Dört Duvar Bir Pencere

Gerçek bir hayat hikâyesinin belgesel olarak seyircilerle buluştuğu “Dört Duvar Bir Pencere” filmi 17’inci Uluslar arası Altın Koza Film Festivali’nde belgesel dalında en iyi film ödülünü aldı. 

İzmir’li göz doktoru Alper Kaya, yıllarca hastalarına şifa dağıttı. 50.000 kişide bir görülen ve tedavisi olmayan ‘ALS’ (amansız) bir hastalığa yakalandığında henüz 28 yaşında genç bir doktordu. 

Kaya, 21 yıl önce görevli olduğu hastaneye giderken kasığında tanımlanamayan bir ağrı hissetmiş. Önceleri bu ağrıyı önemsememiş ama sonrasında devam eden ağrı için testler yaptırdığında ALS hastası olduğunu öğrenmiş. O sırada eşi, ilk çocuklarına hamiledir. 

Teşhis sonrası hastalığın hızla ilerlemesine mani olunamaz. Nefes alıp vermesi zorlaşınca boğazından bir delik açılır ve yanından hiç ayırmadığı solum cihazı, dahası tek parmağı hariç kullanamadığı vücudu ile fakat buna rağmen yaşama bağlılığı ile tüm ALS hastalarına şifa (umut) dağıtmaya devam eder. 

ALS hastalığı toplumda 100 binde 2 ile 6 oranında görülen insan vücudunda motor nöronu denilen hareket sinirlerini çalıştıran sistemin bir rahatsızlığı. Vücudun motor fonksiyonlarını yaptıran sinirler hastalanınca kaslara giden elektrik enerjisi yeteri kadar üretilemiyor ve kaslar giderek güçsüzleşmeye başlıyor. Hastalık bazı bünyelerde çok hızlı ilerlerken bazı bünyelerde bir noktaya gelip durabiliyor. 

ALS Hastalığında hareketler kaybediliyor ancak beyinsel fonksiyonlar, yargılama, algılama, düşünce ve bilinçsel fonksiyonlar bozulmuyor. Dünyaca ünlü fizikçi Stephan Hawking’in hastalığı olarak bilinen, ALS hastalığını ülkemizde eski futbolcu Sedat Balkanlı ile tanıdık. 

Alper Kaya 28 yaşında genç bir doktorken yakalandığı ALS hastalığına (amansız hastalığa) yakalandıktan sonra bütün hayatı değişmiş. Önce mesleğini bırakmak zorunda kalmış sonra sosyal çevresini ve alışkanlıklarından vazgeçmiş ama yaşama sevincinden vazgeçmemiş. Doğan bebeği de yaşama tutunmasında ona büyük güç vermiş. 

Doktorluğun verdiği güçle ALS hastalığı konusunda toplumu bilgilendirmek ve seslerini duyurabilmek için büyük çaba harcamış ve harcamaya devam ediyor. 

Kaya’nın hastalıkla mücadelesi belgesel oldu ve hatta “Dört Duvar Bir Pencere” isimli film ile Altın Koza Film Festivali’nde belgesel dalında en iyi film ödülüne layık görüldü. 

Dr. Alper Kaya Altın Koza Film Festivali’nde dört duvar arasında geçen, yalnızca evinin penceresinden ve bilgisayarı ile bağlandığı internet sayesinde hayatın içinde yer alan yaşamını konu alan belgesel ile bu hastalığa yakalananları ve nasıl bu hastalıkla baş edebildiğini gösterebilmekten memnun! 

Hastalıktan kaçmak yerine onunla nasıl yaşayabileceğini doktorluktan gelen bilgilerini, hastalıktan edindiği deneyimler ile birleştirerek tüm ALS hastalarına en azından yalnız olmadıklarını hissettirdi. 

Türkiye’deki tüm ALS hastalarını bulup onlara mail atarak, telefonlar açtı. ALS hastalarına ve yakınlarına hem bir doktor hem de bir hasta gibi yardımcı olmaya çalıştı. 24 saat onların yanında oldu. 

Yüzlerce insanın, ALS hastası ve yakınının hayatında fark yaratan Dr.Alper Kaya, sıkı sıkıya sarıldığı hayatını anlatan “Dört Duvar bir Pencere” belgesel film ile seslerini duyurmuş oldu. Yalnız kendisi için değil, başkaları içinde hayatın daha yaşanılır olması için verdiği örnek olan hayat mücadelesinde başarılar diliyorum. 

Akdeniz Ülkeleri öğrenci filmleri kategorisinde kısa belgesel çalışmasında toplumsal bir sorunu son derece güzel bir şekilde seyirci ile buluşturan, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi Hazal Bayar’ı senaryo, yönetmen, kurgu ve görüntü yönetmenliğinde göstermiş olduğu başarıdan dolayı takdir ediyor başarılarının devamını diliyorum. 

Belgeselde oyuncu olarak yer alan Alper Kaya, Elçin Kaya, Ece Kaya ve Şükriye Oğuz’u da tebrik ediyorum. 

Anlatılacak hayatı yaşamak lazım diye düşünerek aile ile birlikte bir süre İzmir’de kalarak çekimleri gerçekleştiren Hazal, çıplak gözle görüleni oradaymışçasına seyirciye yansıttığı sahneler ALS hastalığı konusunda toplumsal güzel bir bilincin oluşmasına katkı sağlamış oldu. Teşekkürler Hazal...