Dudaklarımı bağışla...

"Ben çok seçiciyim. Mantıksızca şüpheciyim. Ayrıca çok kıskancım. Kolay affetmem. Çok sabırsızım. Ve çabuk sinirlenirim." der kadın çıktıkları ilk yemeğin sonuna doğru, tatlıları bitmek üzereyken. Adamın gözündeki kıvılcımlar yoğunlaşır, ve bu gece harika olacak, müthiş bir kadın diye düşünür…MÜ??? 

Ridley Scott’un yönettiği son dönem romantik komedi filminden bir replik. Aynı kelimeleri ilk randevuda bir erkeğe söylesek kelimeler nasıl anlam bulur kafasında acaba? 

Çok seçiciyim; Zor beğenirim, herkes benim sevgilim olamaz, ulaşılması zor kadınım, çok çabalaman gerek. 

Mantıksızca şüpheciyim; Seni arayıp ulaşamadığım her an için hayalimde farklı bir aldatma senaryosu oluşturacağıma yemin ederim. 

Çok kıskancım; Üst maddedeki yeminime sadık kalarak, biraz uzun sohbet ettiğin, merakla baktığın, iletişim içinde olmanı gerektiren her dişiyi potansiyel flörtün olarak değerlendireceğim. 

Kolay affetmem; her hatanı en olmadık zamanlarda, ummadığın anlarda, kafana kakacak, seni tekrar tekrar suçlu hissettirerek üzerinde sonsuz bir güç elde etmeye çalışacağım. 

Çok sabırsızım; hiçbirşeyi hiçbir koşulda beklemeye tahammülüm yoktur, seni de sonsuza kadar bekleyemem, bir an önce ilişkimizin geleceğine dair kararını versen iyi olur. 

Çabuk sinirlenirim; olur olmaz her şeye sinirlenir, ağzımdan çıkanı kulağım duymaz, pire için yorgan yakarım. 

Filmdeki adamın ne düşündüğü ortada, hatta o gece harika geçiyor ve filmin sonunda, ‘Dudaklarımı bağışla, en olmadık yerlerde zevk buluyorlar’ diyerek kadını öpüyor… 

En olmadık yerlerde huzur arayan ruhuna ne demeli? 

Senaristin, bayan karakteri sıra dışı göstermek, farklı kılmak için başvurduğu hilelerden biri olsa gerek. Film işte, değil bir erkeğe hemcinslerimize bile söylesek, bizle arkadaş olmayı yeniden düşünürler. Bunlar resmen Yalnızlık Reçetesinin ana maddeleri… Söyleyip uygulasak kısa zamanda sonuç alacağımız, kendimizle baş başa kalacağımız garanti!