Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '13

 
Kategori
Futbol
 

Donk’un elde ettiği “sahte kâr”da sorumlu kim? (Beşiktaş’ın suçu ne?)

Donk’un elde ettiği “sahte kâr”da sorumlu kim? (Beşiktaş’ın suçu ne?)
 

Her alanda olduğu gibi futbolda da “sahte kâr” ardında koşanlar var:

Rakip, sarı ya da kırmızı kart görsün de nasıl görürse görsün!

Penaltı düdüğü, kendi lehine çalsın da nasıl çalarsa çalsın!

Gol, nasıl atılırsa atılsın, hakem, gölü kendi lehlerine versin yeter!.

Bütün bunlar neyi gösterir?

“Sahte kâr”ın, “beleş”in tadının bir başka olduğunu...

Bu, “Alışmış kudurmuştan beterdir” deyişi var ya, onu akla getirir.  Oysa, her babayiğit bunlarla geleni sindiremez, elinin tersiyle iter. Çünkü bir başkasının “emek”i sözkonusudur.

Bilinir ki, “sahte kâr”, sindirenlerde bağışıklık yaratır.

Futbolun “sahte kâr”cısı, aldatandır. Ne acı ki, aldanan/ aldatılan hakemler, “emek hırsızı”nın yolunu açıyor!.

Örnek mi?

İşte, sahalarda belki de ilk kez rastlanan, en ilginç “sahte kâr”...

Beşiktaş, Kasımpaşaspor karşısında 1-0 önde. Almeida ikinci gol fırsatını yakalamak üzere...  Ryan Donk, sahaya atılan topu dışarı atacağına, eline alıyor, Almeida’yı izliyor. Almeida onsekiz içinde, etrafında dönüyor, topu düzeltiyor, tam vuracak... Aaa, o da ne? Donk, elindeki topu “yakar top” oynarcasına, oyundaki topa vuruyor, pozisyon sizlere ömür!.

Hakem, Donk’a sarı kart gösteriyor.

Bu kart, ödül gibi!

Golü önledikten sonra, sarı kart görmüşsün ne gam!

*****

Karar vericiler?

Kurallara aykırı davranan ya da davrandığı sanılanan futbolcunun karşısına orta hakem dikilir.

Yardımcıların kararlarda etkisi olsa da, son sözü söyleyen, onlardır.

Onlar ki, “ormanların kralı” misali “sahanın kralı”dır.

Düdüğü “dütt!” diye çaldı mı, yaka cebinden ya da arka cebinden kartı, “cartt!” diye çıkartıp, kolunu havaya diktiğinde, verdiği poza, şapka çıkartılır!

Orta hakem, son sözü söylemiştir!.

Futbolcu, “sahte kâr” peşinde koşarsa, istediğini elde ederse...

Suç, onun değil, hakemindir. Bu durumda, “Hakem de insandır” savunması, “sahte kâr”cılara cesaret verir.

Hakemin göremediği, o durumda göremez dendiğini, sağduyulu taraftar/ seyirci de görür, hakeme hak verirse, sorun yok!.

Maç bitti, işimiz bitti, geçmişe “mazi” derler, olan oldu, ben bir sonrakine bakarım denemez!.

*****

“Sahte kâr” elde edene, bu elde edişte bilerek ya da bilmeyerek yardımcı olan hakem/ler,  yıllar sonra, kimi eski futbolcuların, eski meslektaşlarıyla nasıl alay edercesine  konuştuklarından hiç alınmaz, bugünler için bir ders çıkartmazlar mı?

Futbol kamuoyu, hangi futbolcuların neler yaptığını, sonraki maçlarda da neler yapacağını çok iyi bilirler.

Bir hakemler bilmez!

Böyle demek, kolaycılık da olsa, aynı futbolcuların o “huy”larından vazgeçmemeleri, çoğu kez de ceza alma yerine ödüllendirilmeleri, bir gerçeğe parmak basmak olmuyor mu?

Ne yapmalı?

Yüzde bir kuşku/ olasılık da olsa, o futbolun lehine düdük çalmamak!..

Can yakan, canı yanan olmalı ki, kendine çekidüzen versin!

*****

“Yardım ve yataklık yapmak”, suç mu?

Ya, rakipten, aldanma/ aldatılmayla elde edilen puanlar?

Sadece puan mı?

Sahaya girenler, gelen cezalar...

Suçlu?

Cezası?

Beşiktaş'ın suçu ne?

Son söz:

Aldanan/ aldatılan değil gören olmak, “sahte kâr”ın yolunu kurutmak, başlıca görev olmalı!..
 


http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..