Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '11

 
Kategori
Tarım / Hayvancılık
 

DSYB Başkanı Özcan: Türkiye'nin Beslenmede Dış Ülkelere bağımlı olması ayıptır

Türkiye’nin Hayvancılık ve Tarımda Başka Ülkelere bağımlı olması ayıptır 

VİDEO İÇİN TIKLAYINIZ  

DSYB Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlik) başkanı Kamil Özcan, KıvılcımHaber’e verdiği özel demeçte, son zamanlarda Ramazan Bayramı yaşanırken ve bayramların yaklaşmasına binaen et ve sütte yeni ortaya çıkan durumlarla ilgili görüşlerini açıkladı ve ülkenin tarımda ve hayvan ürünlerinde dış ülkelere bağımlı olmasını “büyük bir ayıbımız” olarak değerlendirdi. 

Türkiye’nin Tarım ve Hayvancılıkta Dış Ülkelere bağımlı olmasını ben ayıp olarak değerlendiriyorum 

DSYB (Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği) binasında kendi makamında gerçekleştirildiğimiz söyleşide son zamanlarda Bakanlık nezdinde durmadan et gümrük duvarlarının yükseltilip indirildiğini, Mart ayından bu yana durmadan yükseltilen ve en son olarak yüzde 75’e çıkarılan gümrük duvarının geçenlerde, Ramazan ayı içinde ve yaklaşan bayramlar arifesinde yüzde 15 düşürülmesinin ne anlama geldiği sorumuza cevap olarak Kamil Özcan, “konuyu biraz genel olarak algılarsak, Türkiye büyük bir ülke. Türkiye’nin hayvancılıkla ilgili, tarımsal ürünlerle ilgili olarak başka bir ülkeye bağımlı olmasını ben ayıp olarak değerlendiriyorum. Bir yanlışlık olarak değerlendiriyorum.” Diye konuştu. 

Üretici İthalatla Terbiye edilmemeli 

Başkan Özcan, “Türkiye’deki üreticilerin ithalatla terbiye edilmeme”si gerektiğini, “bu tür tedbirlerin üreticinin şevkini kırdığı”nı, “üreticinin motivasyonunu bozduğu”nu vurgulayarak “etteki bu sıkıntı da aynı şekilde. Şimdi, üretici ne istiyor? Üretici çok bir şey istemiyor. Üretici istikrar istiyor. Ette de sütte de aynı şeklide.” Dedi. 

Etle Süt Üretimi çok bir ilişki İçindedir 

Başkan Özcan, Türkiye’de et ve süt üretiminin ayrı ayrı değerlendirilmemesi gerektiğini, tam tersine etle sütün çok yakın ilişki içinde bulunduğunu, süt üreticisinin para kazanamaması durumunda et üretiminin zayıflayacağını ve gerileyeceğini iddia ederek ülke içinde genel politika önlemleri alınması gerektiğini belirtti. 

Başkan Özcan şu görüşleri savundu: 

Domuz Tüketemiyoruz. Küçükbaşa Önem vermeliyiz 

“Ülkemiz Müslüman bir ülke. Diğer Avrupa ülkeleri gibi domuzdan kırmızı et ihtiyacı görmüyor. Bu durumda demek ki biz neye dönmeliyiz. Küçükbaşta yetersiz olduğumuzu biliyoruz. Küçükbaş hayvancılığa önem vermeliyiz. Koyun gibi, keçi gibi küçükbaş hayvancılığı önemsemeliyiz. Onu desteklemeliyiz. Ülkenin yaylaları boş. Güneydoğu terörden dolayı yaylalar boşalmış. Oralara küçükbaş desteği verilerek hem oradaki insanımızı üretime çekmeliyiz, bu ülke için ürettirmeliyiz hem de ülkenin üretime yönelik sıkıntılarını gidermeliyiz.”  

Destekleme Politikaları Yanlış Uygulanıyor 

“Bu desteklemelerin, mesela geçmişte 1 Ocak 2011 ve 1 Temmuz 2011 tarihlerinde hayvancılığa, ete verilen desteklemelerin yanlış olduğunu söyledik durduk.” Şeklinde konuşan Başkan Özcan, “bunun yanlış olduğu da ortaya çıktı. N’oldu? 7. ayın birinde bitiyordu destekleme. 6. ayda tıkanmalar oldu. Kesime gelmeyen danaların kesime gelmesi, 300 bin liradan yararlanayım diye üreticiler kesime gelmeyen küçük hayvanlarını kestirdiler. N’oldu destekleme kampanyasından sonra ette yükselmeler oldu. Dolayısıyla hükümet de tedbirler almak zorunda kaldı. İşte etin yükselmemesi gerekiyor.” Diye değerlendirdi. 

Üreticiyle Tüketici Arasında Doğru Bir Denge Kurulmalı 

Başkan Özcan, “bir de şuna dikkat çekmek istiyorum. Ürettiğimiz malın da tüketilmesi lazım. Biz üreticiyiz ama tüketiciyi de düşünmemiz gerekiyor. İşte burada üretici kesime bakıyoruz, bağırıyor; biz zarar ediyoruz Sayın bakanım, biz zarar ediyoruz Sayın yetkililer. Biz para kazanamıyoruz. Geçiyoruz, karşı tarafa, tüketiciye; tüketici de bağırıyor. Sayın bakanım biz pahalı tüketiyoruz. İşte sosyal devlet bizi, iki kesimi koruma altına almalı. Üreticiyi taban fiyat vererek koruma altına almalı. Üretirken benim etim, benim sütüm şu fiyattan aşağı etmeyecek diye ben bilmeliyim. Tüketici de bilmeli.” Diye iddia bulunarak sözlerine, “şimdi bakın markete gidin. 2 bin 400 liraya da süt v ar bin dört yüz liraya da sür var. İkisi de para kazanıyor. Bu yasa acilen çıkarılmalı. Kar marjları belirlenmeli. Yani arada emek çekmeden emek harcamadan para kazananlar var. Herkes kurallara uymalı. Üretici de korunmalı tüketici de korunmalı. Ben de üretirken para kazanmalıyım, tüketici de tüketirken uygun paralar vererek tüketmeli.” Şeklinde son verdi. 

 

 

 
Toplam blog
: 510
: 505
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

"Cv" Dedikleri Özgeçmişim 1953 yılının karanlık günlerinde Haziran ayının 24. günü, ağaçların mey..