Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

DTP gitti ama Ayna'sı yerinde kaldı

DTP gitti ama Ayna'sı yerinde kaldı
 

Ayna ve Ersoy. Askerlik konusunda ikisi de aynı düşünüyor.


DTP kapatıldı!

Ben ortada kaldım. Yani, ne yönde tavır alacağımı şaşırdım.

Acaba DTP, kapatılmayı haketmiş miydi, haketmemiş miydi?

Sondan başlayalım.

Haketmemişti çünkü DTP, herşeye rağmen legal bir siyaset yürütüyordu. Bazı söz ve eylemlerini onaylamasam da en azından, yasal zemine oturan bir partiydi.

Mecliste, reijim tarafından dışlandığını düşünen (veya düşündürülen) bir kesimin temsilciliğini yapıyordu. Onlara, kendi haklarının korunduğu hissini veriyordu. Bilmiyorum belki de bu yönüyle, muhtemel gerilimleri, şiddet eylemlerini engelleyen bir sübap vazifesi bile görüyordu.

Çoğumuz, DTP milletvekillerinin Öcalan'a "sayın" demesine kızıyorduk. Fakat mahkeme bunu suç saymadı. Demek ki, bizim cezaya müstehak gördüğümüz bazı söz ve eylemlerin hukuki müeyyidesi olmayabiliyordu.

Her ne sebeptense, şahin takımından sayılan Emine Ayna iddianamede kendine yer bulamamış. Halbuki bir çok kişi onu, "yasaklılar" listesinin en başında hayal ediyordu. Çünkü son dönemin en sinir bozucu sözleri ona aitti. Ben şahsen gülerek, "açılım bittiii, açılım bittiiii" diye dalga geçen bu vekilin zaten, "açılım" istediğinden emin değildim...

Haketmişti, çünkü legal bir parti olmasına rağmen terör örgütü PKK ile arasına mesafe koymaktan kaçınıyordu. Siyaseten temsilcisi bulunduğu kitlenin (iddia edilen) problemlerinin çözümünü, gayri meşru durumdaki Abdullah Öcalan'ın "yol haritası"nda görüyordu. Yani onu, meşrulaştırmaya çalışıyordu.

Daha önce de yazdığım gibi Ahmet Türk ya da diğer DTP'liler, bu ülkedeki yüzde doksanbeşin, Öcalan'a hangi gözle baktığını bilmeyecek kadar gafil değillerdi. O nedenle mezkur şahsın, ısrarla barış sürecine sokulmak istenmesi kesinlikle masum bir talep olamazdı. Buna ancak, 'Demokratik Açılım'ı zora sokmak için seçilmiş açık, bilinçli ve kasıtlı bir ısrar denebilirdi.

Nitekim, bu söylemlerin ardından gelen PKK'lıları karşılama töreni, sokak gösterileri barış sürecini baltaladı ve kapatılmanın önündeki tüm engelleri kaldırdı. Bu durum, zaten böyle bir sonuç isteyen DTP'lilerin işini kolaylaştırdı ve cezalandırmaya giden yolu açtı. Açmak ne demek, otobana çevirdi.

Belki, iddianamenin iki sene önce yazıldığı, mahkemenin kararını bunun üzerinden verdiği, dolayısı ile son gelişmelerin davaya etkisi olmadığı söylenebilir. Doğrusu, ben bu kanıda değilim. Sonuçta, "yargıçların da bizim gibi insan olduklarını, (iddianame bir yana) elan görüp/yaşadıklarının kararlarını etkileyebileceğini" düşünüyorum.

Peki bundan sonra ne olacaktır. İllegal oluşumlar, DTP'nin kapatılması bahanesinin ardına sığınırak, bundan sonraki yasa dışı eylemlerini meşru göstermeye çalışacaklardır.

Eğer DTP'liler, sokakların ateşe verilmesini, otomobillerin, otobüslerin yakılmasını, insanların öldürülmesini eskiden olduğu gibi görmezden gelmeye, suçu devletin (veya hükümetin) üzerine yıkmaya devam ederlerse, şiddet destek bulacak ve artacaktır.

İlâveten MHP'nin meydanlara inmeye karar vermesi, iktidarın sıkıntısını artıracak ülkenin havasını daha da elektriklendirecektir. Eğer hükümet, tez zamanda (nasıl alacaksa) ciddi tedbirler alıp, bu kaosun önüne geçemezse bir de bunlara, iyi saatte olsunların tezgâhı (yani şehit cenazeleri) eklenebilecektir. Ardından da hükümet çatırdamaya başlayacaktır.

Belki bu durum, huzur ve barış isteyen vatandaşları üzecektir. Ancak, kaos ve kargaşa ortamından medet umanları çok sevindirecektir.

Görüldüğü üzere, aralarında hiç bir ortak nokta bulunmayan farklı oluşumlar, müşterek hedeflerini yoketmek için birlikte hareket edebiliyorlar. Yani, "ortak düşman" sözkonusu olduğunda kutsal amaçların hiç bir önemi kalmıyor. İnsan, "yoksa bunların buluştuğu müşterek bir çatı mı var" diye düşünmeden edemiyor.

CHP'nin bu kez veya şimdilik sesi çıkmıyor. Belki de bunda, daha önceki lâiklik mitinglerinde başarılı olamayışın etkisi vardır. Onun bu süreçte, pasif destek sağlamasının daha uygun olacağı düşünülüyordur.

Kimse, halihazırda yaşadıklarımızın rastgele meydana geldiğini zannetmemelidir. Bu oyunun, varlığı kati, fakat görünmez bir çevre tarafından bilinçli bir biçimde yürütüldüğü yadsınmamalıdır. Tüm bunların her zamanki gibi tek bir gayesi vardır! Hükümeti devirmek ! Başka bir deyişle iktidarı geri almak...

Böyle bir çevrenin varlığını nereden mi çıkarıyorum?

a- DTP'nin hem barış isteyip, hem de silâhlı örgüt olan PKK ile arasına mesafe koymamasından. Kendisini kapattırmak için elinden geleni esirgememesinden.

b- MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, "Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat" sloganıyla başlattığı (Türk/ Kürt beraberliği) mitingini, "Ne mutlu Türküm diyene" sözleriyle bitirmesinden.

c- AKP'yi Bitirme Plânı başlıklı belgenin fotokopisi ortaya çıkınca, Albay Çiçek'in imzasını değiştirmesinden ve iki kez tutuklandığı halde, ikisinde de serbest bırakılmasından.

d- Yalçın Küçük'le Doğu Perinçek'in çift taraflı (hem PKK, hem ulusal) bağlarına bazılarınca kör ve sağır kalınmasından.

e- Tokat Reşadiye'de, 7 askerimizi şehit edenler dahil, tüm terörist istihbaratını takip edip, muhtemel saldırılara karşı birlikleri uyarması gerekenlerin, kimseye yarar getirmeyecek katliam sonrası haberleşmeyi kayıt altına almayı marifet saymasından. Üstelik bir de bunu, kamuoyuna servis etmesinden.

f- Ergenekon sanığı bir çok kişi içeride yattığı halde Haberal, Eruygur, Ersöz gibi bazılarının bundan muaf tutulmasından.

g- Öcalan'ın, yurda getirilirken uçakta gözlerinin bağını çözen yetkiliye, "bana görev düşerse işbirliğine hazırım" şeklindeki sözünü kimsenin kaale almamasından..

h- Olgular ve olaylar hakkında adil değerlendirmeler yapması beklenen ehil kişilerin, tarafsızlık adına karşı tarafın günahlarını görmezden gelmesinden. Yani suçu, devlete veya iktidara yıkma kolaycılığına kaçmasından.

(Meselâ: "AKP, süreci yönetemedi" demek gibi. Aslına bakarsanız AKP'nin sürece zarar verecek bir dahli olmamıştır. Meseleyi içinden çıkılmaz hale getirenler, kürt tarafında (barış isteyen!) DTP ve PKK , türk tarafında da MHP ve CHP'dir. )

Resim: www.uzmanhaber.com/Siyaset/2751-Ayna-Bulent-E...

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..