Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '18

 
Kategori
Güncel
 

Dörtyüzyetmiş

Dörtyüzyetmiş
 

470 Lira.

Cebinizde olsa…

Neye, ne kadar yeter?

Açlık sınırının 1.893,00 TL, yoksulluk sınırının 6.166,00 TL olduğu açıklandı birkaç gün önce.

Türkiye’deki hayatlara baktığımızda nüfusun kaçta kaçı yoksulluk ve açlık sınırının altında?

Buna ters orantılı; mutlu azınlığın geliri ve yaşamı, normal yaşamların kaç katı uzakta?

Ve gerçek bir yaşam öyküsünden kısa bir kesit sunalım:

470 TL.sının hikayesine bakalım.

Üniversite öğrencisi.

Annesi babası ayrı.

İkisiyle de görüşmüyor.
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışan  18 yaşında pırıl pırıl genç bir kız.

Yokluğun verdiği sıkıntıyı saklamış gözlerinin içine, yaşının verdiği dirençle umutla ve zor da olsa gülmeye gayret ederek bakıyor dışarıya.

Kredi Yurtlar Kurumu(KYK)’ndan burs alıyor, aylık 470 TL.

Sihirli rakam bu işte: 470,00 TL.

Tek başına, 470,00 TL ile ailesinin yokluğunda, ikamet ettiği şehirden başka bir şehirdeki üniversitenin grafik bölümünde okuyor.

KYK bursu alıyor almasına ama aldığı bursun 200 lirasını yurt ücreti olarak ödüyor yine KYK’ya.

Aylık yol masrafı 125 lira.

Yıl üzerinden hesaplayıp 12’ye böldüğünüzde okuluyla ilgili eğitim/öğretim kitap, defter, kırtasiye malzeme masrafı aylık en az 75 lira.

470 liranın 400 lirası otomatik gitti bile.

Cepte kalan 70 lira.

Yaşayamayacağı için, fırsat buldukça yarı zamanlı olarak, ünlü bir restoranlar zincirinde, günlük 25 lira yevmiye ile çalışıyor.

Ayakta durabiliyorsa, çalışabildiği günler ölçüsünde, bu yarı zamanlı işi sayesinde.

Ama hiç hasta olmaya hakkı yok. Gezmeye, eğlenmeye veya arkadaşlarıyla birlikte güzel birkaç saat geçirmeye diyemiyoruz kuşkusuz… Bir gün olsun dinlenmeye vakti yok. Öyle bir lüksü yok.

Açlık sınırı 1.893,00 TL.

Yoksulluk sınırı 6.166,00 TL.

Hadi bırakalım bir an olsun bu açlık, yoksulluk sınırlarını bir kenara; ekonomik göstergeleri nasıl yorumlarsak yorumlayalım; 80 milyonluk bir ülkede o kadar çok başka başka  470 liranın hikayesi gibi nice hikayeler yaşandığını düşünelim.

Son aylardaki ekonomik çalkantı içinde her hizmet ve ürünün fiyatının uçuşa geçtiği nazara alınırsa…

Sade vatandaşın halinin iyice işin içinden çıkılmaz hale geldiği anlatmaya gerek var mı?..

Ama Türkiye’de asıl sorun toplumsal gelir eşitsizliği.

En üst tabaka ile en alt arasında derin uçurum.

Bir zamanlar “ortadirek” diye tanımlanan ve  ayağını yorganına göre uzatmaya gayret eden o makul orta gelirli sınıf kaybolalı çok uzun yıllar oldu ve o boşluğu da uçurum kapladı.

Gelir makasının açılması karşısında bir de siyasetin olumsuzlukları, iktidarın güç sarhoşluğu, muhalefetin kendi iç hesaplaşmalarına bakarsanız eğer…

470 TL ile bir ay geçinmeye çalışan ve yarı zamanlı aldığı ücretle yaşamına destek koyan, fakat yaşadığı sıkıntıları gözlerinin ardına atan genç üniversite öğrencisinin bugün var olan umudunun taze kalması ve daha da önemlisi, o umudun gerçeğe dön-üşebil-mesi için ne yapacağız?..

Türkiye’de çözülmeyen her sorunun temelinde siyasetin kalitesizliği ve ciddiyetsizliği varken ve onlarca yıldır koltuk ve makam, vatandaş ve hizmetin önüne geçmişken…

Nasıl taşıyacağız pırıl pırıl gençlerin gözlerindeki ışıltıyı yarına?

 

 
Toplam blog
: 130
: 93
Kayıt tarihi
: 07.02.18
 
 

1971 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Balıkesir'de tamamladıktan sonra Ankara Ü..