Düğüm noktası

Kırmızı ışıkta geçenlerden çok, kırmızıda durduğunuz için arkadan selektör yapanlara ve korna çalanlara uyuz olurum...

Sizi kendisine benzetmek ister çünkü...

Kırmızı ışıkta geçemeyecek kadar yüreksiz olduğunuzu düşünür...

Siz, yürümeye ve konuşmaya başladığınız andan itibaren öğrendiğiniz en basit kurala uyuyorsunuzdur oysa!

&&&

Halı sahada top kovalıyoruz, karşı takımdan bir arkadaş arkadan ayak bileğime çaktı tekmeyi... Acıdan gözlerimden yaş geldi, top gibi fırladım düştüğüm yerden “ niye vuruyorsun” diye sordum...

“ Sizin takımdakiler de bize vuruyor!” cevabını verdi!

Haftada bir saat, yıllardır tanıdığımız arkadaşlarla öylesine yaptığımız maçlarda bile nasıl da ikiye bölünüyoruz hemen; sizin takım, bizim takım...

“Kusura bakma istemeden oldu” demek yerine... Savunuyoruz kendimizi, elma şekeri için ağlayan çocuğun aklıyla...

Size tekme atmamış olsa dahi, sırf karşı takımda oynuyor diye önünüze ilk gelene vurmak normal, öyle mi?

&&&

Fizikle aram yok benim...

Hiç olmadı da. Derslerimize giren bir Ali Hoca vardı... Sağ olsun güvercin beslerdi, kuşları anlatırdı daha çok...

Dolapçı, Dönek, Bango, Selçuk.

Kuşlar hastalandığında Ali Hoca da hastalanırdı...

Bazen güvercinlerden biri başka güvercinlerin peşine takılır giderdi...

Ali Hoca o hafta sürekli gökyüzünü gözlerdi.

Giden, gelmezdi!

Belki gelirdi de bize söylemezdi...

O yüzden giden güvercinlerin hikâyelerini bilirim daha çok...

Liseden bir fizik kuralı kalmış aklımda, hepsi de bu zaten...

Bir düğüm noktasına gelen akımlar toplamı, giden akımlar toplamına eşittir...

Kızılderililer fizikle uğraşsaydı bu kanunu kendi kültürlerine göre yorumlarlardı tabi;

Çayıra gelen bizon toplamı, giden bizon toplamına eşittir... Vurulanlar hariç!

&&&

Korkak bir adamı kovalamaya başlarsanız arkasına bakmadan kaçar...

Uçurumun kenarına gelene kadar bütün gücüyle koşar...

Düşeceğini anlayınca geri döner!

Eskiler “ açlık adama her şeyi yaptırır” der...

Her şeyi yaptıran korkudur oysa!