Dost dediğin nasıl olmalı?

 Eski Yunanistan’daki zalim bir kralı öldürmek üzere gelen bir fedai yakalanır. Suçunu itiraf eder ve idama mahkum edilir. Fedai, köydeki kız kardeşini evlendirmek için kraldan üç gün müsaade ister. Kral gülerek, “ peki ya gelmezsen ” der.

Tam bu sırada fedainin arkasında duran delikanlının biri ortaya atılır ve şöyle der. “ o gelmezse beni asarsınız ”. Bu delikanlı fedainin en yakın dostudur. Kral bu işi eğlenceli bulur, bunun üzerine suçluyu tekrar yakalamak umuduyla salıverir.

Üçüncü günün akşamı olur. Halk meydanda toplanmış büyük bir heyecan içindedir. Kefil olan delikanlı idam sehpasına getirilir. Asılmak üzereyken, birçok tehlikeler atlatan fedai şehrin kapısından görünür. Yüksek sesle bağırır. “ Durun. Asmayın. Ben geldim!” Evet fedai gelmiştir. Bu manzara karşısında kralın gözleri dolar. “ Demek ki sadakat ve dostluk boş şeyler değilmiş ” der.

Delikanlıların her ikisini de affeder ve sonra da onlara, “ lütfen beni de aranıza alın, sizin üçüncü dostunuz olayım.” der.

Günlük yaşamımızda böylesine güçlü örnekler bulmak zordur. Ama yine de dostluklara ve dostlara ihtiyacımız vardır. Çünkü insanlar için sevinçlerini, kederlerini, paylaşmak bir ihtiyaçtır.

Dost kazanmak istiyorsak önce kendimizin dost olması gerektiğini bilmeliyiz. Dr. Adler “ hayatta en büyük güçlüklerle karşılaşan insanlar, başkalarıyla ilgilenmeyen insanlardır ” der.

Başkalarına karşı ilgisiz insanların bir tarafları daima eksik kalır. Dost kara günde belli olur deseler de asıl iyi günde belli olur.

Gerçek dost sizin üzüntülerinizi paylaşandır. Ancak üzüntüleri paylaşmak kolaydır. Örneğin siz kanser hastası olmuşsunuzdur. Size geçmiş olsuna gelen birçok dost zannettiğiniz kimse aslına üzüleceğine iyi ki ben kanser değilim diye görevini yapmanın (!) rahatlığı içinde yanınızdan ayrılır.

Bir başka örnek : Sizin oğlunuz Boğaziçi Üniversitesini kazanmıştır. Sizin oğlunuzla yanı yaşta oğlu olan arkadaşınızın oğlu da sizi ve oğlunuzu candan tebrik edebiliyorsa işte o gerçek bir dosttur. Yaptığı iş gerçekten erdem ister.

Ne bileyim örnekler çoğaltılabilir. Size ummadığınız yerden gelen para veya malı “ hayırlı olsun, güle güle harca diyebiliyorsa ” işte o gerçek dosttur.

Çoğu dost zannettiğiniz insan; bacağınız kırılsa, size geçmiş olsuna gelir. Ancak içinden de iyi ki benim bacaklarım sağlam diye sevinir.

Dostluk çok önemli bir meziyettir. Elektrik akımına benzeyen bir tarafı vardır. İki telin birleşmesiyle devre kapanır ve ışık verir.

   Hayvanlar en anlayışlı dostlardır. Ne soru sorarlar, ne de kusur, kabahat bulurlar.

                                                                                                           ( George Eliot.)

   Kötü insanları ahmaklara tercih ederim. Çünkü hiç olmazsa ara sıra kötülüklerine ara verirler.

                                                                                                               ( Salacron.)