Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '09

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Domuz gribi kapıya dayanmış, günaydın

Domuz gribi kapıya dayanmış, günaydın
 

Domuz gribi tehlikesi


Herkes aylardır avazı çıktığı kadar bağırıyor; salgın var, tedbir almak lazım, Al o zaman. Ama kafalar karmakarışık. Son günlerde her kafadan bir ses çıkıyor, herkes biryerlerde ahkam kesiyor. Ne talihsizlikdir ki bir tek Sağlık Bakanı’nı ekranlarda göremedik. Daha dün akşam bir doktorlar topluluğunu bir açık oturum yaparken izledim, içim acıdı. Bunu bile hükümetler arası bir mesele haline döndürmeyi başardılar, tebrik ederim. Konuşulan konular arasında şunlar vardı, bir kısmını da dikkatli dinleyemedim yanılıyor olabilirim yer yer ama işin özü şöyleydi: Sizin hükümet döneminde şu kadar kişi grip oldu, bizimkinde bu kadar, sizde yılda 300 kadar görülen bebek ölümü vakalarını neredeyse sıfıra indirdik, TUBITAK için projeler yapıp sonuçlarını izliyoruz ona gore karar veriyoruz gelecek planlarına, bir çocuğa harcanacak para ile 5000 kişinin bakım masrafı üstlenilebilir, parayı boşa harcıyorsunuz, bizim dönemimizde şu protokol imzalandı sonra iptal oldu, siz beceriksizsiniz, birbirini karalama vs. vs..

Daha çok sayabilirim ama içinde domuz gribi, onun aşısı, faydaları, zararları, daha once hangi ülkelerde kullanıldığı, ya da kullanılıp kullanılmadığı, hastalığın tanımı, hastalığa yakalanılması durumunda neler yapılacağı, neler yapılmayacağı, nereye başvurulacağı, kişisel ve toplumsal korunma tedbirlerine dair birşey anlamış değilim. Bir telaş, bir panik, bir galeyan…

Ama sıradan bir vatandaş olarak benim aklım nisbeten selim ki mantıklı ve mantıksız şeyleri birbirinden ayırabiliyorum.

Bu hastalık hakkında;

- Domuz gribi (ve diğer salgın grip vakalarında) ölüm riskinin diğer grip vakalarından salgın olması nedeniyle biraz daha fazla olduğunu ama temelde çok da farklı olmadığını,

- her gribin domuz gribi olmadığını

- her domuz gribi olanın sonunun ölüm olmadığını,

- hastalık belirtilerinin bildiğimiz grip vakaları ile aynı olduğunu ama her ihtimale karşı bir doktora ya da sağlık ocağına gitmek gerektiğini (salgın vakaların kayıt altında tutulmasına yardımcı olmak amacıyla),

- evde dinlenmek gerektiğini, öngörülen tedavi yöntemini uygulamak gerektiğini, her zaman yaptığımız gibi C vitamini takviyesi yapmak gerektiğini,

- hastalık halinde diğer insanlarla çok fazla içli dışlı olmamak gerektiğini,

- gripten korunmak için kişisel hijyene daha fazla önem verilmesi gerektiğini, mesela ellerin sık sık sabunla yıkanması, ortak kullanılan yüzeylere çok temas etmemeye gayret edilmesi gibi,

- insanların gereksiz yere kafalarının karıştırılmaması gerektiğini,

ve en önemlisi

- Sağlık Bakanı gibi bu işin en tepesinde bulunan birinin şu kısacık şeyleri topluma anlatması gerektiğini çok çok iyi biliyorum.

En kısa zamanda kendisini ekranlarda görmek istiyoruz ki bizim gibi bir avuç aklı selim kişi dışındakiler de bu hastalığın cüzzamvari bir vaka olmadığını anlasın. Hazır aklıma gelmişken, geçen senelerde kuş gribi, ondan once çin gribi, ondan daha once adını hatırlamadığım başka bir grip vardı, ondan once de daha başka. Bunların bir kısmı yurdumuzu “teğet” geçerken diğer kısmı delerek geçti. Onlarda da aynı panik yaşandı, dileğim o ki bu panik bir an once hafiflesin. Ya değilse başımıza bu toplumsal panikten bir felaket gelecek.

Unutmayalım ki herşeyin başı sağlık...

 
Toplam blog
: 38
: 4648
Kayıt tarihi
: 03.11.07
 
 

Çok okurum… Bazen kendi çapımda yazılar karalarım, kendim de beğenmem ama olduğu kadar, napiyim… ..