Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '06

 
Kategori
Ramazan
 

Dua, Yaratıcıyla doğrudan kurulan bir iletişimdir

Dua, Yaratıcıyla doğrudan kurulan bir iletişimdir
 

Hazreti Muhammed'in de bize haber verdiği gibi dua, ibadetin, kulluğun özüdür. Yaratıcıyla sürekli irtibatta olma halidir. Aslında bu irtibat beşikten mezara kadar hiç kesilmez. Allah her zaman bizimle beraberdir. Ama biz çok zaman O'nunla beraber olmayız, daha doğrusu O'nunla beraber olduğumuzu unuturuz. O hiç bizi bilmiyor, görmüyor, yaptıklarımızın, söylediklerimizin, düşündüklerimizin farkına varmıyor gibi davranırız.

İyi zamanlarımızda, kendi imkânlarımızla bir şeyleri başarabildiğimizde O'nu hiç anmayız, hatırlamayız. Ama O yine bizim yanımızda, bizimle beraberdir. Ne zaman ki gücümüzü aşan şeylerle karşılaşırız, o zaman O'nu hatırlar ve O'ndan yardım istemeyi düşünürüz.

İşte dua ettiğimiz böyle anlarda bari, bütün kalbimizle, bütün samimiyetimizle O'na açılmamız, O'na bağlanmamız, her şeyin yaratıcısı olan O'ndan medet ummamız gerekmez mi? Bizim için böylesine fırsat dolu zamanlarda bile biz O'na, araya ille de bir aracı koymak suretiyle ulaşmaya çalışırız.

Ya da kucağında yattığımız annemize, ya da elini tutup birlikte yürüdüğümüz insana, megafonla hitap etmeye çalışır gibi naralar atarak, emirler yağdırarak, bağırıp çağırarak sesimizi O'na duyurmayı deneriz.

Duanın yeri ve zamanı yoktur. Otururken, yürürken, yatarken, toplum içinde veya yalnızken, gece, gündüz, her zaman her yerde dua edebiliriz. Kalbimizden geçenleri bir fısıltıyla Tanrıya ulaştırmak mümkün olduğu gibi, aklımızdan geçirmemiz, düşünmemiz bile yeterlidir.

Duanın belli bir kalıbı, kelimesi, cümlesi de yoktur. Bizim dua diye ezberlemeye çalıştığımız Arapça metinler, sadece söylemlerin farklı bir dildeki versiyonudur. Onların kabul edilme garantisi yoktur. Tam tersine bu tür ısrarlar, dini yanlış anlamanın, belki de hiç anlamamanın belirtileridir.

Kâinatı ve ondaki canlı cansız her şeyi yoktan var eden bir Allah'ın, sadece Arapça anlaması ve dilekleri Arapça kabul etmesi gibi bir şey düşünülebilir mi? Diğer dillerin yaratılmasında başka tanrılar mı görev almıştır ki, böyle bir yanlışlığı yapabiliyoruz?

Duanın kabulünün olmazsa olmaz tek şartı imandır, inanmaktır. Neye inanmak? Her şeyden önce Allah'tan başka hiçbir Tanrı'nın olmadığına inanmak... Öyleyse bütün dilleri, lehçeleri yaratan odur. O'nun katında hiçbir kulun, diğerinden bir farkı ve üstünlüğü de yoktur.

Böyle bir farkı, kişi ancak kendi gayreti, çabası, duası, ibadeti, davranışları ve samimiyeti ile kendi kazanır.

Kötüler yüzünden iyilerin hep ceza görmesi gibi, dini istismar edenler yüzünden gerçek dine ve dindarlığa da uzak kaldığımızdan, ölen annemizin babamızın arkasından ne yapacağımızı, ne diyeceğimizi bile bilemiyoruz. Bu yüzden de mezarlıklarda, daha önce durmadan kızdığımız, karşı çıktığımız, o yüzden dine bile tavır takındığımız cahil insanlara, hem de üstelik para vererek dua okutturuyoruz.

Dua, kişinin yaratıcısıyla doğrudan kurduğu ve kurması gerektiği bir iletişimdir. İnsanın Allah'a sevgisini, saygısını, samimiyetini, güvenini gösterdiği bir atmosferdir. Sevgilinizin elinden tutup, belini kavrayıp, yüzünü, saçlarını okşayarak "Seni seviyorum" demeyi mi tercih edersiniz, yoksa avucuna biraz para sıkıştırarak iki kelimeyi üstüste koyup bir cümle kurmaya dili dönmeyen bir mezarlık kaçkınına söyletmeyi mi?

Neden böyle önemli konularda mantıklı hareket etmeyi aklımıza getirmiyoruz da, bu yolla çözemeyeceğimiz bir takım konularda akıl yürütmeye bayılıyoruz?

Dualarımızı kendimiz yaptığımız gün, huzurumuz, sevincimiz, mutluluğumuz bir kat daha artacak, dileklerimizin gerçekleşme oranı yüzde yüzü bulacaktır. Huzurun insan hayatına katkısını, mutluluğun yaşantımıza getirdiği artıları, doktorlarımızın açıklamalarından hepimiz biliyoruz.

Kısacası dua, insana huzur sağlayan, mutluluk veren, kendini yalnız hissetmesini engelleyen, yüce bir varlığın koruması altında olmanın güvenini veren, hiçbir maliyeti ve yan tesiri olmayan çok etkili bir ilaçtır. Ancak unutmayalım ki ilacın bizim hastalığımıza etkisi, ancak onu bizim kullanmamızla mümkündür. Başkalarının kullandığı ilaçlarınsa bize hiçbir etkisi yoktur.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..