Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '11

 
Kategori
Öykü
 

Dört yıllık kısa öykü (kadının adı)

Dört yıllık kısa öykü (kadının adı)
 

Kadın rüya gördüğünü sanır ertesi gün. Sanki onu gördüğünde yaşadığı mutluluk ve bu kadar kısa sürmesi bir rüyadır. Ertesi gün olmuştur artık. Yaz günü hava sanki olan bitene şahitlik eder gibi oldukça bulutludur.

Telefonuna gelen mesaj sesiyle irkilir ve okumaya başlar; “O gitti. Bir şeye ihtiyacın olduğunda arayabilirsin.”der adamın ağabeyi. Sanki bu gidişe ilk kez tanık olur gibi sızlar yüreği.

Ve çaresiz kalmıştır işte. Bildiğinden farksız değildir aslında yaşadıkları, ancak bir ümit kalır diye düşünmüştür belki de. Hayat kaldığı yerden aynı sıradanlıkta devam etmeye başlamıştır.

İyice anlamını kaybetmiş, soğuk ve buz gibi gelmektedir kadına. Sonrasında oturur e-maillerinin başına ve yazar adama; “yanına geleceğim kısa bir süre sonra.” Günler olanca hızıyla geçmeye başlar. Tabii çoktan alışılmıştır ilk günkü ayrılığın derin sancısına. Kadın turları ve seyahat acentelerini araştırır.

Derken çalan bir telefonla adam arar büyük bir sevinçle. Gelişini dört gözle beklemektedir. Ve sevildiğinin ispatıdır aslında bu geliş onun için. Kadın tedirgindir biraz. Bir yandan da adamın yanına gitme hazırlıkları başlamıştır.

Sabır işidir aşk ve kadın zaten seçimiyle çoktan mahkumdur sabır etmeye. 

 

Sonbahar yaklaşmıştır artık. Sıcaklar yerini serin esintilere bırakmıştır. 


Kadın adama iki yıl önce verdiği kol düğmelerine uygun bir gömlek alır. Ondan bir şeyler, umulmadık anlarda kendini hatırlatsın ister. Unutulmamaktır dileği. O güne kadar saydığı günler tükenmiştir, şimdi gitme vakti… Alana gidene kadar uçağı kaçırma endişesi, sonrasında da biran önce varma telaşı.

Geçmiştir saatler ve görecektir özlenen, beklenen, sevilen adamı. Bavul işlemleri biter bitmez ileride kendisini beklemekte olan adamı görür kadın. Yüreği kuş gibi çırpınırcasına savrulmaktadır. Bu nasıl bir aşktır ki, hala ilk günün heyecanını taşır. Koşarlar birbirlerine derin bir özlemle.

Beraberlerdir artık kısa bir süreliğine. Akıllarında dört yıldır hep var olan sınırsız muhabbet etme isteği bu defa gerçekleşecektir. Sabahlar daha bir anlamlı olacaktır adamın yanındayken ve adam alışmak istemediği kadar alışacaktır kadına. Aynı şehirde, aynı ay altında, aynı saatte, aynı andalardır şimdi.

Kadın dönüş zamanını aklından silmişçesine mutlu, adam her gün biraz daha alıştığı kadının gitmemesi için umutlu. Günler birbirini kovalarken kadın her ne kadar büyük bir sevgi yaşasa da adamın sessiz gidişindeki sızısını bu defa ona tattırmaya hevesli.

Gideceği gün gelir ancak adam o günü değil iki gün sonra döneceğini bilir. Kadın uyanmıştır otel odasında ve dalmıştır düşüncelere. Birkaç saat sonra bırakıp gidecektir adamı ışıklı şehrinde. Telefon çalar ama açmaz kadın. Beceremez adama yalan söylemeyi, o yüzden hiç konuşmamaktır tercihi.

Ancak öyle dolu geçmiştir ki bu birkaç gün, taşıyamayacağını anlar ayrılığın ve anıların sonsuz eziyetini. Açar telefonu ve başlar adama anlatmaya planladığı düzmeceyi. Adam sessizdir, çaresizdir ve acizdir o an.

Gidiyordur sevdiği, uğruna her şeyi feda eden, kendinden vazgeçip önce onu düşen ve yıllar geçse de sevgisini hiç kaybetmeyen kadın. Yetişip yetişememek arasında gidip gelirken hızla çıkar adam bulunduğu yerden. Kadın ne bir hevestir artık onun için ne bir macera.

Emindir sevgisinden ve tabii kendinden. Kısacık yollar bitmek bilmez. Kadın bir taraftan toparlanmış, otelin lobisinde beklemektedir kendisini götürecek arabayı. Donuktur bakışları, ama kar saymıştır yaşanmışlıklarını. Araba gelmiştir ve kadın gitmiştir. Adam yetişememiş ama hala bir şansı değerlendirme sevincindedir.

Alana doğru ayrı yollarda gitmektedir iki araç. Kalpleri bir, akıllarında sadece birbirleri. Alana önce kadın varmıştır. Geçen kısa süre zarfında adam.

Kadın adamı görmüş ve olduğu yerde öylece kalmıştır. Adam kaybetmeye çeyrek kala kazandığı aşkının esiri olmuştur. Birbiri için çarpan iki ayrı yürek bu defa bir olmuştur.

Havalanan uçağın, ayrı geçen dört yılın hiçbir önemi yoktur. Beklemek erdemdir. Ve kadının karamsar bekleyişleri yerini bahar tazeliğindeki sevinçlere bırakmıştır.

El ele alandan çıkarlar sonsuzluğa doğru. Bir adımdır onları birleştiren, bunca zamandır atılmayı bekleyen. Ve her güzel sürpriz gibi bilmedikleri bir zamanda kavuşturmuştur onları sabrın kudreti. Adam ve kadın efsane olmaktan son anda sıyrılmış, böyle bir sevgi hikayesi.

Kadının adı artık belli, ebediyen mutluluk olmuştur ismi. 

 
Toplam blog
: 670
: 1923
Kayıt tarihi
: 19.12.10
 
 

İstanbul doğumlu. Kuantum Yaşam Koçu. EFT, NLP, ETKİLİ İLETİŞİM, BEDEN DİLİ gibi bir çok konuda e..