Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '06

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Dolar turşusu- Gezi notları 2

Ereğli, Toros Dağları’nın eteğinde kurulu, yemyeşil, beyaz kirazı, İvriz Kaya Anıt’ı, yarış atı yetiştirme haraları, suyu ile meşhur, yüz bin nüfuslu büyük bir Anadolu kenti. Uzun yıllardır il olmayı bekliyor ama henüz başarabilmiş değil. Sosyo-kültürel yapısı itibarıyla mülki olarak bağlı olduğu Konya’dan çok Mersin-Adana gibi Çukurova kültürünün hakim olduğu kentlere benzemekte.

Ereğli’de bulunduğum bir haftalık zaman zarfında dikkatimi çeken en önemli husus şehircilik ve belediyecilik anlamında Ereğli’nin biraz geride kalmış olduğu oldu. Park ve bahçelerin bakımsızlığı, yollarda şehir içi doğalgaz hatlarının altyapı çalışmalarından kaynaklanan açılıp-kapanmış bölümlerin, inşaat ve asfalt sezonu olmasına rağpmen öylece bırakılmış olduğu, oldukça sönük ve organizasyon bozuklukları ile geçen Beyaz Kiraz Festivali, bir yerlerde bir şeylerin doğru gitmediğinin göstergeleri gibi idi sanki. Umarım Ereğli gibi Türkiye’nin birçok ilinden büyük bir kent bundan böyle büyük ve Ereğli’ye yakışan bir yönetim tarzı ile idare edilir.

Ereğli’de bulunduğum süre zarfında iki ayrı restorana gitme fırsatı yakaladım. Bunlardan birincisi İvriz Köyü yolu üzerinde bulunan Sedir Restaurant’tı. Özellikle alabalığı ile ünlü olan bu mekanda, ters bir zaman olması nedeniyle sadece çay içmekle yetinmek durumunda kaldım. Yemyeşil çimlerin üzerindeki masalar, kavak ağaçları ve salkım söğütlerle bezeli bahçesi, cıvıl cıvıl kuş sesleri ve güler yüzlü, saygılı personeli ile Sedir Restaurant benden geçer not aldı. Tabii yemek servisi almadım. İşin o kısmı ile ilgili yorum yapamıyorum ancak tereyağında alabalıklarının kötü olabileceğini de işin açıkçası düşünemiyorum.

Diğer bir lokanta ise eski adı ile Ereğli’nin Zanapa Köyü, yeni adıyla Halkapınar ilçesi yolu üzerinde bulunan Özcanlar idi. Bu restaurant ilkine göre çok daha büyük, içinde bir de düğün salonu barındıran, iki katlı, bahçesinde kamelyalı masaları bulunan ve Almanya’da işçi olarak çalışan bir vatandaşımıza ait olan bir tesis. Tereyağında ya da ızgarada alabalık yapıyorlar ki ben tereyağında olanını tercih ettim, gerçekten müthiş. Yanında gelen salatanın porsiyonu alışılmıştan daha çok ve oldukça özenle hazırlanmış. Çoban salatası şeklinde küçük doğranmış, kuru soğanlar sumakla tadlandırılmış, limon ve zeytinyağından kaçılmamış. Yanında içtiğim şalgam suyu Doğanay marka ve acılı idi. Balıkla muhteşem gitti doğrusu. Ama ben yine de Ereğli’de imal edilen özel bir şalgam suyu içmeyi tercih ederdim. Çünkü şalgam suyu yapımında Ereğli, bu işin ana vatanı olan Adana-Mersin-Tarsus gibi şehirlerden hiç de geri kalmıyor bence. Hatta bir adım da ilerde.

Özcanlar’daki servis de tıpkı Sedir’de olduğu gibi son derece iyi idi. Biz ikinci katta oturmuş idik ve dokuz kişilik bir gruptuk. Bir garsonlarını sürekli olarak masamıza tahsis ettiler ve çıkana kadar gözünü üzerimizden eksik etmedi.

Ereğli, sosyal-gelişmişlik düzeyini benim gözümde bir kere daha bu iki tesisi ile ispat etmiş oldu.

Yönümü tekrar batıya çevirdiğimde, Ereğli-Karapınar-Konya istikametinden devam edip soluğu biraz daha güneyde Beyşehir’de aldım. Beyşehir’e yaklaşık on yıldan beri gitmemiştim. Şehir merkezine girişteki eski köprü araç trafiğine kapatılmış ve hemen yanında, göl tarafına yeni bir köprü yapılmış. Çok da iyi olmuş bence. Gölün çevresi gayet iyi düzenlenmiş, yollar oldukça muntazam, çevre gayet bakımlı idi. Şehir merkezinden geçip, Jandarma’nın olduğu yokuştan Hamidiye mahallesine kadar çıktım. Çeçen mahallesi olan bu eski yerleşim birimi hala o eski dokusunu koruyordu. Beyşehir’de, bütün ara sokakların, mahalle aralarına kadar parke kilit taşla düşenmiş olduğu dikkatimden kaçmadı.

Ereğli Belediyesi gibi iktidar partisinden olduğunu öğrendiğim Beyşehir Belediye’sini tebrik etmemek mümkün değil. Ereğli, belediyecilik ve şehircilik anlamında ne kadar geri gitmiş ise Beyşehir de bir o kadar ileri mesafe katetmiş.

Beyşehir’deki kısa ziyaretimi bitirip soluğu Şarkikaraağaç, Gelendost üzerinden Eğirdir’de aldım. İyi ki böyle yapmışım. Eğirdir’e ilk defa gidiyordum...

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..