Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Domuz gribi paranoyası

Dün akşam kızım, gereksiz bir sebepten yüksek sesle ağlamaya başladı. Hemen belirteyim ki, kızım 10 yaşında fakat yaşından çok fazla olgun, mantıklı bir çocuktur. Öyle herşeye zır zır ağlamaz. Onu kucağıma alıp sakinleştirdim ve neden ağladığını sordum. Bana, "Anne bugün okulda başım ağrıdı ve hala başım ağrıyor. Baş ağrısı domuz gribi belirtisiymiş. Ben domuz gribi olduğumu sandım, çok korktum." dedi ağlayarak...

Bana işin bir de psikolojik boyutu olduğunu düşündüren bu olay karşısında daha da canım sıkıldı. Artık domuz gribi paranoyası diye bi şey de başladı. İnsanlarda domuz gribine yakalanma korkusuyla baş gösterip, sosyal yaşamdan uzaklaştıran, işinde gücünde verimsiz hale getiren, çıldırmış gibi bitkisel ilaçlara, jellere, maskelere saldırmaya neden olan hastalıklı bir ruh hali içine girdik. Bunun üstüne bir de her gün medyanın abartılı "Domuz gribi salgınında hızlı bir artış bekleniyor" haberlerini de eklersek depresif bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. Sağlık bakanı açıklamalarına her gün yenisini eklerse, "Aşılanmazsa 5000 kişi ölecek " diye felaket tellallığı yaparsa, "Bakın ben aşı oluyorum, siz de olun yoksa suç duyurusunda bulunurum" derken, başbakanı çıkıp " Ben aşı olmuyorum, olanı da tutmuyorum" derse, vatandaş ne yapsın?

Şimdi ben bir vatandaş, bir anne olarak şaşkın haldeyim. Konunun uzmanı olsam sorun yok, bildiğimi okurum. Uzman değilim ve dinlediğimiz uzmanların kimi ; " öldürücüdür, tehlikelidir, aşı olun ya da olmayın siz bilirsiniz" diyor, kimi; " boşverin o kadar da önemli değil, aşı olup da kendinizi riske atmayın" diyor. Herkes, ama herkes birşeyler söylüyor. Hayat memat meselesi... Önemsemeden edemiyorum. Toplum olarak fazla mı önemsiyoruz aceba.. Bu domuz gribi paranoyası bize, domuz gribi virüsünden fazla zarar veriyor belki de. Her şey kafada başlar ya...

Ha bu arada söylemeden edemeyeceğim. Bugün aldığım bir mail de "Gribin her türünü anında iyileştiren bir formül "vardı. Ben de paranoyaklardan olduğum için( artık kızıma fazla yansıtmamaya karar almış olsam da), sizlerle de paylaşmak isterim. Soğanı soyuyorsunuz, içini fazla değil yarıya kadar oyuyorsunuz, bu oyuğa toz şeker doldurup en az 12 saat bekletiyorsunuz. Şeker orada eriyip bir sıvıya dönüşüyor, tadı hiçte kötü olmayan bu sıvıyı içiyorsunuz. Ben denemedim ama denemeyi düşünüyorum. Sonuçta hiçbir yan etkisi yok. Yine de tedbiri elden bırakmamak adına...

Son olarak söylemek istediğim, gribin her türüne, her zaman önlem alalım, ama bunu çocuklarımızın psikolojisini bozacak boyutta abartmayalım lütfen. Çocuklar bizler gibi değildir, olaylar anları daha fazla etkiler, her hapşırdıklarında öleceklerini zannedip, keşmekeş bir ruh haline girebilirler. Sağlıklı günler dileğiyle....

 
Toplam blog
: 47
: 793
Kayıt tarihi
: 17.10.09
 
 

Yaşıyorum, yaşadıkça öğreniyorum, öğrendikçe düşünüyorum, düşündükçe çözümlüyorum, çözümledikçe y..