Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '07

 
Kategori
Küresel Isınma
 

Dostlar bir deniz yıldızı da siz atarmısınız?

Dostlar  bir deniz yıldızı da siz atarmısınız?
 


Dünya sizin için ne kadar önemli? Hiç şu sıralar kendinize bu soruyu sık aralıklarla sordunuzmu? Küresel ısınma için neler yapmaya başladınız? Bireysel olarak yaklaşık 14-15 yıldır, bugüne gelinebileceği,okuduğum ve takip ettiğim için, tahmin edebiliyordum.

Hatta bir web sitesi açmış,birlik, beraberlik çağrısı yapmıştım Maalesef bu birliği göremedim bir -iki kişi dışında, onlar da, toplantı daveti yaptığımda gelmediler . Dünyamız, yaşayabildiğimiz tek gezegen ve biz ne kadar ciddiye alıyoruz? Bilmiyorum. Şu an kuvvetli uyarılar var. Bu uyarıları, doğa yapıyor ve bize önlem alın mesajı veriyor.Mutlaka şansımız var, mutlaka hala yapılacaklar var. Ne kadar üzerinde duruyoruz? Bireysel gayretimiz ne yönde? Sadece merak ediyorum.

Ben kendim için,gelecek nesil için,duyarlı davranmaya çalışıyorum Ama bu duyarlılığın kuvvetini,birliğini henüz hissedemiyorum. Dünyada ve ülkemizde bir çok, ardı arkası kesilmeyen olaylar oluyor.Fikirler beyan ediliyor.Suçlar işleniyor.

İçimden, her bir bireyi görüp ''uyan'' demek istiyorum.'' Uyan insanoğlu!! ''Dedim de, yıllar önce, bir dergide uzun bir yazım yayımlandı. Yazdığım diğer yazılara sayfalarca mailler gelirken,''uyan ey insanoğlu''na gelmedi .Bir tek yazı gelmedi. Şu an ise sadece'' evet bu yaz sıcak olacakmış'' veya'' küresel ısınma'dan havalar böyle''. Hatta aman ne istiyorsun, sıcacık havalar'' cümlelerini duyuyorum .


Benim umudum hiçbir zaman bitmez. Sizlerden pozitif kelimeler duyacağımı biliyorum. Milliyet Blog ailesi diye düşündüğüm, gerek okuyucu,gerek yazan olarak,bir çok arkadaşımın duyarlı olduğunu tahmin ediyorum. İlk kez yazılarımda bu kadar net ve sizlere yönelik yazıyorum .

Bilgi paylaşımı dışında ilk kez rica ediyorum. Ne yapıyoruz ? Benim kendi imkanlarım yapabilieceğim,ışıklarımı floresana çevirmek,su ısıtıcısı ve klima kullanmamak ve suyu dikkatli kullanmak( bunu yıllardır yapıyorum) elektirik ise zaten gereksiz ışıkları söndürüyordum.

Belki bunlar, minicik eylemler fakat deniz yıldızı hikayesini bilirmisiniz?

İşte size hatırlatmak amaçla hikayeyi yazıyorum


Şair ve bilim adamı Lauren Iseley , bir gün sahilde yürüyüş yapıyordu. Uzakta danseder gibi hareketler yapan bir adam dikkatini çekti. Merak edip hızlı hızlı ona doğru yürüdü. Yaklaşınca bir gencin yerden bir şey alıp denize attığını , sonra birkaç adım koşup aynı hareketi sürekli tekrarladığını gördü. Biraz daha yaklaşıp genci selamladı ve aralarında şu konuşma geçti:
- Ne yapıyorsun böyle ?
- Okyanusa denizyıldızı atıyorum.
- Denizyıldızı mı ?
- Evet.... Güneş yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları hemen suya atmazsam az sonra ölecekler.
- Ama görmüyor musun ki , kilometrelerce sahil var ve baştan aşağıya denizyıldızı ile dolu , ne farkedecek ?
Genç adam eğilerek yerden bir denizyıldızı daha aldı , denize fırlatırken:
- Bakın. Onun için fark etti!

Belki dünya için çok büyük olmasa da kimbilir ülkemiz için fark eder diye düşüyorum .Hala çevreme öneriyorum .

Bu konuşma 1854'de Kızılderili Şef Seatle tarafından halkının topraklarını satması istenmesi üzerine bir cevap olarak yazılmıştır. Bu konuşma Washington'da saklanmış ve American Expo 74'de sunulmuştur.

''Beyaz adamların şehirlerinde sakin yer yoktur. Baharda yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat hışırtılarını duyacak yer yoktur. Ama bu belki de benim vahşi olmamdan ve anlamadığımdandır. Takırtı sadece. Kulaklara bir tahrik gibi. Hayatın anlamı nedir? Bir kızılderiliyim ve anlamam. Kızılderili, su birikintisi üzerine vuran rüzgarın yumuşak sesini ve yağmurun temizliği ya da çamın koku verdiği rüzgarın kokusunu yeğler.''

Kızılderili Şef Seatle’ın 1854 te söylediği şu sözlerin anlamı, günümüz için ne kadar da anlamlı değilmi?

‘Beyaz adam annesi olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alıp satılacak, işlenecek, yağmalanacak bir şey gözüyle bakar. Onun bu ihtirasıdır ki toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip bitirecektir. Beyaz adamın kurduğu kentlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulamaz. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak!’

Bundan başka sözle gerek var mı? Sahi yaşamın anlamı nedir? Biz yaşamımız için,dünya için ne yapıyoruz ne düşüyoruz ?

RESİM : www.denizlerdesanat.com

 
Toplam blog
: 113
: 5180
Kayıt tarihi
: 11.09.06
 
 

Kişisel gelişimde, düşüncelerin kullanımını sanat gibi gördüğümden, 1986yılından itibaren çok sevdiğ..