Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '10

 
Kategori
Bilim
 

Dom (6)- Kuantların temel özellikleri -4

Dom (6)- Kuantların temel özellikleri -4
 

Kimyasal elementler, birbirlerine dönüşebilirler ve kuantsal öğeler sonsuz farklı konum alabilirler


Çok önemli birkaç not daha:

1. Varlıkların yapısal durumlarında değişiklik olması demek, molekül yapılarının değiştirilmesi demektir. Peki, atomik yapılarda da bir değişim oluyor mu?

Oluyor. Şöyle ki: Her bir kimyasal elementin (yani her atomun) birçok izotopu bulunmaktadır. Şekilde azot (N) ve karbon (C) atomlarının izotopları görülmektedir. Bu izotoplar, ortamdaki enerji kutuplaşması ve yoğunluğuna bağlı olarak, ya elektron tünellemeleri, ya pozitron tünellemeleri nedeniyle çapraz (sarı ve mavi oklarla) gösterilen yönlerde birbirlerine dönüşmektedirler. Yani bir 13N atomu bir 13C atomuna, bir 14C atomu, bir 14N atomuna dönüşebilmektedir.

Şekil 6: Doğadaki tüm kimyasal elementler, birbirlerine dönüşebilirler ve kuantsal öğeler sonsuz denecek kadar farklı konum ve durum alabilirler.

Dolayısıyla doğadaki tüm kimyasal elementler, ortamdaki enerji durumuna göre, elektron veya pozitron alışverişleri sonucu birbirlerine dönüşebilmektedirler. İzotopların çok değişik ömürleri bulunmaktadır. İzotopların sahip oldukları bu ömürlere göre de oluşturulan bileşiklerin ömürlerine sınırlama getirilmiş olunmaktadır. Doğadaki biyolojik iç saatlerin çoğu bu sisteme dayanmaktadır.

2. Peki daha alt düzeyde, yani atom-altı-öğeler düzeyinde de değişimler oluyor mu?

Evet, onlarda da değişim oluyor: Atom-altı-öğelerin de, ilerleme yönleri, adımları, enerji düzeyleri, vs değişiyor, hem de 3 eksen sistemi boyunca ve her bir eksen etrafında 77760000 saliselik konum farklılığı gösterecek şekilde! Dolayısıyla, asıl temel değişim bu en temel varlıklarda gerçekleşiyor ve onlar bu değişen enerji düzeyleri ve konumlarıyla, doğa ve dünyamızı tekrar yeniden düzenlemeye başlıyorlar.

>Kuantsal sistemden atomik-moleküler sisteme geçildiğinde, “Theory of Integrated Levels” (= Tümleşik Sistemler Teorisi) ilkesi “Her düzey altındaki düzey(ler)inkine ek, yeni bir özellik taşır” gereği: yeni etkileşim sistemleri ortaya çıkar. Bu etkileşim sistemi basınç ve sıcaklık olarak bilinir. Bu nedenle tüm moleküller sıcaklık ve basıncın çok olduğu yerden, az olduğu yere doğru hareket ederler. Bu etkileşim sistemi gereği denizlerdeki su moleküllerinden her biri, kendisine en yakın komşularının sıcaklık ve basınç değerlerini algılayarak, en düşük değerdekiler yönünde harekete başlarlar. Bu olay aynı anda denizin her yerinde gerçekleşir ve tüm deniz genelinde bir akıntı sistemi başlar. Denizin farklı yerlerindeki farklı sıcaklık ve basınç değerlerine göre, farklı hızlarda akıntılar ortaya çıkar. Atmosferdeki rüzgârlar da bu sistemde gelişirler. Yeryuvarı içindeki manto akımları da bu şekilde oluşurlar. Bu akıntılara göre de depremler volkanik hareketler vs. başlar.

Sözün kısası, doğa ve dünyamızı oluşturan en temel öğeler bilardo topu gibi pasif, cansız, ölü, bilinçsiz varlıklar değil, yukarıda belirtildiği gibi, çevrelerini algılayan ve komşularının durumlarına göre davranışlarını belirleyen ve daha rahat durumlara geçmek için yeni üst-sistemler içinde bir araya gelme çabası içinde olan varlıklardır. Yani onlar ölü-cansız değil, canlı ve bilgi ile davranan en temel canlılık öğeleridir.

> Doğadaki en küçük varlıkların hem dalgalanma (wave) göstermesi, hem bir madde tanesi (particle) olarak davranması, onların “wavicle” (wave + particle = wavicle) olarak da adlandırılmalarına neden olmuştur (Eddington 1935). Bu “wavicle” terimini Türkçemize “salınımcılar” olarak aktarmak istedim, çünkü onlar hem bir sarkaç gibi, sürekli olarak sağa-sola dönüp duruyorlar, hem ilerledikleri yönde belirli bir düzlem içinde dans ediyorlar, hem de doğadaki tüm enerjilerin (dolayısıyla kuvvetlerin) temelini oluşturuyorlar. Dahası, evrensel ölçekte birbirleriyle etkileşerek, hep daha ekonomik üst-sistemlerde birleşecek şekilde birbirleriyle anlaşıp-uzlaşıyorlar. Salınımcılar çevre faktörlerini dikkate alarak yapı ve dokusal durumlarını değiştirirler ve yeni şekiller, yeni görünümler ortaya çıkarırlar.

>Ve salınımcıların son bir temel özellikleri daha: hep en kestirme yolu seçerler. Yani her zaman işin en kolay yolunu seçerler. Bu özellik, çocukların yetiştirilmesinde önem taşır; çünkü onlara hayat şöyle de olur veya yaşanır diye kolay bir yol gösterirseniz, o çocuklar ileride asla zor görevlere soyunmazlar.

Özetle: Doğadaki tüm farklı görüntüler, salınımıcılar dediğimiz bu temel varlıkların çevreleriyle karşılıklı etkileşimlerinin bir üründürler.

Peki, doğadaki en temel yapıtaşları canlılık gösteriyorlar, bilgiye göre davranıyorlarsa:

-fizikçiler neden hala bu temel yapıtaşlarını, doğayı oluşturan en temel canlı-öğeler olarak değil de, bilardo topu gibi pasif, cansız varlıklar olarak değerlendiriyorlar?

-Biyologlar neden hala canlıların bilgiye göre davrandıklarını değil de, evrimin rasgele mutasyonlarla gerçekleştiğini iddia ediyorlar?

- Biyologlar neden canlılığı atom-altı-öğelerle başlatmıyorlar da, “ilk canlı nasıl, nerde oluştu?” şeklinde sorularla uğraşıyorlar?

- Din adamları yaratıcı güç olarak tanımladıkları “Allah’ı” neden varlıkların kendi içlerinde değil de, hayali bir harici sistemde arıyorlar?

Bu soruların yanıtını dinamik sistemler fiziği ilkelerinde buluyoruz.

 
Toplam blog
: 45
: 973
Kayıt tarihi
: 14.08.10
 
 

K.T.Ü.de paleontoloji ve tarihsel jeoloji öğretim üyesiyim (Prof. Dr.). Yeryuvarında hayatın oluşum ..