Dudak uçuklatan projelere: Hayır!

Dinmek bilmez bir yağmur var dışarıda, aslında tam da eski şarkılar, eski anılar eşliğinde üç-beş kadeh bir şeyler içip, belki de birkaç damla gözyaşı döküp sıcacık yatağa süzülmek… Güvende olduğunu bilmesi insanın güzel şeydir; şükürler, teşekkürler hep bu zamanlara rast gelir!

Yakalayabilseydim o atmosferi şimdi sizlere buğulu nağmelerden söz ederdim, lakin aklım takılı kaldı dere kenarlarında yaşayanlara!

İnsanlar ev yapıyorlar bir şekilde, ama kaçak ama imarlı, birçoğu da Allah bilir kiracı… Kimse dokunmuyor, kimse yol göstermiyor, alternatif de sunmuyor taa ki dere taşıp da insanlar ölünceye dek!

İnsanlar ölüp de konu medyaya taşınırsa eğer, birileri kendilerini savunuyor: Dere yatağına ev yapılmamalıydı!

Eee…

Yapılmamalıydı işte!

Yani, imarlısı olan da var, çözüm nedir?

Yapılmaması gerekirdi!

******

Şu muhteşem İstanbul projesini okuduğum anda aklıma ilk gelen gariban halkın ölümle burun buruna yaşadığıydı; yani onca paranın harcanması düşünülüyor, ne için akıllara durgunluk verecek bir proje için!

Dudak uçuklatacak projeler yerine aklıselim projeler ile vatandaşın can sağlığı sağlansa, istenilen sansasyonu yapmaz mı acaba?

Olmaz diye düşünülüyor sanırım, biri pek sıradan, diğeri dudak uçuklatan!

Ehh artık, dereler taşarsa, insanlar ölürse kaderleridir, haşa kadere kim karşı durabilir?

******

Şili duruyor gerçi…

Bir yorumcu yazmıştı, Şili ile bizim Allah’ımız farklı demek ki! Bizde kader ölüm, onlarda kurtuluş; beni Şili’nin Allah’ına emanet edin!

******

Tabii, bir de “Allah Necmettin Erbakan kaderi versin” diye bir dua dillere pelesenk olacak gibi!

Kanunlara göre suçlu bulunuyor, cezasını çekecekken ilerlemiş yaşından dolayı Cumhurbaşkanı tarafından affediliyor; ilk yaptığı İran’a ziyaret, son yaptığı Saadet Partisi’nin başına geçmek!..

Eee… Hani yaşlılığından dolayı cezası affedilmişti?

Gerçi, birçok yaşını başını almış kişi Ergenekon, olmadı Balyoz, ya da bilmem ne operasyonları ile suçları dahi sabitlenmeden içeride ömür tüketiyorlar…

En verimli yaşlarında içeride tutulanlar ayrı bir durum, insanın içi acıyor; bir taraftan Öcalan ziyaret ediliyor, oturduğu yerden yönetime müdahale ediyor, falan!

Konuyu dağıtmayayım, ne demek istediğimi anlamışsınızdır, nasıl olsa!

******

Necmettin Erbakan siyasal bir partinin başına geçiyorsa, affedilen suçundan dolayı yargılanmalıdır!

Yok, yaşlılıktan dolayı affedilmişse, siyasal bir partinin başına geçmesi yasalar tarafından onaylanmamalıdır!

Gerçi, bana ne diyebilirim, lakin adalet var diyorsak herkese olmalı!

Yaşını başını almış, hürmeten deniyorsa eğer, yaşına ve başına hürmet edilmesi gerekenler de aynı haklardan yararlanmalıdır!

Öyle Ahmet’e, Ayşe’ye ayrı, Ali’ye, Elif’e farklı davranamazsınız!...

Adalet ya vardır, ya da yoktur!

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının adalete güveni sağlanmalıdır; neden “Hayır” dediler diye araştırmalar yapılıyor ya, en büyük nedenlerinden biri de budur!

******

Yağmur burada dindi, nerelerde şiddetle devam ediyordur, kim bilir…

Kimler canı ile uğraşıyor, kimler umurumda mı dünya diye düşünüyordur?

Sokak çocukları nerelere sığınıyordur, sokaklarda yaşayan hayvanlar akmayan bir çatı altı bulmuş mudur?

******

Ödediğim vergilerin mağdur insanlara kullanılmasını istiyorum; uçuk projelere değil!...