Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Dünden bugüne

Dünden bugüne
 

Televizyon haberlerini izlemek, internet sitelerinde haber ve yorum kovalamak, gazete sayfalarına göz atmak biraz hüzünlü oluyor.

Afrika bir ilginç anakara.

Bir yanda devasa boyuttaki savanalarda sınır tanımayan canlılar, diğer yanda Sudan’da, Çad’da, Nijerya’da var olan kaos ve insanlık ayıbı.

Nijerya dünyanın sayılı petrol üreticilerindenmiş.

Bağdat’ta ise insanlar ölmeye devam ediyormuş.

Kosova’nın bağımsızlık kararı ellerde Amerikan bayrakları ile kutlanmış.

Dışarıda çatıları uçuran deli bir rüzgar homurdanması.

Küresel ısınma sayesinde değişimler yaşanıyormuş.Buzullar kopuyormuş enginlere açılmak için.Atmosfere tonlarca karbon salımı kimin umurunda.

Modern dünyada fok’lar ucunda sivri demir bulunan sopalarla başlarına vurularak katlediliyormuş.Bunu da kimse görmesin diye yayın yasağı getirilmiş.

Deniz kıyılarındaki büyük parklarda aralarında kırmızı güllerin de bulunduğu çimenliklerde insanlar banklarda oturuyor, top oynuyor, bazıları birbirine sarılmış.

Küçük kayıklar, yelkenliler kıyıya yakın dolaşıyor denizde, kenarda martılar kanat çırpıyor özgürlüğe.

Irak neden kanlı bir bataklık gibi fokurduyor?

Filistinli çocuk ölüm kusan makinelere neden taş atıyor?

İran neden nükleer’de ısrarlı? Neden karşı çıkılıyor?

Neden bir şekilde tecavüze uğramış kadınlara recm uygulanıyor da tecavüzcü serbest?

Niye Fransızca konuşanlar İngilizce konuşanlara, İngilizce konuşanlar İtalyanca konuşanlara düşman değil?

Neden bağımsız yargı görevini yaparken kıyamet koparılıyor?

Ne yani…Yargı görevini yapmayacak mı?

Sokaklarda araç yakan, bayrak indiren, molotof atan, polisi askeri şehit eden, öğretmeni, çocuğu, kadını, yaşlıyı kurşunlayanlara karşı polis görevini yapıyor diye kıyamet koparılıyor, neden birdenbire demokrasi ve insan hakları savunuculuğuna soyunuluyor?

Neden medyada birileri birilerini hedef gösteriyor?

İnsanca, kardeşçe yaşamak varken neden bu hesaplaşma bu kavga?

Osmanlının son yılları.

Çökmekte olan bir devlet ve çöküşe olanca güçleri ile yardımcı olan emperyalistler.Şimdilerin demokrasi savunucuları, icazetçiler, dediğimi yapmazsanız Avrupa size hayal diye tehditler savuran, dedikleri bir bir yapılan ve şimdilerde 301.i halledin diyenler.Bu ülkenin yasalarına varıncaya kadar nasıl olması konusunda konuşanlar.PKK’ya kucak açan iki yüzlüler.

Çıkarı için Irak’ta milyonları ölüme gönderenler, onbinlerce Irak’lıyı demokrasi getireceğim diye kaosa, açlığa, insanlık ayıbına sürükleyenler.

Petrol kuyularına insana verdikleri değerden daha çok değer verenler.

Türkiye üzerine oynanmaya çalışılan oyunlar..

Osmanlının çöküşü…

Samsun’da doğan ve Türkiye’yi aydınlatan güneş.

Topyekün mücadele.

Cephede ve cephe gerisinde yaşananlar.

Kağnı kollarında taşıdığı mermi ıslanmasın diye bebesinin üzerindeki örtüyü cephanenin üzerine örtüp, bebesini karakış canavarına kurban veren kadınlar.

Akşehir’de Ali emmiler.

Şenkaya’da Halit onbaşılar.

Amasya Akyazı köyünde Nuriler, Şahin Saraçlar.

Ege’de Efeler.

Çanakkale’de Fatma Nineler.

Daha niceleri….İsimsiz kahramanlar….Topyekün karşı koyuş, teslim olmama, bağımsızlık mücadelesi, yokluk, yoksulluk.Onca zahmet ve çile, ancak onurlu bir duruş.

Kazanan bir millet.

Uyanan bir millet.

Dünden bugüne Türkiye.

Oynanmak istenen ayak oyunlarına karşı uyanık olalım, oyuna gelmeyelim.

Bugün Irak’ta, Afrika’da, Filistin’de, Afganistan’da, Latin Amerika’da, Kosova’da olan olaylara çanak tutanlara, oralarda nemalanmaya çalışanlara karşı uyanık

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..