Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '17

 
Kategori
Güncel
 

Dolmuş, Trenlere Binmenin Zorunluluğu

Dolmuş, Trenlere Binmenin Zorunluluğu
 

Değerli olanı değersizleştir, değersiz olanı değerli hale getirir. Asil olanlar hakkında asılsız dedikodular çıkar, asil olmayanlar hakkında asaletle ilgili planlanmış organizasyonlar yap, değerliler değersiz, asiller, sıradan, sıradan olanlar asil olsunlar. Haberler, medya birçok konuda toplumu yönlendirebilme yeteneğine sahiptir.  Kötüleri iyileştirebilme, iyileri kötüleştirebilme yeteneğini eline alanlar doğal olarak melekleri şeytan, şeytanları melek gibi gösterebilme yeteneğine sahiptir.

Örnek, duyumlar, görgüler nereden besleniyorsa o kadar zengin olabilir. Bu durumda toplumsal iyiler topluma kötü olarak gösterilirse toplum kötü olanı iyi zannederse, içtiği su zehirlenirse toplum zehirlenmiş, yönünü bulma kabiliyetini kaybetmiş demektir.

Toplumların aklı yoktur. Bu dünyanın her yerinde böyledir. İsveç’te kamyon ile yapılan katliamdan sonra tüm Müslümanlara tepki gösterilmesinin toplumun hemen her kesiminde Müslümanlara nefret dalgasının yükselmesi basitçe bir genellemenin,  toplumun hizaya sokulmasının basit bir yöntemidir.

Futbol maçına gidip kendisi gibi bir başka takımın taraftarını öldüresiye döven bir taraftar zihniyetinden topluluk olarak bir araya gelince mantıklı davranışlar beklemek beyhudedir. Mantıklı olabilseler kendileri gibi aynı sosyokültürel tabandan gelen birisini döner bıçağıyla kovalamasını hatta öldürmesini nasıl açıklayabilir, hangi akıl veya mantıksal davranış şekliyle açıklayabiliriz ki? Plazaların teras katında keyifle purosunu tüttüren beyefendilerin çok da umurunda olmayan alt kültür belli bir akıl ve zihinsel jimnastikten yoksundur. Taraftar olmayı seçebildiği için var olabilen ancak öğle yemeği niyetinde üç beş kuruşla peynir ekmeğe talim eden “taraftar” aslında yirmi birinci yüzyılda ilkelleştirilmiş mankurtlaştırılmış insanın yeni prototipidir.

Taraf ve taraftar olabilmeyi beceren insan, tarafı olduğu tarafın hatalarını görmemek ve kendini yüceltmek üzerine bir mantık geliştirir. Çoğu zaman bunu sosyalleşmenin gereği olarak görür. Grup halinde hareket ederken son derece güçlü olan taraftar çoğu zaman aç yatmayı da yiğitliğin şanından görür. Ona verilmiş kutsal bir görev vardır ve o aslında bir ideal için dünyaya gönderilmiştir.

Köylü kız köyündeki baskılardan bunalıp şehre artist olmak üzere kaçar. Yarı aç, yarı tok yarı beş parasız kalır. Halk kesimlerinden hemen her gruptan kötülerle karşılaşır. Acımasız kamyoncular, bakkallar, film yapımcıları neredeyse hemen herkes kötüdür. İyi de turistin parası bittiği için cebine para koyan, biletini alan bu halk değil midir?

Mantık arkamıza yaslandığımızda,  yaşımız kırkı geçtiğinde gerçekleşecek değil ancak olanları olaylar esnasında okuyabilmek pek olası değildir. Filmler, haberler, kitaplar, medya, moda, olaylar. Tüm bunlar insanı bir yere hazırlar. 12 Eylül sonrası “İnek” “ Şaban” “Ha Babam” sınıfları toplumu vurdumduymaz hale getirdiğini şimdilerde anlayabiliyoruz. Eğitimi sistemini yozlaştırma bakımından bu kadar etkili olan başka şeyler de “illaki” vardır.  Gün ve gündem ise saatte iki yüz kilometre hızla giden bir trene benzer. Hangi trene binen, tren hareket halindeyken inebilmiş ki?

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..