Dün, Bugün ve Yarın 2

“Dün, Bugün ve Yarın..” isimli yazımızda FETÖ tarzı din adamı kılığında olan ancak din ve devlet düşmanı olan yapılanmalardan, sabetaycılıktan bahsetmeye çalışmıştık. Bu yazımızda Osmanlı’nın yıkılışını fırsat bilerek planlar düzenleyen kişilerin projelerine, David Rockefeller’ın itiraflarına, araştırmalarımı kendi fikirlerimle birleştirerek sizlere nakil etmeye çalışacağım.

 1897 yılında Siyonistler Avrupa’da bir kongre gerçekleştirdiler. Theodor Herzi’nin yönettiği bu siyonist kongrede şu sonuca ulaştılar:

·         “Müslümanlar çöküyor. Bunu değerlendirmeliyiz. Hristiyanlarla işbirliği yapılabilir. İsrail’de bir devlet kurulabilir.

·         Osmanlı yerine Bizans’ın ve İsrail’in kurulmasını gündeme getirebiliriz. İslamiyet’i ortadan kaldırmak için ateizm propagandasını yaygınlaştırabiliriz.

·         Hristiyan Avrupa’yı güçlendirmeliyiz. Osmanlı’nın olmayacağı bir dünyada güç dengesini sağlamak zorundayız. Avrupa’yı güçlendirmenin yanında, Hristiyan olmayan Rusya’yı güçlendirmeliyiz. Bizim ideallerimizin gerçekleşmesi buna bağlıdır.”

Siyonistlerin yaptığı ateistliği yayma hesabı tutmadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Dünya’nın ateist olması sömürmelerini daha da kolaylaştıracaktır. Ateist hesapları tutmayınca, farklı bir hesap denendi. Darbeler peş peşe geldi. Bu konu hakkında David Rockefeller şunları söylemektedir;

“Türkler yıllar boyunca komünizme karşı mücadele etmiştir. 1950’lerde devlet idaresine bizim de desteğimizle Adnan Menderes gelmişti. Başta bizimle güzel diyaloglar kuran Menderes, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve memleketinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliştiriyordu. Fakat memleketi o kadar zor durumdaydı ki, mecburen çok harcama yapıyordu. Borç ödeme günleri, ödeme yerine bizden daha çok borç istiyordu. Biz de kendisinden memleketini yabancı sermayeye açmasını ve bizim şirketlerimize özel izinler vermesini istedik. Osmanlı’nın son dönemlerinde dayatılan kapitülasyonlar benzeri şeyler talep ettik.

 Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledi ve bizden uzaklaşmaya başladı. Memleket insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu. Her yere camiler yapılıyordu. Menderes iktidardaki yerini uzun süre sağlamlaştırdığını sanıyordu. Bir darbe ile bu işe bir son verildi ve öyle bitirildi ki herkes korkutuldu. Çalışma arkadaşlarıyla beraber idam edildi. Sadece Celal Bayar kurtuldu. Çünkü o bir masondu ve yakın arkadaşı Papa Roncalli ya da diğer adıyla 23. John, Vatikan’ın baskısıyla onu idamdan kurtardı.

 1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. İktidara gelenler bizim isteklerimiz doğrultusunda devlet ekonomisini yönlendiriyorlardı. Amerika ve Avrupa’daki gelişmiş devletlerin piyasaları doğuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk. Bunun üzerine serbest piyasa talep ettik. İsteğimizi kabul ettiler ama bizi oyalıyorlardı. Önce kaos çıkardık sonra düzeni getirdik. “

 Son yüzyılın en büyük itiraflarından biri olan Rockefeller’in itirafının bir kısmı bile bizleri şaşırtmıyor mu? Siyonistlerin başımıza sardığı ateistlik, komünistliğin karşısında iman ve vatan aşkıyla duran yiğitler son nefese kadar mücadele ettiler.  Temmuz ayında, bir kez daha darbe yaparak, sözde gözdağı vererek, ülkemizi kendi emellerine alet etmeye çalıştılar, çalışıyorlar.

Uyanalım artık tekrar aynı oyunlara gelmeyelim. Düşman bu kadar çok çalışırken bizlerin, onlardan daha da çok çalışmaya gayret etmemiz gerekir.

Tekrar ifade ediyorum ve her zaman edeceğim, tarihine, kültürüne, bayrağına ve devletine sahip çıkan, iman aşkıyla yoğrulmuş nesiller yetişmelidir. Bu nesiller ileriye yatırımdır. Biz göremesek dahi devletimizin ve milletimizin şahlanışını sağlayacak olanlardır.

http://www.ilimotagi.com

http://twitter.com/hi_arvas

http://www.facebook.com/hi.arvas

http://www.instagram.com/halil_ibrahim_arvas