Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '11

 
Kategori
Astroloji
 

Dört element ve insanın çatıştırılıp parçalanışı

Dört element ve insanın çatıştırılıp parçalanışı
 

"İslam'da Astroloji" Adlı Kitabımız İnsana ve Hayata Dair Bir Çok Gizemi Açığa Çıkarttı


Decart, Aristo gibi Batı'nın düşünürleri aklı kutsallaştırarak insanı "Düşünen Hayvan" olarak görmüşlerdir. İnsanın "Hava" elementini kutsayıp insana ait önemli olan bir çok değeri çöpe atmışlardır. İnsanın hisseden, üreten, asil yanını görmek istememiş paragmatizme öncülük ederek etik değerleri yok  etmişlerdir. Günümüz siyasal anlayışına damga vuran Arito, ulus devlet var oluş sistematiğinde pragmatik bakış açısını Büyük İskender'e kakalamış, o gün bugündür insanlık bu sistemin ve ulus devlet terörünün zulmü altında inim inim inletilmiştir. Akıl,  etiklikten soyutlanarak pragmatik ve bencil kalıplar içinde ilahlaştırılmış ve insan düşünen hayvan moduna sokulmuş ve bu aşırılığın yüzünden İmam Gazali  gibilerin "akıl nedirki önemli olan iman" görüşleride İslam dünyasında karşıt görüşünü doğurmuş ve İslam İnancının sorgulamayan imana sahip olmasına yol açarak MÜRCİE görüşlerinin güçlenmesine sebep olmuştur. (Bu görüşe saplandıktan sonra İslam dünyasında asla bir İbni Sina çıkmamıştır)

Decart ve Aristo'nun pragmatik aklından etkilensede İnsanı üreten-tüketen ilişkisinde emeği kutsallaştırırken tıpkı Decart ve Aristo gibi İnsanın diğer yanlarını es geçen Marks, insana ve hayata sadece üreten-tüketen ilişkilerinden bakarken iktisadi içtimai konulara yoğunlaşırken etik gibi bir çok şeyi yok saymıştır. İnsanın toprak(emekçi) tarafına yoğunlaşan bu ideoloji diğer yanları umursamamıştır bile ve onlarla kör bir savaşa girmeyi uygun görmüştür. Özellikle insanın aidiyet duygusu nostaljisi olan asabiyetçilikle mücadelesini amansız sürdürmüştür. 5. Element Ruh, bu ideolojidede inkar edilmiştir. Burada da insan "Üreten Hayvan" olarak damga yemekten kurtulamamıştır.

Max Weber, Emil Durkheim gibi sosyologlar, insanı içinde bulunduğu topluma ve aldığı renge göre incelemiş, insanın "Sosyal bir Hayvan" olduğu vurgusuyla insanın asabiyetçi davranışlarına inceleme getirirken Darwin'in evrimci kuramlarının sosyolojik uygulamacıları olmuşlar, Aristocu  kafa yapısının seküler bataklığında bazı doğruları yakalasalarda insanın aidiyet duygularının vurgusunu güçlendirmişler faşizmin kimlik bulmasına dolaylıda olsa yardımcı olmuşlardır. Faşizm ateşi insanın ateş elementiyle nice kan dökülmesine yol açmıştır. Kan, ateş elementinin sıvısı olmuştur (BKZ önceki dört element dört sıvı yazım).

Hitler, Adam Smith gibi adamlar birisi siyasal diğer ekonomik anlamda dünyanın yıkılışına sebep olacak zihniyetleri geliştirerek ırksal ve paylaşım kavgalarının önünü açıp, insanın kısa vadeli aidiyeti olan doğduğu toprak bölge gibi aidiyetlikleri kutsallaştırılarak Bayrak, Vatan, Milli marşlar Allahlaştırılmıştır. Bu ise en büyük çatışmaların doğmasına sebep olmuş ve yıkıcı sonuçlar doğurmuştur. Bugün FAİZCİ ve SÖMÜRÜCÜ köle düzeninin fikir babası Adam Smith KAPİTALİZMle insanlığa en büyük kötülüğü yapmış bulunmaktadır. Bu insanın ayrımcı kör aidiyetçi su tarafıdır. Oysa insan ait olduğunu zannettiği bölgenin, ulusun malıd değildir, içine bizzat RUHU üfleyen Allah'a aittir. Bu ruh herkeste olduğu için FAŞİZM boş ve şeytani bir ideolojidir.

İşte, insana ve hayata ait dört element, Aristoyla başlayan seküler akılla, Darvinle başlayan evrim teorisinin Allahsız emekçiliğin, şeytani faşizmin, kör aidiyet duygularımızın çatışmalarında birbiriyle kavga etmiştir. Emekçi toprak yanımız adidiyetçi su, faşizan kan dökmeci ateş tarafımızla kavga etmiştir.

Aristoyula gelen pragmatist, çıkarcı, bencil, piramitçi aklımız bizi hava tarafımızın kibirleşerek, körleşmesine sebep olmuştur, buradan başlayan hastalık, emekçi toprak yanımızda toprağı bakterilerin sarmasına neden olarak sağlıklı bir emekçilik geliştiremememize yol açmıştır ve ilahsız ve ruhsuz sosyalizmi yaratıp Marks'ı yanıltmıştır. Yine bu akıl, dengede olması gereken ateş tarafımızın öfkesini faşizan ellerde savaş çığırtkanlığına dönüştürmüştür. Pragmatist akıl, Adam Smith'in faizin bir toplumu mahvedişini görmesine engel olarak ekonomik durgunluğa sebep olabilecek bir resesyonist virüs olduğunu görmesine engel olarak Smith'in de körleşmesine neden olmuştur.

Sizce böyle parçalara ayırıp birbiriyle kavga ettirdiğimiz dört elementimizi barıştırmadan İnsanın kendisi ve birbiriyle barış sağlanabilir mi? Hayır.

Peki, nasıl olacak, dört elementimiz darmadağın, Dünya bu kafa yapısı içinde birbirini yerken bizi ne nasıl toplayacak?

Bunun cevabı çok basit. İnsanı barışa ve huzura götürebilecek tek ideoloji ve İnanç sadece ve sadece dört elementi en güzel şekilde yorumlayan, düzenleyen, dengeleyen, kavga ettirmeyen, uyumlaştıran ve Şeytanın dört taraftan yanaşmasına engel olarak toparlanmamızı sağlayan 5.Elementi bize tanıtan düşüncemize, emeğimize, öfkemize, sevgimize adalet ve ruh veren KURAN ve KABE'dir (Bkz "Kabenin Piramitle Mücadelesi" adlı yazım).

Yazmış olduğumuz islamda Astroloji adlı kitabımız sadece Burçlar kitabı değildir. İşte bu konuları aydınlatmak amacıyla kaleme alınmıştır.

Kuran, Fatiha ile açılışı yaparak Hava tarafımızın dengesini buldurur, Akla ve hava tarafımıza Hamd ettirerek kibirlenmemize engel olur. Pragmatizmi değil adaleti bize önererek sağlam bir başlangıç yaptırır. Fatiha onun için açılış demektir. Onun için KABE'nin kapısı doğudadır, onun için Kabe'nin doğu köşesi insanın aklını ve hayatın hava tarafını simgeler, kelime tevhid bu yüzden akla abdest aldırır. Abdest almayan bir akıl bizi Aristodan kaçarken Gazali'ye tutulmamıza yol açar.

Bakara, I.L.M ile başlayarak ilme bilme akla vurgu yaparken insanın paylaşım kavgalarına, emekçi yanına  vurgu yaparken parayı ve toprağı Allahlaştırmamak için buraya konmuş İslami içtimailiğin ve toplum düzeninin en güzide suresini oluşturur. Toplum düzeninin ve toplum barışının paylaşımdan geçtiği vurgusu yapılır. İnsanın toprakçı ve emekçi yönüne adaletle debgeyi getirir ki diğer yanlarla savaş olmasın. Kabe'nin kuzey köşesi insanın emekçi, hayatın toprak yanına vurgu yaparken bize Dünyanın kuzeyindeki uçsuz bucaksız toprakların hepimizi besleyeceğine vurgu yapar.

Ali İmran, hiç bir insanı (Hz. Meryem- Hz. İsa) yı ilahlaştırmamak gerektiğinin vurgusu yapılarak Allahı en çok kızıdran şeyin bir insanı Allahlaştırmak olduğunun vurgusu yaparak, dini, ulusal, mezhepsel liderlerin Allah'ın önüne koyulmasının feci sonuçları konusunda insanları uyarırken insanın Ateş taraıfa adaletle denge getirir. Dünya tarihi boyunca bir çok siyasal, dinsel, mezhepsel liderlerin nasılda ilahlaştırıldığını anlamak için şu bölünmüş halimize bakmamız yeterlidir.

Kuran, hayata inmiş bir kitap olarak elbette HAVA, TOPRAK, ATEŞ ve SU vurgusunu yapacaktı. Elbette sureler bunun parmak izlerini ayet ayet üzerlerinde taşıyacaktı. İhlas Suresi en büyük örnektir (Bkz önceki İhlasla ilgili yazıma).

Bu dağılmış mahvedilmiş ideolojilerle bölünmüş hayatı, insanı ve Dünyayı, düşünmeyen sorgulamayan araştırmayan şimdiki Müslümanlar değil ama gelecekteki AYRIMCILIKLARDAN sıyrılmış aydın müslümanlar ve dört elementli hayata 5. Element Ruhu katan İslam toplayacaktır.

En derin sevgi ve saygılarımla

Ayhan Özcimbit

Kendinize bir iyilik yapın "İslam'da Astroloji Doğum Haritası Rehberi Hayatın Anlamı Esmaül Hüsna Yaşam Şifreleri" adlı kitabımızı okuyun ve okutun, çok geç olmadan....

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı, tüm hakları yazara aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı tamamı veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı bir habere aktif link verilerek kullanılabilir.

 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..