Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '08

 
Kategori
Mizah
 

Dostlar ve sorunlar. Ve bir fıkra

Dostlar ve sorunlar. Ve bir fıkra
 

Bazen içinden çıkamazsınız, birine danışıp akıl almak, onayanmak istersiniz.

Ama herşeyi paylaşamadığınız gibi, tam zıt bir düşünceye dalmak da olasıdır.
aslında her olasılığı duymak isteriz.

Düşüncelerimizin tereddütlerimizin, bir başkası tarafından tekrarlanmasıdır beklediğimiz.

Sonra zaten aklımızın iç sesimizin dediğini yaparız.

Tam da böyle bir durumda kaldım geçenlerde. Kime sorsam, kime danışsam oldum. Ve tastiklendim. Ama tam tersini yaptım yine de.

Her şey anne ile paylaşılamıyor, eee büyüdük artık. Eskiden olsa ne güzel sorar danışırdım. Ama... ama.. Ya da okulda öğretmenimiz nasıl da çözerdi problemlerimizi.

''Şimdi sana ne desem yalan olur, ne yapsan acaba'' lı konuşmaları hiç sevmem.
''Bak şimdi sen ne yap biliyormusun.'' demeli benim dostum.

Ben iyisi mi büyüyünce psikoloji okuyayım. Aslında o da zor bir iş. Ağlama duvarı gibi herkesi dinle dur.

Ya da, Güzin abla köşesi açıp, nette para mı kazanmalı?.

Akıl alıp, paylaştığımız dostlarımız yamacımızdan eksik olmasın, diyeyim ve aklıma geliveren bir fıkrayı paylaşayım sizinle.

Hayatın kendisi de fıkra gibi değil midir? Bazen tabi.

Delikanlı, pazarlama dersinde, konuyu, tekrar tekrar anlamadığını ifade edince, profesor şöyle bir örnek verir.

Öğrencinin konuyu ve aradaki farkları çok iyi anladığına emin olabilirsiniz.

1. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına giderek "Cok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Bu, dogrudan pazarlamadır.

2. Bir grup arkadasınızla katıldığınız partide büyüleyici bir kız gördünüz. Arkadaslarınızdan biri kızın yanina gitti ve sizi isaret ederek, kiza "O cok zengin. Evlen onunla!" dedi. Bu, reklamdir.

3. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz ve yanına gidip telefon numarasını aldınız. Ertesi gün arayıp "çok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Bu, telepazarlamadır.

4. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Kalkıp kravatınızı düzelttiniz, ona dogru yürüyüp içkisini tazelediniz, arabanın kapısını açtınız, cantasını düsürünce egilip aldınız, kücük bir gezinti teklif ettiniz ve sonra "Bu arada ben cok
zenginim. Benimle evlenir misin?" dediniz. Bu, halkla iliskilerdir.

5. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanınıza geldi ve "Duyduguma gore cok zenginmissiniz. Benimle evlenir misiniz?" dedi. Bu, marka bilinirligidir.

6. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklasip "Ben cok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. Suratınıza okkalı bir tokat yapıstırdı. Bu, musteri geribildirimidir.

7. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklasıp "Ben cok zenginim. Evlen benimle!" dediniz. O da sizi kocasiyla tanıstırdı. Bu, arz-talep uyusmazligidir.

8. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklastıniz, ama siz birşeyler soyleyemeden once, biri gelip ona "Ben cok zenginim. Benimle evlenir misin?" dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin pazar payınıza göz koyan rekabettir.

9. Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaşıp "Ben cok zenginim, evlen benimle!" diyecekken karınız geldi. Bu, yeni pazarlara girememektir. Kotalarınıza uymanız halidir.

Saygılarımla ayse.

 
Toplam blog
: 141
: 1767
Kayıt tarihi
: 08.03.07
 
 

Önce anneyim, sonra eş, abla ve annemin kızıyım. Elbette yazmayı ve okumayı seven biriyim. Emekliliğ..