Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

kevser şekercioğlu akın

http://blog.milliyet.com.tr/kevser

12 Nisan '07

 
Kategori
Ev / Bahçe
 

Dua

Allahım,

Senden bir ev istiyorum. Ev benim olsa duvarları yiyemem ama sanki birşeyler daha kolay olur gibi geliyor. Hayırlısı. Senden yıllar önce bir ev istemiştim. Haşa senin yanlış anlamana imkan yok da galiba ben bazı ayrıntıları unuttum dua ederken. Bana bir ev verdin en güzelinden ama aksilik şehrini söylemeyi unutmuşum işte. Sonra o da gitti hayırlı yollara. Şımarıklıktan, tamahkarlıktan değil tapunun benim üzerime olması. Bir evim olacak günün birinde inanıyorum hem de istediğim gibisinden ama aynaya baktığımda çizgilerimin üç-beş kat fazla olduğu yaşımda olmasını istemiyorum sadece. Evet ev. Herkes ne anlıyor ev deyince bilmem ama ben evin dört duvar bir kapı olmadığını biliyorum. Evimle ilgilenmek, yeni ufak düzenlemeler yapmak her durumda rahatlattı beni. Belki özüne insek birşey bulabiliriz bu merak bu özen neden diye. Mutlaka güzel bir sebeptir. Güven duygusunun, muhtaç olmama çabasının elle tutulur şekli budur belkide.

Evim; sıcaklığımı katmaya çalıştığım, ısısında ısınmaya çalıştığım. Korunmak için çatım, korumak için kucağım. Utanmadan çıplağım, sıkılmadan yayıldığım. Duvarındaki boyadan, yerindeki halısına, ellerimle diktiğim örtülerine kadar emeğim, alın terim, helalim. Küçüğünden büyüğüne herşeyini sırayla, özenle, çocuksu bir sevinçle aldığım. Ellerimle boya sürdüğüm renkli kapılarım. İçinde aşkım, içinde kızgınlığım, içinde acılarım, içinde kimselere göstermediğim gözyaşlarım, içinde krallığım, içinde kırılmış yüreğim-kanatlarım, kimse dokunmasın ben pansumanlarımı kendim sararım. İbadethanem, oryantalim, entellektüel hayatım, sinemam, analığım, kadınlığım. Mutfağım; becerim, lezzet kattığım yemeklerim, üşendiğim bulaşıklarım. Mutfağımda her araya her dereye sokuşturduğum sarı renklerim. Yeşili bol aksesuarlarım. Pırıl pırıl, düzenli dolaplarım, tamir etmeyi bilmediğim dolap kapaklarım. Sıraya koyduğum eksiklerim, tamamladıklarımın karşısında gururla sigara içmelerim (Bırakmadan önce). Heveslerim, temizlemelerim. Düzenli tutmak için gösterdiğim çaba ve yorulmalarım. Nerden ne zaman çoğaldığına şaşırdığım örümcek ağlarım. Dünyam, dünyamı içine sığdırdığım tüm cazgırlıklarım. Kızgınlıklarım, kızgınlıkla telefon kapatmalarım, küfürlerim. Ettiğim küfürlere tövbelerim. Tüm karanlıkları dışarda bırakma mücadelelerim. Ben istemeden zorla dolan huzursuzluklarım. Kapıdan çıkarken, evimi emanet ettiğim kuvvetsiz nefesimle okuduğum dualarım. Birini tamamlarken öbürü alamamalarım. Yarımlarımı sıraya koyduğum günlerim. Günlerimi hep emekle direnmeyle geçirmelerim. Kirpiklerimin üzerine oturmuş ağırlıklara direnmeden uyumalarım, ruhumu yatakta bırakarak uyanmalarım.

Ben müziği yüksek sesle dinlemeyi severim kısmayın. En çok sevdiğim içecek olan Türk Kahvemi içerken sakın gürültü yapmayın. Yorgunken dinlenme çabalarım ve dinlenememelerim. Çiçeklerim benim doğurmadığım kız çocuklarım, topraklarını değiştirme mevsiminde yeniden doğduğum, enerji toplayıp dans ettiğim güneşli günlerim. Balkonumu severek yalınayak yıkamalarım. Evim, evcimenim, ben evimde olduğumda rahatım. Kapım, kapımdan içeri sevmediğim insanların girememeleri ve huzurum. Dökülmeye başlayan nazar boncuklarımı iple anahtarlığıma bağlamam ve anahtarımı muhafız gibi koruma mücadelem ve o benim her şeyim. Namusum, canım, çocuklarım, gecem gündüzüm hepsi anahtarımda saklı. Elimden giderse ölürüm, korumak için çok didindim. Beni hayata bağlayan sebeplerden biriydi düzenim. Onu yeşile sarıya boyayarak ayakta kaldım.

Senden bir ev istiyorum. İstanbul’da yapılmış, zemini de yapısı da sapasağlam, ben ona, o da bana yakışan. Tapusu benim üzerime, yeri güzel kendi güzel, yepyeni, tamir gerektirmeyen, temizlendi mi gösteren. Bahçesi çim ve çiçeklerin en güzelleriyle süslü, bol ağaçlı, bekçili, korunaklı. Zemini sayarsan dördüncü saymassan üçüncü katta olan. (Bir yukarısı olursa hiç itiraz etmem) Huzurla uyunan, girildi mi içinden çıkılmak istenmeyen. Borcu hemen bitsin, sahip olduğumda doğduğuma doğacağıma pişman ettirmeyenden. Renkleri özenle seçilmiş, rutubetsiz, güneş alan, kışın sıcak, yazın serin, geniş balkonlu olsun, balkonundan huzura bakılsın lütfen. İçinde rahat edeceğim, mutluluklarımla sağlığımı besleyeceğim, yarınlarımdan korkmadan uyuyabileceğim. Girişi kare, odaları ferah, salonu muntazam, çiçeklerimi besleyecek kadar güneş alan ve bütün bunlar gepgeniş olsun. Banyosunda kapandı mı damlamayan musluklar, bozulmayan bir sifon, suyu-elektriği zırta zibile kesilmeyenden, ovaladın mı pırıl pırıl parlayandan.

Mutfağı; bol-sağlam-kullanışlı ve sarı dolaplı olsun. Yemek pişirirken şarkılar söyleyeyim, yemeklerimin içine gizli bir lezzet dolsun benim bile tarifini bilmediğim. Yerlerde cilası zedelenmeyen cinsinden birinci sınıf mermer ben gerisini süslerim. Kızların odalarını sen yüreklerindeki gibi güzel ver ben artık o kadar da burnumu sokmayayım. Ama yine de toplatmak için arada sırada bağırırım. Çocuklarımın aklında hep güzel günler, huzurlu saatleri canlandırsın evleri. Gidişleri kurtulmak maksatlı olmasın. Kendi evlerine kadar uzanan bir sağlamlık ve ilahi bir güzellik yaratsın evimin içinde yaşananlar. Kapımdan içeri girenler kendi huzursuzluklarını kapının dışında bıraksın ya da doğasından huzursuz olanları hiç içeri sokma onlar temelli dışarlarda biryerlerde, benim gözlerimin göremeyeceği kadar uzaklarda kalsın.

İlgim olmasa bile karşılaştığımda yüzümü ekşitmeyeceğim cinsinden insan gibi komşularım olsun. Senden bir ev istiyorum. O evi ve evi yönetirken ihtiyaçlarımı sıkılmadan yapayım. Öldüğümde bana ait bir ev olsun istiyorum. Hayır, öbür dünyaya gittiğimde hava atmak için değil benden sonra kızlarımın başlarını sokacakları bir çatıları olsun diye. Benim unuttuğum bütün güzel ayrıntıları da sen ekleyerek tez vakitte yolla Yarabbim.

Kevser Şekercioğlu

 
Toplam blog
: 374
: 869
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1965 Akçakoca doğumluyum. Evli ve dört kız annesiyim, küçük bir kızın  anneannesiyim. A.Ü. Halkla..