Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '10

 
Kategori
Güncel
 

Duble salata ya da duble yol

Duble salata ya da duble yol
 

Gazetelerde Çanakkale-Lapseki yolu.


Zamanında Demirel’e;

“Çanakkaleliler geldi, görüşme talep ediyorlar” demişler.

Demiş ki;

”Onların tayin işi vardır. Alın içeri hallediverelim.”

Doğrudur. Batının en ucundaki Çanakkale’de ne bir yatırım var ne de bir yol. Çanakkaleli siyasetçiler, küçükten büyüğe uzmandırlar tayin işlerinde. İlçemden bilirim.

Demirel, günün birinde de televizyonda “doğudan şikâyet edenler, en batıdaki Yenice’yi gidip görsünler” demişti.

Anlayın artık, ne halde olduğumuzu.

Yeniceli olduğu halde, İbrahim Bodur’da bir çivi bile çakmadı Yenice’ye.

Fabrikasını gidip Çan ilçesine kurdu. Yozgat, Yerköy’e bile fabrika yaptı. Yenice’ye deve ahırı.

Anası çoluğu çocuğu adına Çan ilçesine çeşmeye kadar yaptırdı.

Yenice’ye bir simit parası kadar bile “yatırım” yapmadı.

Hakkını yemeyelim, birkaç çeşme yaptırmış. O çeşmelerde yıkılmış gitmiş.

Olsun.

*

Birde size bir anımı anlatayım

Konya, Ermenek ilçesinde görev yapıyorum. Yıl 1980. Birisi bana sordu.

“Nerelisin öğretmen Bey?”

“Çanakkaleliyim.”

Dedi ki;

“Çanakkale’den adam çıkmaz.”

Kızdım. Belli etmeden, ”Niye?” diye sordum.

“Çıksaydı, Bitlis’ten birisini milletvekili seçmezdiniz.”

Adam haklı.

Adam gider, Bitlis’e yardım alır. Çanakkale yerinde kalır. Kaldı da.

Yani bizler, Bitlisli Rafet Sezgin’i milletvekili seçtikte, Yeniceli İsmail Bircan’ı milletvekili seçmedik. İlk baştan, kendi köyü oy vermedi.

Biz, hala bazı şeylerin farkında değiliz.

Anlayın artık.

*

Çanakkale ile Balıkesir arasında cumhuriyet tarihinin ilk “asfalt yolu” var.

Balıkesir ili, yolu Balya İlçesi’nden Çanakkale sınırına kadar yapmış. Çanakkale kısmı aynen duruyor.

Yenice’den Çanakkale’ye yol kısım kısım yapılıyor. Yapılan bölümler, yeni bölümler yapılana kadar bozuluyor. Çukurlar oluşuyor, göçüyor.

Çan-Biga arası bir zamanlar en çok kamyonun işlediği yoldu. Seramik taşıyan kamyonlar.

Yol hala, eski bir yol.

Çanakkale ile Bursa hattını bağlayan yol, hala tamamlanamadı. Biga ile Çanakkale arası felaket bir şey.

Dar yol, keskin virajlar…

Biga Lâpseki arasında denize uçan otomobiller, her zaman mevcut. Genç ölümler, zamansız ölümler. Yolsuzluktan. Bozuk yollardan, çukurlardan.

Aslında, batının en ucundaki Çanakkale “yol fakiri”

Keşan’dan Gelibolu’ya gelirken dikkat edin, göreceksiniz.. Edirne sınırından, Çanakkale sınırına geçin, yol çift şeritten tek şeride düşer.

Edirne’de yatırım var, Çanakkale’de yok.

Çanakkale sınırlarındaki yollarda bulunan “yamalar” başka illerde yoktur. Bizim yollarımız, “kırk yamalı bohça” gibidir.

*

Ben “duble viski” duydum.

“Duble salataya” bayılırım.

Birde, “duble paça pantolon” var.

Birkaç yıldan beri de ”duble yol” diye bir şey almış başını gidiyor.

Öğrendim ki, Biga ile Çanakkale arasındaki yol “duble yol” oluyormuş.

Meğerse gidiş gelişi ayrı, “çift yol” demekmiş, ”duble yol.”

*

Çanakkale’den Biga’ya kadar yapılmaya çalışılan yolun, (Bu yol Bursa’ya bağlanıyor.) biten yerleri de memnun etmiyor sürücüleri.

Yol çok doğru yapılmadığından, yol delik deşik. Her taraf çukurlarla dolu.

Sürücüler bir çukurdan bir çukura gire çıka nefret ediyorlar her şeyden. Birde araçların amasıtor, ön takım ve lastik sorunları işin tuzu biberi. Yol mıcırlı olunca, araçların ön camları da kırılıyor. Mıcıra kaptırıyor kimisi, takla atıyor.

Aracıma devletin yolunda gidiyorum diye vergi vereyim. Her yıl da, zamlı zamlı ödeme yapayım. Yolsuz kalayım.

Allahım, sabır ihsan eyle.

Şimdiki yolların yapılışı, benim ninemin bazlama pişirmesine benziyor.

Benim ninem, bir çanak içine iki kaşık yağ koyardı. Kızılcık sopasının ucuna bir bez parçası sıkıştırır, bu bezi yağa batırır. Kızgın saç üstünde hızlıca gezindirir. Hamuru döker, bize “olgun hamır” pişirirdi. Hamurun yağlı olması değil, yanmaması önemliydi.

Az yağla çok iş.

Şimdiki asfaltlarda böyle, zivit mivit yok. Yollar delik deşik.

Az malzeme ile çok yol.

*

Çanakkale ilkler şehridir.

İlk köprü, ilk savaş hilesi, ilk güzellik yarışması gibi…

Bizim yollarımız delik deşiktir.

Hele iki köprümüz vardır. Bu köprülerde yapılış olarak ilktir belki de. Yapıldıktan sonra ortalarından bel vermişler. Birisi yıkıldı. Tekrar yapıldı.

Kalkım Beldesi’ndeki köprü duruyor. Deve sırtı gibi bir şey. Bir utanç abidesi. Vallahi köylüler üstünden geçiyorlar çaresiz. Gülünç bir şey.

Zamane mimarları ve mühendisleri, bu durumdan utanmalı.

Yüzleri yok ki, utansınlar.

Tükürsen, yarabbi şükür derler.

Anadolu’daki Selçuklu köprüleri ne güzeldir. Bu köprülerden utansalar bari.

En iyisi tekrar “eşeği” yol mühendisi olarak görevlendirmek, işe almak.

*

Sizi bilmem, benim yöremde üstünden gidilecek yol yok.

Her yer delik deşik.

Allaha emanet gidiyoruz.

On km.lik yol 45 dakikada zor gidiliyor. Ters açılı dönemeçlerde her ay birkaç araç takla atıyor.

Otomobil sektörü ışık hızıyla ilerliyor.

Yol yapımı geriliyor.

Yol bakımı da yok.

Geçmiş bir zamanda, görev yaptığım köyün yolu asfalt olunca köylüler çok sevinmişti.

Altı ay sonra herkes pişman olmuştu.

Yoldaki çukurlardan, araçlar berbat olmuştu.

Ben bir “taşlama” yazınca, köy muhtarı bana darılmıştı. Muhtarın desteklediği partiye taş atar gibi geldi garibime. Nem kaptı muhtar efendi. Gerçek olan yoldu.

Biz yolsuz kalmıştık.

O günlerden bu günlere, hala yolsuzuz.

Başka şekildeki yolsuzluklarda fena değil ülkemizde.

“Yolsuzluğa” dur diyen yok.

Her şeye rağmen, frenlerimi kontrol ettirmeyi ihmal etmem.

Frensiz araçla toslayıp, duble yok olmak istemem.

“Taşlamayı” okuyun bakalım

Yirmi yılda ne değişmiş?

Görün.

**

ASFALTIMIZ

Yolumuzu düzelttiler

Şıkır şıkır asfaltımız.

Derdimizi azalttılar.

Fıkır mıkır asfaltımız.

*

Aceleye getirdiler.

İki günde bitirdiler.

Ne güzel oldu dediler.

Çukur mukur asfaltımız.

*

Altı ayda delik deşik.

Taksi dolmuş oldu beşik.

İflahımız artık kesik.

Şakur şukur asfaltımız.

*

Zivit mivit aktı gitti.

Birileri baktı gitti.

Bizi kime sattı gitti.

Takır tukur asfaltımız.

*

ODABAŞI doğru söyle.

Bu nasıl bir iştir böyle.

Kendin çal da kendin söyle.

Tangır tungur asfaltımız.

1990-Çakır Köyü

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..