Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '09

 
Kategori
Sağlık
 

Domuz Gribi ve Aşısı

Domuz Gribi ve Aşısı
 

Domuz Gribi Aşısı


Küresel çağın sınırları kalkan dünyasında; artık uçak taşımacılığıyla dünyanın her yerine ulaşmanın mümkün olduğu bu devirde belki de bu ulaşım kolaylığının olumsuz bir yansıması domuz gribinin tüm dünyaya yayılması. Evet, bu hastalığın tüm dünyaya yılmasının ana nedeni hava taşımacılığıyla insanların bulundukları yerden bu virüsü başka ülkelere götürmesidir. Belki de bu kadar gelişmiş bir dünyada değilde, çok değil tarihimizden 20-30 yıl öncesinde domuz gribi hortlamış olsaydı, sadece kısıtlı bir coğrafyada insanları etkileyecek ve değil diğer kıta ülkelerine, komşu ülkelerde bile minumum düzeyde görülecekti.

Bu da teknolojisiyle, gelişen bilimiyle övünen modern çağın en önemli olumsuzluklarının başlarda gelenidir belkide. Artık günümüz dünyasında, uçak taşımacılığının hayatımızı kolaylaştırdığı bir çağda, neyazıkki bir yerde meydana gelen bir salgın kısa bir süre içerisinde tüm dünya insanlığını etkileyen bir problem halini alabilir, bunu engelleyebilmek ise neredeyse imkansız. Ve Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) yaptığı bir açıklamada; domuz gribinin şu ana kadar en hızlı yayılan salgın olduğu, başka virüslerin 6 ayda kat ettiği mesafeye, domuz gribinin sadece 6 haftada ulaştığını vurguluyor. 41 yıl aradan sonra ilk kez küresel grip salgını alarmı veren DSÖ 2 yılda 2 milyar kişiye hastalık bulaşacağına, bundan en çok gelişmekte olan ülkelerin etkileneceğine dikkat çekiyor.(1)

Son zamanların tüm insanlığı etkileyen büyük bir sağlık problemiyle karşı karşıyayız. Artık hergün televizyonda, gazetede karşımıza çıkan haberleriyle, her yerde konuşulan, basına yansıyan ölüm haberleriyle herkesi korkutan bir sağlık problemi. Derken tüm dünyayın korkulu rüyası haline gelen domuz gribi için aşı çalışmaları tamamlanır. Artık tek tek ülkelere dağıtımına başlanır ve insanlara uygulanmaya başlanır. Peki gerçekten bu aşıların domuz gribine karşı koruyuculuğu var mıdır? insanlar üzerinde olumsuz bir yan etkisi var mıdır? Kaldıki koruyuculuğu olsa bile eğer gerçekten yan etkileri varsa ve uzun dönemde ortaya çıkabilirse bu aşının başarılılığı sorgulanır. Zaten insanların kafasındaki en büyük soru da bu, domuz gribinden kurtulalım ama başka bir sağlık problemine de bu aşıyla bir zemin hazırlamış oluyor muyum? Aşıyı yaptırmalı mıyım? Bu yazımda bu sorulara mümkün olduğunca cevap bulmaya çalışırken bir yandan da bu aşı hakkında bulunuşundan kullanılmaya başlamasına, uzmanlarca düşünülen olumlu-olumsuz bütün özellikleriyle değerlendirmeye çalışacağım. Umarım yazımı her ne kadar olmusuz bir konudan, bir tehlikeden bahsetsek de, bilgilenip keyif alacağınız bir yazı olarak bulursunuz.

Nisan 2009 da hortlayan domuz gribine karşı aşı, dünyanın büyük ilaç şirketlerinin öncülüğünde aktarılan kaynaklarla çalışmalar sonuç verdi ve aşının üretilmesinin ardından, dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden Sanofi- Aventis yetkililerince haziran ayında ABD ve avrupada 6 bin gönüllünün üzerinde test edildiği açıklanmıştı.(2) DSÖ, domuz gribinin sonbahar aylarında hızla yayılacağı ve daha büyük bir tehdit oluşturacağı uyarısında bulunarak, hükümetleri hazırlık yapmaya çağırıyor.Ve sonunda Çin ilaç şirketleri daha hızlı davranarak dünyada ilk üretim lisansı alan domuz gribi aşısının üretimine başlıyor, ve ardından da bu hastalığa karşı ilk kitlesel aşı kampanyasını başlatan ülke oluyordu.

Sağlık Bakanlığı'mız da tüm bu gelişmeler ışığında aşı üreten firmalardan siparişlerde bulunuyordu; GlaxoSmithKline(GSK) 25 milyon doz aşı, Novartis 15 milyon doz, Sanofi Pasteur 3 milyon doz olmak üzere toplam 43 milyon doz aşı sipariş veriliyordu. Sağlık Bakanlığından yapılan aşı hakkındaki açıklamada; domuz gribine karşı öncelikle risk grubundaki 10 milyon kişiyi aşılama kararı alındığı, bu risk grubunda ise gebeler, 6-35 ay arasındaki çocuklar, diyabet, kalp hastalığı ve bağışıklık sistemi yetmezliği olanlar, sağlık personeli, elektrik, doğalgaz ve ulaşım hizmeti gören kamu personeli, asayiş ve TSK mensupları bulunduğunu açıklıyordu. Gelecek olan aşıların, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nde biyolojik kontroller yapıldıktan sonra uygulanacağını ifade eden yetkililer, “Domuz gribi aşısının diğer aşılardan farklı, bilinen yan etkilerin olmadığını şu anki bilgilerle söyleyebiliriz, ama elbette iyi takip etmek durumundayız” diye demeç veriyorlardı. Sağlık Bakanlığı’na göre, ‘pandemik aşılar özelliği nedeniyle çok fazla kişide kullanılıp bilgiler elde edilmeden belli riskler göze alınarak kullanılmak zorunda.’ (3)

Açıkca söylemem gerekirse, Sağlık Bakanlığımız daha önceden alışık olmadığımız bir şeyi yaptı; halk sağlığı gereği domuz gribine karşı geliştirilen aşıları salgın büyümeden diğer gelişmiş ülkeler gibi önceden sipariş etti ve aşılamalara da başladı. Fakat iyi başladığı işi iyi sürdüremediğini düşünüyorum, özellikle Sağlık Bakanımızın aşı konusundaki Başbakanımızı bile çileden çıkartan dayatmacı tavrının, kimi uzman tarafından aşının sağlığı olumsuz etkileyebileceği söylemlerini de düşünürsek, tabiki sağlığını tehlikeye atmak istemeyen insanların aşıyı yaptırma konusunda çelişkide kaldığı bir süreçte işi daha da zora soktuğunu söyliyebilirim.

Sağlık Bakanlığımız ve bazı bilim adamlarımız medyadan verdikleri demeçlerde, bu aşının diğer mevsimsel grip aşısının yan etkisinden fazla bir yan etkiye sahip olmadığını belirtirken, diğer taraftan bazı bilim adamlarımız bu aşının içinde bulunan adjuvan maddenin insan sağlığına olumsuz etkilerinden bahsediyorlar.

Peki nedir bu adjuvan madde? Grip aşılarına eklenen adjuvan maddeler vücudun aşıya daha fazla tepki vermesini sağlıyor. Bu adjuvan maddenin zararları konusuna vurgu yapan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta; Körfez Savaşı’ na katılan sayısız Amerikalı askerde ortaya çıkan ve Körfez Savaşı Sendromu adıyla bilinen hastalığın da bu kişilere yapılan ve skualen ihtiva eden şarbon aşısından kaynaklanabileceği düşünülüyor. Körfez Savaşı Sendromu, vücudu tahrip eden oto-immun bir hastalık. Bu kişilerde eklem iltihabı, kas ağrıları, deri döküntüleri, lenf bezlerinde büyüme, kronik yorgunluk, kronik baş ağrıları, vücuttaki kılların dökülmesi, iyileşmeyen deri yaraları, hafıza kaybı, sara nöbetleri, kansızlık, ruhsal ve sinirsel problemler, nefes darlığı, kronik ishal, gece terlemesi, ateş ve daha pek çok rahatsızlık gelişiyor.

Diğer bazı önemli bilim adamımızın aşı hakkındaki olumlu- olumsuz görüşlerine ve nedenlerine bir göz atıcak olursak: Türkiye Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tolunay:“Avrupa İlaç Değerlendirme Kurulu’nun (EMEA) hazırladığı ruhsat dosyasında domuz gribi aşıları ile ilgili yeterli klinik çalışma yapılmadığı vurgulandı. Raporda Pandemrix adlı ilaçla ilgili aynen şu cümleler yazılı: “Çocuk, genç ve yaşlılarda klinik çalışması yapılmamıştır. Yan etkiler listesi uzayıp gidiyor. Ayrıca bu aşıda da, Türkiye’nin satın alacağını duyurduğu diğer iki aşıda da cıva bulunuyor. Aşılarda cıva, cıva zehirlenmesine ve çocuklarda otizme yol açtığı; vücuttan atılamadığı için dünyanın birçok ülkesinde yasaklandı. Domuz gribi aşısıyla tüm insanlar kobay olarak kullanılacak.”

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şadi Yenen:“Celvapan adlı ilaç memeli hücrelerinde üretilmiş grip virüslerinin, Pandemrix adlı ilaç ise yumurtada üretilen virüslerin kullanıldığı aşılardır. Her iki aşı da, olağanüstü koşullarda kullanılmak üzere ruhsatlandırılmış yeni aşılardır. Bu nedenle yaygın kullanımda hangi yan etkilerin ortaya çıkacağı tam olarak bi lin me mek te - dir. Ancak ilk klinik çalışmalarda olağanüstü riskli yan etkilere rastlanılmamış olması önemlidir.

Avrupa Konseyi Sağlık Komitesi Başkanı ve Alman Meclisi Sağlık Komisyonu üyesi olan dahiliye uzmanı Dr. Wolfgang Wodarg'ın sözleri kabusu körüklüyecek cinsten. Dr. Wolfgang Wodarg, "domuz gribi pandemisi korkusunun bir mizansen olduğunu" savunarak, deneme aşamasındaki domuz gribi aşısının muhtemel yan etkilerinden endişeli olduğunu belirtti. Domuz gribi kabusu dünyayı kuşatmayı sürdürürken Dr. Wodarg Almanya'da deneme aşamasında olan domuz gribi aşısının tehlikeli olabileceğine işaret etti, aşıda hayvansal kanserli hücrelerin kullanıldığını kaydetti.(4) Bu hastalık ve aşı hakkında yeterli bilgileri edinen insanların, konu hakkında yorum yapan uzmanları da dinleyerek; sonuçta bu konuda aşı olup olmama konusundaki kararı kendileri vereceklerdir. Ama domuz gribi karşısında zayıf olan risk gruplarının aşı olmaları konusunda hemen hemen bütün uzmanlar, aşı olmaları gerektikleri hakkında bir görüş birliği sağlamış görünüyorlar.

Bu tartışmalar bir yandan devam ederken, diğer yandan da bu hastalığı önlemeye yarayan aşılar tüm hızıyla uygulanmaya devam ediyor. Kafalardaki soruları bir parçada olsa azaltmış olmanın umudu ve bu pandeminin mümkün olduğunca çabuk etkisini kaybederek en az komplikasyonla insanları etkilemesi dileğiyle...

(1) http://www.domuzgribi.org/haberler/kisin-domuz-gribi-daha-tehlikeli/
(2) http://www.domuzgribi.org/haberler/domuz-gribi-asisi-uretimi-tamam/
(3) http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=960361&Date=21.10.2009&CategoryID=77
(4) http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=202839

 
Toplam blog
: 21
: 3107
Kayıt tarihi
: 21.05.09
 
 

İstanbul doğumluyum... İstanbul da yaşamaktayım... Tıp Fakültesi'ni yeni bitirdim-bitiricem sayıl..