Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '10

 
Kategori
Sinema
 

Drag Me To Hell - Hoşgeldin eski dost Raimi

Drag Me To Hell - Hoşgeldin eski dost Raimi
 

Öncelikle şunu söylemek lazım ki bu film her korku filmi seven seyirciye göre değil. En yakın örneği korku filmlerine bayılan karımın "bu ne saçma ve yapay bir film böyle" diyerek daha filmin yarısına ulaşmadan izlemeyi bırakması.

Korku filmi olarak adlandırılan türün son 30 yılda kendi içinde çok çeşitlendiği, farklı tarzların ortaya çıktığını gördük. Özellikle son dönem yeniden popüler olan teen slasher tarzı "kan banyosu" olarak adlandırılabilecek ve sinema estetiğinden ve dilinden son derece uzak filmlerin yanı sıra Japon ve İspanyol sinemacıların kendilerine has bir tarzla huzursuzluk yaratan filmleri bu türe eklenen maddeler olarak görülüyor. İşte Sam Raimi de 1981'de çok düşük bütçeyle yarattığı ve dünya çapında bir efsaneye dönüşen "Evil Dead" filmiyle bu çeşitliğe en önemli katkılardan birini yapan yönetmenlerden biri olarak öne çıkıyor. Bugün için çok farklı görünmese de zamanı için herkesi şaşırtan öğeler içeren bir filmdi "Evil Dead". En dehşetli, sizi titretecek anda olan absürd unsurlarla film adeta kendini gerçeklikten, olabilirlikten soyutlayıp, kendisiyle dalga geçen, yüzünüzde bir tebessüm yaratan hale dönüşüyordu. Has, Romero tarzı bir korku filmi görmek isteyenlerde hayal kırıklığı yaratabilen, ancak bu absürd, sıradışı fikirlerden keyif alanlarda dahasını görme arzusu uyandıran film kendisinden sonra gelen pek çok film için de bir mihenk noktası olmuştu. Bu tarza yakın yaklaşımların en başarılı örneklerinden biri olarak bir zombie filmi parodisi gibi işleyen "Shaun of The Dead" gösterilebilir. 80 ve sonrasında doğanlar için Sam Raimi Hollywood sistemi içinde olan, "Örümcek Adam" serisi gibi benzerlerine göre başarılı sayılabilecek gişe filmlerinin yönetmeniyken pek çok "Evil Dead" hayranı için bağımsız korku filmlerinin önder isimlerinden biriydi. Ve bu bağımsız ruh elindeki maddi olanaklarıyla beraber "Drag Me To Hell" ile geri dönmüş gibi görünüyor. "Evil Dead" serisine göre daha olgun ve çılgınlıktan uzak olmakla beraber o bağımsız ve esprili ruh kendini film boyunca olmasa da sık sık hissettiriyor. Daha önceden en çok "White Oleander" (Beyaz Zambak) filmiyle akıllarda yer eden Alison Lohman kırılgan, naif görüntüsüne rağmen iş hayatının baskılarına uyup kendisinden beklenmeyecek katı kararları alan ve sonuçlarını değiştirmek uğruna savaşan Christine Brown rolüyle gerçekten mükemmel bir oyunculuk gösteriyor. Film içerdiği espirili yönlere rağmen sık sık korkutmayı ve gerginilik hissettirmeyi de başarabiliyor. Tüm kan, aksiyon içeren sahnelere rağmen gerilimin en fazla tırmandığı anların Christine'in sevgilisinin ailesi ile yemek yediği sahne olması da tüm yeni nesil korku sinemacılarına ders olabilecek bir yönetmenlik becerisi olarak görünüyor.

İMDB'de 7, 1 puanı olan film Raimi'nin sinematografisindeki en önemli film olmasa da kanla bezenmiş günümüz korku sinemasında farklı bir tat ve "Evil Dead" dönemini yad etmek için güzel bir fırsat gibi görünüyor. Benim kişisel puanım 7, 5

 
Toplam blog
: 14
: 894
Kayıt tarihi
: 22.04.10
 
 

36 yaşında ve doktorum. Yaş olarak yolun yarısını geçtiğim iddia edilse de ve pek çok iş alanında 35..