Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '13

 
Kategori
Tiyatro
 

Dostlar tiyatrosu ve Yaşamaya Dair...

Dostlar tiyatrosu ve Yaşamaya Dair...
 

 

              

               

                Mavi Liman

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...

                        NH

 

 

 

            Dostlar’ın  “Yaşamaya Dair - Bursa Cezaevi'nden Mektuplar” adlı müzikli tiyatro oyununu 13 Aralık 2013 akşamı Kozyatağı Kültür Merkezi Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi’nde izleme fırsatım oldu.

            Genco Erkal'ın Nazım şiirlerinden uyarlayıp yönettiği oyunda Erkal ile Tülay Günal, başarılı ikili oldular. Piyano’da sanatçısı Yiğit Özatalay’ı çok başarılı buldum ve alkışladım! Viyolonselde Deniz Doğangün’ü dinledim. Şiir, müzik, hareket ve ışık başarı demeti, oyun gibi oyunu ortaya koydu, denebilir.

             Geçmişin Bursa Cezaevi’ni dekorlayan sahnede; Fazıl Say, Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Tarık Öcal, Edip Akbayram, Tolga Çebi, Nadir Göktürk ve Timur Selçuk’un özgün bestelerini Tülay Günal’ın yüreğe dokunan o yanık sesinden ve Yiğit Özatay’ın nağmeli tuşlarından derinlikli olarak ve sindirerek izledim!

              Genco’nun Nazım şiirlerini kendine özgü jest, mimik ve devinimle aktarmasına koşut; şarkı, müzik ve ışık, canlandırma tamdı! Ozan’ın 1956 yılında kaleme aldığı ‘Kız çocuğu’ şiirini arkaya yaslanarak türkü türkü duymak, mutluluğa zirve oldu!

Kapıları çalan benim
Kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
Göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
Oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
Büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
Gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
Külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
Hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
Kâğıt gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
Teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
Şeker de yiyebilsinler.

            Dünya şairinin ağırlıklı olarak Bursa Cezaevi’ndeki yaşamını, eşi Piraye Hanım'a olan tutkusunu mektuplarla anlatan oyunda;  'sürgün yılları ve Türkiye özlemi' teması da işlendi. Ayrıca  Nazım'ın düşünce ve dizeleri, dünden bugünü güncelliyordu da... 

            Hani, ‘Kulağımın pası açıldı’ sözcüklerinden oluşan bir deyim vardır. Nazım’ın Yaşamak, Analara kıymayın efendiler, Ceviz ağacı, Varna. Giderayak ve ötekiler dillerden düşmeyen, dinleme fırsatı bulduğumuz şiirleridir. Görme fırsatını bulduğum  büyük Varna Parkı gözümün önünde canlandı!

             En etkin eğitim aracı tiyatrodur. Aralıksız doksan dakikalık oyun, anlatılmaz yaşanır. Adı da ‘Yaşamaya Dair’ değil mi? Oyunun izlenmesini salık verirken emeği geçenleri ayrı ayrı ve coşkuyla alkışlıyorum!  

             Merdivenlerden inerken Nazım’ın : “Hoşça kalın dostlarım benim / hoşça kalın dostlarım / Sizi canımda, canımın içinde / Kavgamı kafamda götürüyorum / hoşça kalın dostlarım.”   Dizeleri, beynimden dilime döküldü.


                                                                                      *

                                                               muhsindurucan@hotmail.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..