Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '12

 
Kategori
Tiyatro
 

Dramaturg'un Günlüğü

Dramaturg'un Günlüğü
 

YDÜ AKKM Salonu, 'Ruhlar Gelirse' provası***MAYIS 2010


Bu size ilk merhabam… Umarım son merhabam olmayacak. Bu Pazar olduğu gibi her Pazar “Dramaturg’un Günlüğü” ismini verdiğim sayfadan sizlerle birlikte olmayı murat ediyorum. Genelde ülkemiz Sahne Sanatlarını; özelde Tiyatro Sanatını irdelemek ve vurgulamak, özellikle ülkemizde ağır aksak ama kararlı adımlarla ilerleyen Tiyatro sanatına gönül vermiş değerleri siz Poli okuyucuları ile buluşturmak; ülkemizde sahnelenen oyunları yapıcı-eleştirel bir bakış açısı içinde sizlerle paylaşırken, geçmişten günümüze Kıbrıs Türk Tiyatrosunun belgesel ayrıntılarını sizlerle paylaşmayı amaçlıyorum.

Bu ilkyazımda sayfamda yapmak istediklerimi sizlere anlatmayı seçtim. Sanırım yukarıdaki paragraf bu amacıma hizmet etmiştir. Ancak Ben kimim? Duramaturg da ne demek? Nerden çıktı şimdi bu tiyatro sevdalısı? Gibi sorular kafanızı kurcalayabileceği ihtimalini düşünerek, kendimi tanıtayım.

Ben, Tiyatro Sanatına gönül vermiş, içinde yaşadığım topluma Tiyatro Sanatı icra ederek hizmet etmeyi seçmiş sanatın bir neferiyim. Lise eğitimimden yaklaşık on yıl sonra eğitim ve öğrenim görme fırsatını bulduğum ve bu nedenle de kendimi şanslı sandığım, Yakın Doğu Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölümü, Dramaturgi-Daramatik Yazarlık eğitimimi tamamladıktan sonra şimdilerde aynı üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü, Dramaturgi-Daramatik Yazarlık alanında yüksek lisansıma devam ediyorum. 2006 yılında başladığım lisans eğitimimle birlikte Serdarlı Sağlık ve Kültür Derneği ‘Tiyatro Atölyesi’nde, Akdeniz Avrupa Sanat Derneği’nde süresel atölye çalışmaları gerçekleştirdim. Yakın bir geçmişte ‘Geçitkale Belediye Tiyatrosu’nun kurulması ile birlikte ‘Oyun Yazarı-Daramaturg-Yönetmen’ olarak atölye çalışmalarıma devam etmekteyim. Belki basından hatırlayanlarınız olacaktır; 2010 yılında MitosBoyut Yayıncılıktan çıkan dokuz kısa oyundan oluşan “Kıbrıs Hikayeleri” adlı oyun kitabının beş yazarından da biriyim.

Kolektif bir sanat olan tiyatronun zenginliği insan, beden, zihin ve ruhunda yaratabileceği değişim ve dönüşümlere olan inancım, bu sanat dalında yazarak, eğiterek ve üreterek yol almamı sağlamakta. Tiyatro sanatının, sağaltılmış, düşünen, yargılayan ve ön görüde bulunan bir toplumun önünde olması gerektiğine inanan birçok aydınla aynı görüşte olduğumu da belirtirken, Dramaturg da ne demek? Sorusunu yanıtlamaya çalışayım.

Dramaturg, tiyatronun bir elemanı olarak; oyun yazma ve yönetme kurallarını bilen, bir oyun yazılır veya sahnelenirken bu bilgisinden yararlanılan kimse, oyun yazarı, tiyatro yazarı (TDK. Türkçe Sözlük) diye açıklaya biliriz. Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, sayfa 408’den alıntı yaptığım bu cümleler bir dramaturgun olması gereken niteliklerini açıklamakta. Ben de bu tanıma karşılık gelen bir ifade içinde olduğum için sizinle bu bilgiyi paylaşmak istedim. Ancak çağımızda oyuncu yönetmenlerin yerini de dramaturg-yönetmenlerin almakta olduğunu da söylemek gerekir. Tiyatroda bir bilim insanı niteliğinde olan dramaturg, aldığı eğitimin ve bireyin kendi değişim ve dönüşümüne bağlı olarak ya bu niteliklerin tümüne sahip olabilir, ya birine ya da hiç birine sahip olamayıp, iyi bir tiyatro izleyicisi olabilir. Her bir noktada tiyatro sanatı bir bakış açısı, toplum ise bir birey kazanır.

Şimdi, bu noktada ‘Eleştirmen’ tiyatronun neresinde diyebilirsiniz…

Stefan Zweig; “Büyük bir eleştirmen hem sanatçıdır hem değildir. Sanatçıdır, çünkü sanatın nasıl oluştuğunu, yaratıcılığını, çırpınışlarını, biçimlendirmenin gücünü çok iyi tanır, bilir. Ne var ki sanatçının kendini düş gücünün büyüsüne kaptıran tek yönlülüğü uzaktır ondan. Yargısında bütünüyle özgürdür. Ondan beklenen hem coşkudur hem akılcılık, hem sevgidir hem adalet, hem sanattır hem de bilim, hem sanata duyulan saygıdır, hem de yargılama gücü.” Öngörüsünde bulunur. Ve bence de öyledir.

Topluma yön vermesi gereken sanatlardan biri durumunda olan Tiyatro sanatının Yazar, dramaturg, oyuncu, yönetmen, sahne tasarımcısı ve diğer bütün elemanları yanı sıra Eleştirmenin de yeri önemlidir. Gören bir gözün, yapıcı bir dille söyleyeceği sözler önemlidir. Çünkü eleştirmen önemsemediği ve ciddiye almadığı bir tiyatro oyununu veya tiyatro kurumunun sahneye koyduğu oyunu izlemeye gitmez. Kalemini oynatmaz. Neden boşa zaman harcasın ki. Ülkemiz tiyatrosunda büyük bir eksikliği olan eleştirmenin de artık yerini alma zamanı gelmiştir. Avrupa’da tiyatro eleştirmenlerinin yazdığı eleştiri yazıları seyircinin o oyuna gidip gitmemesini şekillendirecek düzeyde takip edilmekte imiş. İyi ki bizde öyle bir izleyici kitlesi yok(!). Türkiye’den baktığımızda bu gün birçok yönetmen ve tiyatro insanı, eleştirmenin dediklerine kulak veren ve eleştiriye açık bir duruşla kendini şekillendirmektedir. Diyebilirsiniz ki sürekli sahne yoksunluğundan yakınan bir ülkede nasıl bir tiyatro?... Sahne tiyatronun daha sağlıklı icra edilmesi için gerekliliği olan bir materyal. Fakat tiyatronun gücünü, ışığını gören biz tiyatroya gönül verenler için ülkedeki sahne eksikliğinin giderilmesini beklemeye ömrümüz yetmeye bilir. Kültürden önce oyun vardı. Bugün oyunun gücünü kullanarak kendimize neden yeniden yeni ve işlevselliği olan bir kültür yaratmayalım. Kurumsallaşmayı beceremediğimiz şu günlerde tiyatronun kalbini oluşturan ‘Oyun’un işlevselliği içinde tüm zorlukları aşacağımıza olan inancım sonsuzdur. Bu gün Kıbrıs Türk Tiyatrosu amatör ve profesyonel ekipleriyle küçümsenemeyecek bir sarsılma, silkelenme ve yapılanma içindedir. Sanatın en kilit noktası olan siz seyircilerin sayısı ise hiç küçümsenemeyecek kadar çok ve her geçen gün yeni bakış açıları ve beklentileri ile birlikte artmaktadır. Gönül ister ki sanat politikası olan bu ülkede yaşamak (!). İçinde yaşadığımız zamanda çok ütopik görünse de gelecekte gerçekleşecek bir hayal olmasına olan inancım güçlenerek yücelmekte. Ne de olsa her şey bir hayalle gerçekleşmiyor mu?

Sevgili sanatseverler ve sanatta gönül verenler, Sanatla aydınlanan güzel günler hayaliyle mutlu yarınlara.

 
Toplam blog
: 29
: 628
Kayıt tarihi
: 03.01.12
 
 

Tiyatro Sanatına gönül vermiş, içinde yaşadığım topluma yazarak hizmet etmeyi seçmiş sanatın bir ..