Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '11

 
Kategori
Özel Günler
 

Düğüm Düğüm

Düğüm Düğüm
 

Herkes mutlaka katlanabileceği acılarla sınanırmış hayatta. Doğru ya da yanlış tartışılabilir. Katlanamayacağımı sandığım bir sızıydı ilk öğrendiğimde kaybı. Hayat boştu artık. ‘O’nsuz bir dünyada bırakıp gitmişti bizi… 

Herkesin can yangınları vardır elbet, ne yaparsa yapsın, yutkunamadığı bit düğümdür boğazında. Her andığında, kalbinden dolaşıp tüm bedenini saran damarlarına yüklemeler yapar. Ölüm gerçektir, yalan olmasını istediğimiz. 

Canımda hissettiğim en büyük yangın anneannemin yokluğu. Varlığıyla aydınlattığı dünyam gideli puslu bakar oldu. İnsanız her şeye alışıyoruz. Her gidenle eksilerek ilerliyor hayat, günlerce sesi çınlamıştı kulaklarımda. Bir çerçevenin işinde gülümseyen fotoğrafına dertlendim, yanındayken sıcacık elleriyle sardığı bedenim, titrerken onsuzlukta merhem olunmaz yaralarıma hatırları iyi gelmeye başladı. 

Çocuklar her şeyi unutur derler ya, yalan! Unutulmaz aslında çocukken yaşanılanlar. Herhangi bir koku, yemek, şarkı hepsi her şeyi aydınlatır zihinde. Geceleri uyumama alışkanlığımdır anneannem. Dizinde oturup anlattığı masallardır, beraber izlenen filmler, ilk telefonla tanışmak, ilk renkli televizyon, incecik yaprak sarmasıdır, lokma tatlı dökmektir, ilk dua, ilk mektuptur, mektubun arkasına çizilen ilk eldir, sınırsız şımarmaktır. Geçen helikoptere Alikopter deyip askerde ki dayıya selam göndermektir... 

Bahçedeki salıncakta uyurken, yumuşak ellerin sarmasıdır, yeni Dünya’dır… Çocukluğumun en güzel bahçeleri, gülümsemelerim, hayır dualarımdır… 

Gittiğinden beri düşünürüm, işim ters gitse onun eksikliğine yorarım. İyi insanlar çıkarsın karşına duasının eksikliğini, nerede kötü insan varsa karşıma çıkmasından yorumlarım. 

‘’Ailemizin temel taşı, canımızın can damarı, bilirim ki her canının boğazında bir düğümsün. Karlı bir şubata başlarken, sessizce iç geçiririz hepimiz ayrı yerlerde ama noktada buluşuruz sen diyince. Öpülesi pamuk ellerinle okşarken saçlarımı, dizinde yatarken hissettiğim o huzuru bulamam bir kez daha, saçlarımı yıkarken canımı yakmadan tarayışlarını, inceden narin saç örgülerini, zeytinli sabunun kokusunu, anneanne kokan evinin boşluğunu dolduramayacak büyük bir eksikle, sensiz ikinci yılımızı da bitirdik. Yerini dolduramayız ama alışıyoruz yokluğuna. Düğüm düğüm olan nefesimizle seni anıyoruz ve çok seviyoruz….’’ 

 

 

 
Toplam blog
: 127
: 820
Kayıt tarihi
: 22.09.07
 
 

Sıcağıyla bilinen memleketimde bir kış gününde geldim dünyaya. Bütün tezatlıklar hayatımda farklı r..