Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Du bakali ne olacak?

Du bakali ne olacak?
 

Kapamayı da ben pişirdim...


Yahu şu İbrahim Üzülmez’in yaptığına ne demeli bilmem ki!

Kırk yılın başında Fransa ile oynuyoruz, hazırlık maçı falan ama keyifli de, git sen penaltı yaptır, üstüne de kırmızı kart gör! Çekil kenara...

Olacak iş değil arkadaş!

Olacak iş değil!

Ağzımın tadı kaçtı, televizyonun sesini de kıstım...

&&&

Sıcak!

Balkonun bütün camlarını açtım... Esmiyor...

Maçı izlemek için apartman toplantısını ektim...

Aslında kaytarmaya gündem maddelerini okuyunca karar vermiştim...

— Ödenmeyen aidatlar.

— Kiler yapımı.

— Otopark kullanımı.

Sitede bizim oturduğumuz apartmanın altında yaklaşık 300 metre kare boş bir alan var. Planda sosyal alan görünüyor!

Sosyal alan” deyince afalladınız tabi!

İlk duyduğumda ben de çözememiştim olayı...

Kahvehane gibi bir şey!

&&&

Işık ağlıyor bakıp geliyorum...

Memesi düşmüş!

&&&

İlk katlarda oturan komşular söylenince sosyal alan kahvehanesinden vazgeçildi...

Kiler niyetine girildi...

Sitemizin kapalı ve açık olmak üzere iki tane otoparkı var...

Park etmeyi beceremediğim için arabayı caddeye elektrik direğinin altına bırakıyorum, aydınlık olunca çalınmaz hesabı!

&&&

Maç durdu bu arada, bizimkiler sahaya yabancı atmaya başladı, seyircilerden biri de celallenip sahaya girince TRT yayını kesti...

Durup dururken ne gerek vardı bunlara?

Yazık!

Kim sorarsa dostluk maçı oynuyoruz!

Böyle giderse Avrupa’da hazırlık maçı oynamak için takım bulamayacağız...

&&&

Nerde çokluk orada bokluk diye laf var...

Sitede boş daire kalmayınca otopark sorunu baş gösterdi...

Neden?

Kiminin iki arabası varda ondan...

Nasıl bir çözüm bulacaklar bilmem ki?

Şimdi toplantıya katılmadım diye “arabanı elektrik direğinin altına çekemezsin” demesinler de bana...

Eski evde rahmetli yöneticimiz park yerini bana satmaya niyetlenmişti!

Bir ay boyunca aynaya bakıp acaba olduğumdan daha mı aptal görünüyorum diye düşünmüştüm!

Hala da dönem dönem takılırım bu konuya...

“ Olur” deseydim acaba kaç para isteyecekti?

Şimdi öğrenme şansım da yok... Nur içinde yatsın...

&&&

Fransa ile yaptığımız bir özel karşılaşmayı daha kaybettik...

Bundan sonra Ağustos ayında Ukrayna ile bir hazırlık maçımız daha var...

Fatih Terim’in yerinde olsam İbrahim Üzülmez’i kadroya almam!

&&&

Ödenmeyen aidatlar konusu önemli...

Aylık 100 TL vermezseniz hem sizi apartman girişindeki pano da rezil ediyorlar, hem faiz uyguluyorlar hem de avukata veriyorlar... Bir öpmedikleri kalıyor anlayacağınız...

O yüzden biz maaşımızı alır almaz önce apartman aidatını yatırıyoruz!

Cümle âleme kepaze olmaktan kurtuluyoruz...

Tam tersi olduğunu düşünsenize;

Misafiriniz geliyor, girişteki panoda isminizi görüyor... O saatten sonra ağzınızla kuş tutsanız çizilen karizmanızı onaramazsınız...

Söylediğiniz yalanlar da cabası!

“ Ali aidatınızı yatırmamışsınız?”

“ Vallahi yatırdık, yönetici benim adımı yanlışlıkla yazmış!”

Bu toplu yaşama işi bana göre değil ama du bakali ne olacak?

&&&

Aklıma gelmişken;

Yakın akrabalarımızdan biri iki gün önce beş saat süren ciddi bir ameliyata girdi...

Geçmiş olsun demek için telefon ettik...

Daha biz ağzımızı açmadan ne sordu dersiniz?

“Işık’a kaç tane altın takıldı?”

&&&

Helal olsun be Cem Yılmaz iyi gözlemliyorsun bizim insanımızı...

<ı>

<ı>

<ı>

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..