Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '17

 
Kategori
Tarih
 

Dünden Bugüne Türkiye - Rusya İlişkileri

Dünden Bugüne Türkiye - Rusya İlişkileri
 

Taksim Atatürk Anıtı'nda Rus Subayları


Son dönemlerde Batı ve NATO ile ilişkiler zayıflarken Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin güçlendiğini görmekteyiz. Sanki birbiriyle ters orantılı ilişkiler gibi görünüyor. Aslında Türkiye konumu itibarıyla hem Batı, hem de Rusya ile dengeli ilişkiler kurabilir.

Ama tarihe dönüp baktığımızda bunun pek böyle olmadığını görüyoruz. Her zaman bir tarafın ağır bastığı fark ediliyor. Zaten Türkiye'nin Batı ve NATO ile ilişkilerinin başlangıcını da Stalin dönemindeki Sovyet tehdidine karşı müttefik arayışı oluşturuyor. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Stalin'in Türkiye'den toprak ve üs talepleri Ankara'yı Batı'ya iyice yanaşmaya sevk etmişti.

Dengeli ilişkileri sadece Atatürk döneminde görmekteyiz. 19 Mayıs 1919'da milli mücadele için Samsun'a ayak basan Mustafa Kemal Atatürk ile daha TBMM açılmadan önce Sovyetler Birliği ile ilişkilerin başladığını görmekteyiz. Bazı Sovyet temsilcileri Anadolu'ya gelerek Atatürk ve arkadaşları ile görüşmelerde bulunmuş ve Kurtuluş Savaşı'na yardım edeceklerini bildirmişlerdi.

Nitekim 1923'te TBMM açılır açılmaz ilk uluslararası ilişkiler Moskova ile kurulmuştu. Bu görüşmeler sonuç vermiştir. Neticede Kurtuluş Savaşı'nda çok büyük miktardı silah, mühimmat ve mali yardım Türkiye'ye Sovyetler Birliği'nden gelmişti. Emperyalizme karşı olan SSCB böylece emperyalist devletlerin Anadolu topraklarından atılmasına yardımcı olarak kendi ideolojisinin gereğini yapmış bulunuyordu.

Ancak Sovyetler Birliği'nin bir hedefi daha vardı. O da sosyalizmi tüm dünyaya yaymak. Bu konuda Moskova için yeni kurulucak Türkiye Cumhuriyeti'nin sosyalist temelli olmasının ikinci ve birinciden daha büyük başarı olabilirdi. Bu konuda gayretleri olduğunu biliyoruz. Ama büyük devlet adamı Atatürk Türk toplumunun yapısına uygun olmayan Sovyet tipi, yani Marksizm-Leninizm temelli bir ideolojiyi Türk toplumunun kabul etmeyeceğini biliyordu. Bu sebeple, Sovyetler Birliği'nin silah ve mali yardımlarını almakla birlikte, ideolojisini almadı. İşte bu da Atatürk'ün büyük başarısıdır.

Buna rağmen Atatürk döneminde SSCB ile ilişkiler dostluk temelinde devam etmiştir. Bu dönemin dostluk ilişkileri 1928 yılında Taksim Atatürk Anıtı'na da yansımış, Sovyet subayları Frunze ve Voroşilov'a yer verilmiştir. Fakat Atatürk'ün vefatı ve II. Dünya Savaşı'ndan sonra ilişkiler bambaşka bir seyir izledi. Stalin'in II. Dünya Savaşı'ndan galip çıkması ve Doğu Avrupa'yı nüfuz alanına katması onun hırsını büyük ölçüde arttırmıştı. Lenin'in yapamadığını yapacak Türkiye'yi kendi nüfuz alanına katacaktı. Bunun için ilk adım olarak toprak ve üs talebinde bulunuyordu.

Fakat bu politika ters tepti ve SSCB güney sınırlarındaki büyük bir dostunu kaybediyordu. Türkiye kuzey komşusundan gelen tehdit karşısında Batı'ya daha çok yönelmek durumunda kaldı. Daha sonraki yıllarda Batı'nın Türkiye'nin endüstriyel kalkınmasında çekimser davranması zaman zaman Türkiye ve SSCB yakınlaşmasını gündeme getirdi. Batı'dan alamadığımız teknolojik ve kredi destegini Moskova'dan alarak inişli çıkışlı bir ilişkiler politikası izlendi.

Günümüzde de aynı seyrin tersyüz etmiş bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Türkiye Suriye sınırında ve Irak'ta Batı'nın özellikle ABD ve NATO'nun politikalarının kendi güvenliğine tehdit oluşturduğunu görmekte ve Rusya ile ilişkilerini daha da güçlendirmekte olduğu gözleniyor. Ancak Rusya'nın da güvenilir bir müttefik olmadığı ortadadır. Günümüzde ABD ambargosu ve bazı sıkıntılar dolayısıyla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Türkiye'nin müttefikliğine ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyaç ortadan kalktığında Putin'in Stalinvari politikalara başvurmayacağını kimse söyleyemez.

Bu sebeple Türkiye dengeli politikalardan vaz geçmemelidir. Türkiye için Rusya da, Batı da gereklidir. Çünkü Türkiye gerçek anlamıyla bir Avrasya devleti'dir. Avrasya devleti olmak demek hem Avrupa, hem Asya, başka bir deyişle hem Batı, hem Doğu ile ilişkileri sürdürmek demektir. O zaman Türkiye bölgesinde güçlü olabilir. Tek yanlı politikalar günü kurtarmakla beraber, gelecekte yeni sorunlara yol açabilir.

 
Toplam blog
: 5
: 641
Kayıt tarihi
: 28.10.17
 
 

17 Mart, Yozgat doğumluyum. Okumayı, gezmeyi çok severim. Erken kalkarım. İşe gitmeden önce mutla..