeti var. Ancak ortada maliyeti karşılayacak kimse yok!

Biz gelelim ekonominin bu hale nasıl geldiğine ve bu savaşta ekonominin uğradığı zarara…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın hedef alan açıklamalarının ekonomiye maliyeti giderek artıyor. Erdoğan’ın 16 Ocak’ta başlattığı eleştirilerin dozu giderek sertleşti.

Bu açıklamalarla dolar tırmanışa geçti. Yılbaşında 2.32 lira olan dolar kısa bir sürede 2.64 lira ile yeni bir rekor kırdı.

Hükümet kanadından gelen açıklamalara göre dolardaki artış ülke ekonomisini olumsuz etkilemeyecek!

Ancak rakamlar hükümetin bu konuda gerçekleri söylemediğini gösteriyor. Örneğin dolardaki artış yüzünden benzin fiyatlarına 21 kuruş zam geldi. Bu sürücülerin bir depo benzin için 10 lira ödemesi anlamına geliyor. Yine aynı dönemde tüpgaza 5 lira zam geldi.

Zam sağanağı bununla da sınırlı kalmadı. Yem fiyatlarındaki artış yüzünden dana eti ve kıymaya 2 ila 4 lira arasında zam geldi. Etin kilosu 42 liraya kadar yükseldi.

Öte yandan beyaz eşya ve elektronik ürünlerin fiyatları da sürekli yükseliyor.

Doların yüzde 15 değer kazanması yüzünden ithal cep telefonu, bilgisayar ve ev eşyalarının fiyatları resmen uçuşa geçti.

Zincir mağazalar fiyat etiketlerini değiştirmeye yetişemiyor. Bunu en yakınınızdaki marketlerde görebilirsiniz.

Dolardaki sert yükseliş yüzünden darbe yiyen bir diğer sektörde otomotiv sektörü oldu. Kur yüzünden fiyatlar 2000 TL civarında arttı.

Bu durum enflasyonu da körükleyecek. Kur eğer aynı kalırsa enflasyon yüzde 3.3 artacak. Böylece enflasyon yıllık bazda yüzde 11’e yükselecek. Bu da memur, işçi ve emeklinin canavara ezilmesi demek...

Bu durum Türkiye’nin ekonomik büyüklüğünü de olumsuz etkileyecek. 2014 sonunda 800 milyar dolar olan Türk ekonomisi kur bu seviyede kalırsa 680 milyar dolara inecek.

Kişi başına düşen gelirde 10 bin 290 dolardan 8 bin 800 dolara gerileyecek.

Ülke olarak yaşadığımız ekonomik krizi, küresel krize bağlamak pek mümkün olmasa da, ülkemizi yönetenler, bu halk biz ne söylersek onan inanır mantığı ile halka gerçekleri söylemiyor.