Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '07

 
Kategori
Siyaset
 

DTP'nin psikososyal evresi

DTP'nin psikososyal evresi
 

DTP ve daha önceki benzeri siyasi partiler sürekli bir ikilem içerisinde kalmaktadırlar.

DTP, PKK söylemi ile mi siyaset yapacak yoksa PKK'yı bir kenara koyup bölge halkının verdiği siyasi sorumluluğun bilincinde olarak ve Türkiye Devletinin siyasi kuralları içinde mi siyaset yapacak.

Bu ikilem DTP’nin hem kendi içinde hem de ülke içinde çatışmaların yaşanmasına neden olmaktadır.

Siyasi gerilimi artıran ve çatışmaya yol açan bir diğer etken de MHP ve devletin tarafsız olması gereken ama tarafsızlığını bir türlü koruyamayan, her fırsatta siyasi eğilimini ifade etmekten çekinmeyen kurumlarıdır.

Bu durum son derece önemlidir. DTP’nin vesayet siyasetinden veya ikilemden kurtulabilmesi öncelikli olarak başta MHP olmak üzere devletin bazı kurumları ve iktidar partisine önemli görevler düşmektedir.

Bu siyasi kriz olumlu sonlanırsa şayet DTP devletin kurumlarına karşı kendisini güvende hissedecek. Aksi takdirde devletin kurumlarına karşı cephe alma ve onlara karşı bir güvensizlik duygusu DTP’nin bu siyasetinin devamından başak bir yarar sağlamaz.

DTP henüz ipotekli siyaset yaptığından, yani ikilemden kurtulamadığından, şimdilik bazı hatalarının görmezden gelinmesi, onu siyasi alanın dışına itecek davranışlardan kaçınılması, DTP’nin kendi olması yani PKK ‘dan bağımsız bir kimlik geliştirmesi için son derece önemlidir.

Böylece DTP’nin devletle çatışma içine girerek ”Siz bize yaşama alanı bırakmıyor, bize dağın yolunu gösteriyorsunuz” söylemi havada kalacaktır. Daha da önemlisi DTP çeşitli konularda sorumluluk üstlenmeye istekli davranacak, ipotekli kimlik statüsünden kurtulup bir karara varmış olacaktır.

Şu an DTP dual bir kimlik taşıdığından siyasi desteğini aldığı kişilerin, bölge halkının sorununu, ”Kürt” sorunun çözmekten uzak, meclis sıralarında “başıboş” olarak dolaşmaktadır. Vizyonu, misyonu, söylemi, siyaseti net değil. Deve kuşu misali siyaset yapmaktadır. Yani kafası karışık. Temsilcileri bu kimlik bunalımından kurtulamadığından ve gerekli donanıma sahip olamadıklarından agressiv davranışlar sergileyerek varlıklarını kabul ettirmeye çalışmaktadırlar.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu durumun bir diğer sebebi de MHP’dir. DTP ve MHP’de hakim olan etnik siyaset fanatizme yol açmaktadır. Siyasette etnik vurgunun fazlalığı fanatizmi doğurur. Hoşgörüsüzlüğün hakim olduğu fanatizmde sadece bir doğru vardır o da herkesin kendi doğrusu. Söz konusu fanatizme bir de iki parti liderinin ihtirasları, siyasi kaygılarla hareket etmeleri eklenince meclise siyah-beyaz bakış açısı egemen olmaktadır.

Ayrıca DTP, yakınlığa karşı yalıtılmışlık duygusu yaşamaktadır. Örneğin, devletin bazı kurumlarının düzenlediği resepsiyonlara DTP’nin davet edilmememsi, izole edilmesi, siyasi yalnızlığa itilmesi, DTP’nin dual kimlik pekiştirmesine neden olmaktadır. Yasal olarak temsil hakkı elde eden bu siyasi partinin mesai arkadaşları ve devletin bazı kurumları tarafından dışlanması, siyasi krizin devamından, “Kürt” sorunun çözümsüz kalmasından ve iç meselemizin bir dış sorun haline gelmesinden başka bir yararı yoktur. Böylece DTP, PKK’nın kucağına itilmekte, dış güçler müdahil olma fırsatı elde etmektedirler.

DTP’nin psikososyal ihtiyacı olumlu sonuçlanmadığından DTP siyasi ilişki ve iletişim sorunları yaşama, siyasi tutarsızlık yaşama gibi davranış örüntülerini sergilemeye devam edecektir. Ve kendisinden beklenen siyasi işlevi yerine getiremeyecektir.

 
Toplam blog
: 49
: 1026
Kayıt tarihi
: 04.11.07
 
 

On beş yıllık eğitimciyim. Halen bir devlet kurumunda öğretmenlik yapıyorum. Dünyanın en zor ama en ..