Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Domuz gribi hastalığı ve aşısı

Domuz gribi hastalığı ve aşısı
 

21–25 Ekim 2009 tarihinde Marmaris’te gerçekleşen 53.Türkiye Pediatri Kongresine katılan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yard. Doçent Doktor Tanju Çelik ‘domuz gribi’ hakkındaki görüş ve bilgilerini bizimle paylaştı. Çocuk sağlığını ilgilendiren temel konular ve sorunların ele alındığı kongreye katılan, önümüzdeki günlerde Mustafa Kemal Üniversitesi Araştırma Hastanesi Çocuk Ünitesi Bölümünde göreve başlayacak olan Yardımcı Doçent Doktor Tanju Çelik kongredeki izlenimlerini anlattı. Ayrıca domuz gribi hastalığı ve domuz gribi aşısı, grip aşısı vb. virüs içeren hastalıkların özellikle 2 yaş altı çocuklar için risk faktörü olduğuna değindi.

Merhaba Tanju Bey, Uzun yıllar İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde çalıştıktan sonra memleketiniz Bergama’da görevinize devam ettiniz ve yakında Antakya, Mustafa Kemal Üniversitesinin Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinde yeni görevinize başlayacaksınız. Dünya gündemini etkisi altına alan H1N1 virüsü ile ilgili kongrede neler konuşuldu?
Bu konu ile ilgili görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Gelen hasta ve hasta yakınları tarafından en sık sorulan soru grip aşısı yaptırsak yeterli olur mu? sorusu. Oysa ‘Domuz Gribi’ ve ‘Grip’ aşısı farklı içerikli aşılar. Virüs aynı virüs gibi gözükse de geçirdiği mutasyon evresi farklı olduğu için her iki aşıyı da yaptırmakta fayda var. Olduğunuz grip aşısı ile domuz gribi aşısı farklı maddeleri içeriyor.

Artık herkes ‘domuz gribi’ hakkında az çok bir bilgiye sahip. Bu hastalık o kadar çok konuşuldu ki, halkı tedirginliğe itti. Medyanın bu konuyu çok büyüttüğü görüşlerine katılmıyorum. Yapılan haberler sadece bu konu ile ilgili hassaslığı, duyarlılığı arttırma yönünde ve bilgi vermek amaçlı. Böyle değerlendirmek lazım. Panik havası yaratmanın kimseye faydası yok. Bu hastalıkta her türlü viral hastalık gibi yayılacak. Bu hastalıktan korunmak diye bir şey yok. Karantina yapmaya da gerek yok. ABD ülkesi karantina uygulamıyor. Risk grubu olarak gördüğümüz kişilerin bu aşıyı olmasında fayda olduğunu düşünüyorum. Tabi ki önemli olan bağışıklık sistemini güçlü tutmak. Bol sıvı gıdalar, bol taze meyve ve sebze, iyi istirahat ile vücudu güçlü tutmak gerekiyor. Bağışıklığı güçlü olanlar hasta olmayacak diye bir kıstas yok. Herkes bu virüsü alabilir ama bağışıklığınız güçlü olduğunda bu hastalığa karşı vücut direnci daha kuvvetli olur. Bu sebeple özellikle risk grubundaki kimselerin aşı olmasını öneriyoruz. Mikropla nasıl ve ne zaman karşılaşacağımızı bilemeyiz. Hangi hastalık olursa olsun vücut direncinin düşük olduğu bir evrede alınan virüs vücudumuzu daha kolay ele geçirebilir. Bu noktada vücut direncini yüksek tutmak için uyku, beslenme, dinlenme vs. gibi temel ihtiyaçlarımızın kaliteli bir şekilde karşılanması gerekir. Ayrıca, iyi havalandırılmış temiz ortamlarda bulunmaya özen göstermek gerekiyor. Dezenfektanlar sabun ve suyun bulunmadığı ortamlar için iyi bir çözüm ama mutlaka elleri ve yüzü sabun ile yıkamak gerekiyor.

Risk Grubunda kimler var?

Sağlık Bakanlığı morbid obezleri (hastalıklı şişmanlık), gebeleri, iki yaş altı çocukları, 18 yaş altı olup sürekli aspirin kullanması gereken çocukları, kronik akciğer ve kalp hastalarını ve 65 yaş üstündekileri risk grubuna aldı. Ayrıca; hepatik, böbrek, kas ve sinir, metabolik ve AIDS gibi bağışıklık sistemini etkileyen hastalığı bulunanlar ‘Ağır Hastalık Risk Grubu’ sayıldı. Biz hekimlerin görevi risk grubunda gördüğümüz hastaları konu hakkında bilinçlendirmek.

Aşı olmak için uygun zaman ne zaman?

Hangi aşı olursa olsun, herhangi bir yüksek ateşli hastalık söz konusu değilse, istendiği zaman aşı olunabilir. Dünyada birçok ülke şu anda domuz gribi aşısını yapıyor. Bizim ülkemizde bu aşıyı getirdi. Bu aşıyı yapan firmalar, içinde adjuvan olan ve içinde adjuvan olmayan şeklinde üretti. Nedir adjuvan: Şöyle özetleyebiliriz, aşıyı çocuğa yaptığımızda beraberinde bağışıklık sistemini destekleyici, aşının etkisini arttırıcı maddeler var. Diğer aşılardan çok farklı değil.

Okula giden çocuklara aşı yapılması ile ilgili aileden izin alma konusunda ne diyorsunuz?

Hekimin görevi şudur. Olasılıkları anlatmak, tedbiri almak ve korumak. Ailenin kabul etmediği hiçbir koşulda aşı takvimi dışında hiçbir aşı yapılmaz. Şöyle bir örnek vereyim. Mesela Suçiçeği hastalığı %95 oranında kendiliğinden oluşur ve gider ama %5 oranında komplikasyonları oluşabilir. Nedir bunlar; Büyüme geriliği yapabilir, beyinde bazı hasarlar oluşturabilir, yürüme, konuşma bozuklukları yapabilir. Aşı olmamış bir hasta, hastalığının bu tarz etkilerine maruz kalabilir. Suçiçeği aşısını olmuş hasta yine hastalığı geçirse bile çok çok hafif geçirir.

Bu örneği niye verdim. Bir dönem suçiçeği aşısı yaptıralım mı, yaptırmayalım mı diye soran hastalarla karşılaşmıştım. Şu anda hiçbir hastam bu soru ile bana gelmiyor. Birçok insan bilmez ama suçiçeği hastalığından dolayı da hasta hayatını kaybedebilir. Neden bu örneği anlattım: Aşı yaptırma konusunda genelde kâr-zarar hesabı yapalım öyle aşı olalım deniyor. Ama bu vb. durumlar insanın başına bir kere gelir. Şansı %50’dir. Bu tabloda kâr-zarar hesabı yapmayı doğru bulmuyorum. Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Yardımcı Doçent Doktor Tanju Çelik bu vb. salgın hastalıkların toplum üzerindeki davranış etkileri hakkında ki ilginç görüşlerini şu cümle ile özetledi: ‘Bu hastalık yaşayış tarzımızda da bazı değişikliklere sebep olacak gibi gözüküyor. Malum önümüz bayram, özellikle doğu geleneğinde sarılıp, öpüşerek selamlaşma geleneği bu hastalık ile biraz azalacak gibi gözüküyor. Bu hastalık bizi geleneklerimizden uzaklaştıracak mı yoksa daha kaliteli bir hayata doğru mu götürecek. Bu iki konu tartışmaya açık.’

NOT: Bu yazım, Bergama Halkın Sesi gazetesi, Aralık 2009 sayısında yayınlanmıştır.

 
Toplam blog
: 119
: 1401
Kayıt tarihi
: 11.02.09
 
 

Ben kimim? Tüm sıfatlarımın dışında doğduğum günden beri bu sorunun cevabını bulmak için sürekli ..