- Kategori
- Edebiyat
- Okunma Sayısı
- 139
Dün Akşam

Dün akşam insanların geçmediği, ıssız, karanlık bir kaldırıma oturmuş yaşlı bir nine gördüm Çeşme'de. Önünde üç kutu, birinin içinde sanki ağaçtan toplanmamışda, yere düşmüş ezik erikler, diğer ikisinde olgunlaşmamış kirazlar vardı. Dikkatimi çeken bu oldu. Yani ne satış yapılacak bir yerde oturuyordu, ne de önündekiler satılacak gibiydi. Yine de bilmeden öylece oturmuş beni bekliyordu, böyle bir anı için belki de...
Gözgöze geldik yanından geçerken. “Allah rızası için al oğlum” dedi. Yürüdüm geçtim önce. Sonra ninenin gözleri, yüzü geçti önüme. Geri döndüm. Yanına gittim. Gözleri ne güzel mavi mavi bakıyordu yüzüme.
“Ne kadar?” dedim.
“10 lira” dedi.
On lira verdim, 3-5 erik aldım kutunun içinden gücüne gitmesin diye. Ama ısrarla kutuyu bana vermek istiyordu nine. Hatta kiraz kutularını da uzatıyordu önüme. “Bunları da al sen” diyordu. “Para verme”
O kargaşada ne oldu biliyor musunuz? Ben itip o vermeye çalışırken sağ elimi tuttu iki eliyle, öptü üç kere…
Tüylerim diken diken oldu, ürperdim, yer sallandı bir süre, çektim birden, boşluğuma geldi, dalgınlığına geldi, gözlerim doldu işte. Sonra diz çöktüm yanına ben de ellerini öptüm alnıma koydum, yanaklarını sevdim ince...
Yüzünü de unutamadım, erikleri de yiyemedim nine. Ağladım da üstelik… Hala önümde duruyorsunuz ikiniz de… Herkesin derdi, diğerine hikâye, şu ömür merdiveninde...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
Bu blog Editör'den Öneriler alanında yayınlanmaktadır

Yaşlılık zor...Hele bir de yalnızsan,sana bakan yoksa,üstelik bir de parasızsan eyvah ki ne eyvah...Yazınız içimi dağladı.Yüreğinize sağlık.Başka ne diyeyim,söz bitti,tıkandım!Saygı ve selamlarımla değerli yazarım...
fisun gökduman kökcü 06.06.2018 8:35- Cevap :
- :( Tşk.ler 26.06.2018 15:09