Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Dosdoğru inanmayanlar, sonunda “Helak” olurlar…

Dosdoğru inanmayanlar, sonunda “Helak” olurlar…
 

Ey Allah’ın varlığına ve <ı>“Bir”liğine, Muhammed’in O’nun son <ı>“Elçisi” olduğuna ve <ı>Kuran-ı Kerim’in Peygamberimize indirilmiş <ı>“Son” ilahi kitap olduğuna inananlar…

Bunlara inandığınızı söyleyip de, emredilenleri dosdoğru yapmadıkça başınız beladan kurtulmayacaktır.

Bugün üzerinde durduğumuz en önemli gündemimiz, hiç kuşkusuz ki İsrail’in, Filistin topraklarında ortaya koyduğu vahşettir.

O İsrailliler ki, uğradıkları zulümden kurtaran Yüce yaratana bile kuşkuyla bakmışlardı, Musa’ya da bir zamanlar inanmamışlardı.

Bütün bunları Allah, Kuran-ı Kerim’inde bizlere bildiriyor. Bakınız Bakara Suresinin 40. ayetinden itibaren İsrailoğulları hakkında neler söylüyor.

Bakara Suresi 40. ayet: <ı>Ey İsrailoğulları, size lütfettiğim nimetimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki Ben de size olan ahdimi yerine getireyim ve artık Benden korkun Benden.

Bundan sonrasını açıp okuyun…

Neden okuyun?

Çünkü Allah, <ı>“…bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki Ben de size olan ahdimi yerine getireyim…” diyor.

O halde <ı>“dosdoğru” inanmayanların sonu <ı>“helak” olmaktır.

İsrail’in bugün Filistin halkı karşısında ortaya koyduğu <ı>“Vahşet” sahnelerine <ı>“Savaş” demek veya <ı>“Meşru müdafaa” demek çok zor, hatta imkânsızdır.

İnananların <ı>“parça parça” oldukları, inanmayanların <ı>“Parçalama” siyasetlerine çanak tuttuklarının farkına varmadıkları bir ortamda, kaçınılmaz sonuçlar da bunlardır.

Zaman zaman bazı yazılarımda <ı>“İnsanlara göstereceğiniz saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve adalet, başarının temel kuralıdır” ve <ı>“İnsanlara gösterdiğiniz saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve adalet kadar toplum içerisinde değer kazanırsınız” tezini savunurum.

Bakınız bu kelimeler rastgele sıralanmış kelimeler değildir.

<ı>Saygının olmadığı yerde <ı>sevgi, sevginin olmadığı yerde <ı>muhabbet, muhabbetin olmadığı yerde <ı>merhamet ve merhametin olmadığı yerde <ı>adalet olmaz…

Bunların hiçbirinin olmadığı yerde de ne yazık ki <ı>İnsanlık olmaz…

Peki, <ı>İnsanlığın olmadığı yerde <ı>İnançlı olmaktan söz edilebilir mi?

O halde yapılması gereken şey, <ı>“Dosdoğru” inanmaktır. Eğer <ı>“dosdoğru” inanmıyorsanız ve Kuran-ı Kerim’deki ifadesi ile de <ı>“Parça parça” olmuşsanız, bilesiniz ki Allah’a olan <ı>“Ahdinizi” yerine getirmiyorsunuzdur.

O zaman Allah sizden yana olur mu?

Öncelikle Allah’ın varlığına ve <ı>“Bir”liğine, Muhammed’in O’nun son <ı>“Elçisi” olduğuna ve <ı>Kuran-ı Kerim’in Peygamberimize indirilmiş <ı>“Son” ilahi kitap olduğuna <ı>“dosdoğru” inandıktan sonra gereğini de elbette <ı>“Parça parça” olmadan ve <ı>dosdoğru” yerine getirmelisiniz.

İslam âleminin, İsrail’in Filistin halkına karşı giriştiği <ı>“Katliama” karşı takındığı tavır, bölünmüşlüğün, Kuran-ı Kerim’in söylemi ile <ı>“Parça parça” olmuşluğun göstergesidir.

Bilinmelidir ki <ı>“Parça parça” olmuşluğu ortadan kaldırmadıkça, <ı>“Dosdoğru” inanmadıkça İslam âleminin başına gelenler kaçınılmazdır.

Bu durum, emperyalizmin istediği şeydir. Dünya devletlerinin bu amaç doğrultusunda, İslam âlemi üzerinde oluşturdukları etkinin sonucudur.

Ne zaman ki <ı>“Parça parça” olmuşluğu bitirir ve <ı>“Dosdoğru” inanmaya başlarsak, o zaman dünyada <ı>saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve <ı>adalet oluşacaktır.

Ancak o zaman kurtuluş vardır…

Atatürk’ün dünya görüşü ve politikası da bu değil miydi? Ama biz bugün dinin arkasına sığınarak ve <ı>“Parça parça” olmuş vaziyette, <ı>“dosdoğru” inanmayarak, bugün zulme uğrayan Arap milletleri gibi arkasından demediğimizi koymuyoruz ne yazık ki…

Ne yazık ki <ı>“Parça parça” olup da <ı>“dosdoğru” inanmayanlar helak olurlar…

Elbette Yüce Allah, <ı>“Parça parça” olmayıp <ı>“dosdoğru” inananların yanında olacak ve zalimleri de cezalandıracaktır.

<ı>06 OCAK 2009

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..