Dün gece saat 22:00 de Kürecik'deki patroidler Saraçoğlu semalarına koordinatlandı

Aleme Viktorya Secret Bize Viktorya Plazen diye düşünmeye başlamıştım Napoli’yı napoliten çikulata gibi yiyip bitirdikten sonra. O zamandan bu zamana çok şey mi değişti acaba? Dünya bir Türk takımını kendi sahasında seyircisiz bir maçta seyircisiz oynama cezası ile tanıdı. Spor dünyası çalkalandı, bazıları diplomalı dansöz bile oldu. Dün gece yıllar sonra ülkemin en işlek şehrinde OHAL ilan edildi. Kuşlara hesap soruldu. Malatya’ya konuşlanan Petroidlerin koordinatları Saraçoğlu semalarına çevrildi olurya Plazenli bir taraftar paraşütle bomba atabilirdi yine! Meteorolojiden hava tahmini alınıp o saatte yağmur yada dolunun sahaya düşmemesi için bilinen tüm dualar edildi. Neme lazım Platini, doluları da bizim fişeklediğimizi zannedebilirdi….

Maç başladı. Seyircisiz maç prezarvatif ile sevişmeye, eldivenle tokalaşmaya benziyor aşırı sıkıcı. Ne olup bittiğini hissedemiyorsun bile. Koşturan, birbirine bağıran adamlar. Topa vurma sesi bile kulaklarına geliyor sanki atari oynuyorsun dev ekranda. Sınır karakolu nöbetçi çavuşu gibi habire bir o tarafa bir bu tarafa koşturmaktan canı çıkan bir Sow. İki ayağı ile bir golü atamayan Kuyt. Bacaklarına döktüğü betondan bir türlü kurtulamayana Volkan. Topu taca atmanın delikanlılığı bozmayacağını bilemeyen Deli Bekir. Yaban arısı Caner. İdareci Ziegler.

O sırada dakikalar 33 ‘ü gösteriyordu Mehmet Topallamaya başladı . Hemen adresime notu düştüm.’’Mehmet Topalladı artık Salih Uçacak’’…On dakika geçmedi Salih çelimsiz kanatlarıyla bir albatros edasıyla uçtu gole. Bu çocuk gol atınca kendim gol atmış gibi seviniyorum. Geri ödemesini beklemeyeceğim sonsuz bir kredim var ona.

Tirübünlerde anlayamadığımız, çekoslavakyalılaştıramadığımız acayip sesler geliyordu. Kendi evimizde taraftar üstünlüğünü kaptırmıştık sanki.. Yayıncı kuruluş bir an akıl edip gösterse bizde anlayacaktık ama nerede o zekalı yayın anlayışı. Belki maç öncesi UEFA’nın pankart yasağı, görüntü yasağını da mı kapsıyordu.

O top direkten dönmese içeri girse nasıl bir hüsran yaşayacağımı düşünmek bile istemiyorum. Volkan’daki bu buzlukan hali, bu betonarme yapı başımıza ilerde sorun açacağa benzer. Adam sanki maçlara zorla çıkarılmış gibi. Heyecansız. Nerede o dağa taşa kafa tutan Volkanik Adam, nerede kalecimiz Volkan.

Son sekize kalmak başarısı Aykut Kocaman’a ve onun oyun anlayışına nasip oldu. Sevinçliyiz. Bu arada internetten izliyoruz Alex gollerine kaldığı yerden devam ediyor onun da hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.

 Yolun ve bahtın açık şanın yüce olsun, sevdalımsın.

Birimiz nefer

ikimiz seliz

çünkü

fenerbahçeliyiz...