Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '18

 
Kategori
Edebiyat
 

Dün Akşam

Dün Akşam
 

Dün akşam insanların geçmediği, ıssız, karanlık bir kaldırıma oturmuş yaşlı bir nine gördüm Çeşme'de. Önünde üç kutu, birinin içinde sanki ağaçtan toplanmamışda, yere düşmüş ezik erikler, diğer ikisinde olgunlaşmamış kirazlar vardı. Dikkatimi çeken bu oldu. Yani ne satış yapılacak bir yerde oturuyordu, ne de önündekiler satılacak gibiydi. Yine de bilmeden öylece oturmuş beni bekliyordu, böyle bir anı için belki de...

Gözgöze geldik yanından geçerken. “Allah rızası için al oğlum” dedi. Yürüdüm geçtim önce. Sonra ninenin gözleri, yüzü geçti önüme. Geri döndüm. Yanına gittim. Gözleri ne güzel mavi mavi bakıyordu yüzüme. 
“Ne kadar?” dedim.
“10 lira” dedi.

On lira verdim, 3-5 erik aldım kutunun içinden gücüne gitmesin diye. Ama ısrarla kutuyu bana vermek istiyordu nine. Hatta kiraz kutularını da uzatıyordu önüme. “Bunları da al sen” diyordu. “Para verme”

O kargaşada ne oldu biliyor musunuz? Ben itip o vermeye çalışırken sağ elimi tuttu iki eliyle, öptü üç kere…

Tüylerim diken diken oldu, ürperdim, yer sallandı bir süre, çektim birden, boşluğuma geldi, dalgınlığına geldi, gözlerim doldu işte. Sonra diz çöktüm yanına ben de ellerini öptüm alnıma koydum, yanaklarını sevdim ince...

Yüzünü de unutamadım, erikleri de yiyemedim nine. Ağladım da üstelik… Hala önümde duruyorsunuz ikiniz de… Herkesin derdi, diğerine hikâye, şu ömür merdiveninde...

 

 
Toplam blog
: 271
: 606
Kayıt tarihi
: 16.05.08
 
 

Güzel sanatlar fakültesi Müzik bölümüne gitmeme rağmen, fakülte sonunda yıllardır yaptığım turizm..