Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '09

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Dünya çok küçük!

Dünya çok küçük!
 

Hasanboğuldu gölet


Bir önceki blog yazımda da söylediğim gibi bayram tatilini İstanbul'dan uzak ve gezerek geçirdim...

Hemen şunu söylemem lazım bizler ülke olarak çok şanlıyız inanılmaz bir doğaya ve manzaraya ve de tarihe sahibiz bunu her yeni gezilere gittiğimde dolaştığım her şehirde daha da iyi anlıyorum.

Bu gezide bir kez daha yaşadım ki dünya çok küçük :)

Bunun tatille ne alakası var diyen olacak biliyorum ama :) zaten geveze songül anlatacak bir bekleyin :)

Benim hayatımda önemli olan dönemlerden biride ilk işe başladığım yıllardır. Ve o yıllardaki çalışma arkadaşlarımı asla unutmadım ve hep güzelliklerele anarım.
Cunda adasında dolaşırken turu düzenleyen arkadaşımız Ayfer'in bir arkadaşı katıldı bize ilk gördüm :) yok dedim olamaz sonra dikkatlice bakınca benim ilk çalışma hayatımda işe başladığım arkadaşım Sevilay :)

Seni tanıyorumla başladım ve de oda beni tanıdı direk :) biraz değişmişsin kilo almışsın :) dedi ve biz yemekteyiz üzerine iştah mı kalır :)) birbirimize öyle bir sarıldık ki restorantaki arkadaşlar ne oluyor bunlara diyerek gizlice birbirlerine sormuşlar sonradan duydum...Bunda ne var diyeceksiniz demi :) ben Sevilay 'la 20 yıl önce birlikte 2 yıla yakın çalıştım ve işten ayrıldıktan sonra da maalesef ikimizde bir birimizle irtibatımızı kestik ben istanbuldan gezmeye geliyorum oda arkadaşının ısrarlıyla sarmısaklıdaki yazlıktan cunda adasına geliyor :) hayatın bizlere yaşadıktığı bu güzel tesadüften anladım ki hayat çok güzel ve dünya çok küçük :) ...epeyi sohbet ettik dedikodular yapılan işler vs vs ...hani biriyle karşılaştığınızda ne anlatacağınızı şaşırsınız ya öyle ne konuştuk neler anlattım inanın şuan hatırlamıyorum :) ama hayat çok güzel zorda olsa.

Şimdi tatilden nasıl buralara geldik derseniz inanın ben bu tatilden bir sürü güzelliklerle ve anılarla ayrıldım.
Tek tek anlatmak istiyorum
Vaktiniz var ise lütfen okuyun.

İstanbuldan ayrılırken Kuzey Ege bölgesinde yapacağımız turla ilgili detayları okumuştum ve Cuma gecesi biraz geç bir saatte yola çıktık :) Ben arkadaşım Nefise ile birlikte katıldım ve onun içinde biraz değişik ve farklı olacağını biliyordum ama tatilin sonunda oda dediki iyiki gelmişim ve iyiki Geos Tur ailesi ile tanıştım dedi.

Bu beni mutlu etti biraz benim etkimle katıldı tura sonu hüsran olmazdı ama mutlu da ayrılması beni inanılmaz sevindirdi.

İlk gün Bozcaada ya gittik ve daha önceden gittiğim ve gördüğüm yeri başka gözle seyretme başka yerlerde nefes almak beni heyecanlandırmıştı. Bozcaada'ya giden bilir çok şirin bir balıkçı kasabası havası vardır. Eski rum evlerinin ağırlıkta olduğu ve yaşamlarını uzun zaman oralarda sürdükten sonra tek tük Rumun adada kaldığını bilir.

Ada'yı tepeden seyretmek için otobüsle en uç noktasına gittik sonra seyrelledik o güzel mavinin renginin güzelliğini

Adada üzüm bağları gördük ve arkadaşlar la biraz içerisinde dolaştık .) göz hakkı dediğimiz bir salkım üzümle yola devam ettik... Ada seyre doluymayacak kadar güzel bir yer belki eski evlerin o dar sokakların içerisinde dolaşmak eski yaşanmışlıkları bilerek gezmek buna etkendir ben çok seviyorum.
O gün arkadaşım Nefis'le birlikte ada da kaybolduk :) bilinçli değildi ama gruptan ayrı olarak Adanın kalesinde dolaştık. İnanılmaz bir manzara vardı epeyi resim çekildik :) Nefiseyle birlikte tekrar Adanın merkezine girdik orda güzelce kahveler içtik ve güzel bir sohbetle arkadaşlarımızı bekledik. Sonrası adanın meşhur şarap evli olan Talay şarapcılıkta dolaştık :) bir sürü renkten ve taddan şarap taddıt :) sonrası mı hafif çakır keyiflik.

O gün hava öyle güzeldi ki İstanbul da yağmur verken biz denize girdik. Denize Ayazma plajında girdik.
Deniz inanılmaz güzellikteydi pırıl pırıl bir kumsalı var belki ilk girerken soğuk ama sonrasıdan denizde yüzmeye doluymuyor :) bir kaç saat orda geçirdikten sonra yemek için hareket ettik.

Gezilerde genelde yediğin içtiğin senin olsun gezdiğin yerleri anlat derler ama benim :) yemeğe olan düşkünlüğümden belki okuduğunuzda bu kadar da detay mı anlatılır denilecek ama Egenin yemekleri lezzetini ancak tatmakla insan anlar en kısa zamanda sizlerde gezin görün tadın ve ne kadar doğru anlattığımı göreceksiniz.

Ayazma plajında Haydar'ın yeri diye bir mekan var denize sıfır bir yer mekan olarak çok güzel ben midye tava yedim çok da severim nasıl anlatyım çoook güzeldi tam kıvamında kızarmış yanında sosu ile bütünleşini ağzınızdaki dağılması :) yani kısaca lezzetliydi :)) dolmasınıda Rimma yedi oda bizimle hem fikirdi ordaki zeytinyağlılarda çok güzeldi.

Geos turla bu ilk günde inanılmaz güzel geçti akşam kalacağımız otele doğru yol aldık Küçükkuyu mevkinde bir otelde kaldık :) burdan sevgiili personele özelliklede akşamları bize çay servisi veren arkadaşa selam olsun gideceğimizi duyunca çok sevinmişti :) nedense ha hahaha

Otel denize sıfır bir konumdaydı iskelede sabahları gün ışığını karşılamak için orda olurdum üç gün boyunca güne merhaba ve ilk ışıkların yüzüme verdiği sıcaklığı hissetmenin verdiği haz çok güzeldi. Daha sonra aynı güzellikte denize nazır kahvaltı etmek :) güne geç başlayan arkadaşlarla ilk Günaydını demek beni inanılmaz mutlu ediyordu.

İkinci gün Ayvalık-Cunda Adası-Şeytan Sofrası mevkilerinde dolaştık.

Ayvalık şehrini Cunda Adasına bağlayan ve dünyanın ilk köprüsü olarak bilenen köprüden geçerek Cunda Adasına vardık. Yol boyunca yörenin yerel rehberi olan Hüseyin Bey bölge ile ilgili olarak tüm açıklayacı bilgileri anlattı. :) her ne kadar arkadaki arkadaşlar sesim geliyormu sorularını her konuşmasında sormasına rağmen :) herşey çok net ve güzel anlattıyordu :)

Cunda Adasın'ın renkliliği ilk göze çarpan şey haftasonunda etkisiyle inanılmaz kalabalıktı... Rehberimiz Hüseyin Bey ile adanın sokaklarında ve tarihi mekanlarda dolaştık onun anlattığı tarihi bilgilerle.. Evet ben yine kayboldum :) şuna bakayım derken grubu kaybettim ha ha ha... arkadaşım Nefise grubu bekletip beni almaya geldi. Epeyi dolaştıktan sonra yemek molası verdik...

Bu bölgenin en lezzetli balıklarını olduğunu bildiğimde yiyeceğim şey belliydi ama asıl zeytinyağlılarını çok merak ediyordum... Garsondan menü istediğimde olmadığını ancak mevcut ürünlerin sergilendiği dolaptan seçmemiz gerektiğini ilettiler çok tuhaf birşey değil mi :) bende önce isyan ettim ama baktım herkes dolaba yönelip seçmeler geçmiş bile :) bende aynısı yaptın... Önereceğim kabak çiceği dolması, kırmızı biber dolması, yörenin otlarından karışık bir tabak :) daha yeter demi aynen öyle dedim bende yanın buz gibi biralar ohhh :))

İkinci günün bitiminde ilk güne göre daha samimi rahat ve sohbet etme imkanımız olmuştu aslında ben geveze olarak turda herkesle bir şekilde sohbet etmiş ve iletişim kurmuştum :) ve anladığım şudur ki insanlar bu dört günü doyasına tadına vara vara dertlerden sorunlardan sıyrılmak için gelmiş o yüzden inanılmaz relaks geçiyordu günler.

Akşam yemeğinden sonra artık samimiyetin verdiği etki ile akşamları denize nazır mekanda çay sohbetleri yapar olmuştuk ve :) işin en güzeli o çay bardakları hiç masadan gitmiyordu :) neden mi Akın arkadaşımızın montunun sol cebindeki :) şarap şisesinden sürekli çay bardakları doluyordu ha ha haha... garson geldikçe yok kalsın dediğimizden artık bizim masaya uğramaz oldu :) geceyi ayrı bir eğlence ve tadla bitiriyorduk :)

Geos tur ile başladığımız tatilin 3 gününde Kaz dağlarında yürüyüş olacaktı o gün spor kiyafet ve ayakkabılarla geziye hazırlandık. Güzel bir kahvaltıdan sonra yürüyüş yapacağımız mekana geldik ve Hüseyin bey Kaz dağlarındaki Hasan boğuldu ile Sarı kız hikayelerini anlattı ve inanılmaz hikayeler bunlar ayrı bir blog yazısı olarak anlatacağım :) Hüseyin Bey bana yazma konusunda çok malzeme verdi.

Treking yürüyüşünde klasik olarak ben arkada kaldım :) gönüllü rehberim (bana mahsus gibi) Akın arkadaşım yardımcı oldu... kendisi ile güzel sohbet eşliğinde bir saatten fazla beraber yürüdük.

Kaz Dağları oksijeni en bol olan ormanlardan biri sanırım dünya sıralamasında İsviçreden sonra geliyor.

Hayran kaldım ..

Akşam dönerken dün batımını Şeytan Sofrası denilen ve herkesce hikayesi bilen mekanda biz Geos tur aileisi olarak şarap ve çukulata eşliğinde günün son ışıklarını seyre daldık...
Orda dikkatimi çeken ise bir ağaca peçete ile sarılmış ve insanlar orda dileklerde bulunmuşlar !! insanın inanası gelmiyor ama gerçek ve şeytanın ayağı diye efsaneleşmiş olan yerede paralar atılmış :) bumudur budur !!

Gün bitiminde herkesin ağzında yaşanılanacak yerler sözü vardı...herkes etkilenmiş ve mutlu olarak otelimize döndük.

Turun en son gecesi idi ve benden gelen öneri ile akşam dışarda bir mekanda eğlenmeye gidelim mi kabul eden arkadaşlarla yemekten sonra çıktı :) Küçükkuyuda mekan bulma konusunda sıkıntı olduğunu o zaman anladık ama eğlenme fikri olduğundan deniz kenarında bir çaybahçesi bulabildik ancak :) farklı olması plandığımı şey gerçekleşmedi ama sponte olarak gelişmeyle sahilde ateş yakıldı etrafında şarkılar türküler eşliğinde epeyi eğlendik ve geceyi bitirmek adına oteldeki :) iskeleye yol aldık ..

Maalesef turun sonuna geldik ve sabah kahvaltısından sonra otelden ayrldık herkesde bir tatlı hüzün vardı... ertesi gün işe başlanılacak sohbeti ve tekrar uzatabilmelerin temennisiydi konuştuğumuz ama olmadı tüm güzellikler gibi bu gezininde sonuna geldik.

Son gün Zeytinin memleketinden ayrılırken bu konuda üretim yapan eski fabrikalardan birinde gerekli bilgiler anlatıldıktan sonra biraz alışveriş ile yola devam etti. Uğrağımız Adatepe adında bir köy idi.. İnanılmaz şirin ve de eski taş binanalar ile korunmuş bir köy ile karşılaştık bazı taş evler küçük pansiyonlara çevrilmiş :) aynı ekip bir sonraki tatil planlarını yemekte gözlemeler beklerken konuştuk :) .... bu güzel köyden ayrıldıktan sonra Yeşilyurt olarak adlandırılan köye uğradığımızda aaa burası diğer köyden de :) güzel der olduk ....tepe ye kadar yürüdük ve manzara tüm güzelliği ile bizleri hayran bıraktırdı..

Ordan ayrılmak zor oldu ama artık İstanbul yoluna dönmek ve yol almak zamanı gelmişti.

Bu turda anlatılacak o kadar güzel insanlar tanıdım ki her birini anlatmayı da çok isterdim, anlattığımda birisini es geçerde unutursam diye korkuyorum :) o yüzden bu turda beraber dolaştığımız ve güzel geçmesini sağlayan tüm arkadaşlarımıa bana Geos ailesi olmanın mutluluğunu yaşattıkları için tekrar teşekkür ederim :)

Tekrar buluşmak ve görüşmek dileğiyle.

Sevgilerimle

Gelincik.

GEOS KUZEY EGE GEZİ NOTLARINDA OLMAZSA OLMAZI :)

1-) Akın senin için Beyaz giyme toz olur Siyah giyme söz olur :) diyorum.
2-) Özlem tamam söz verdim asla anlatmam :) otobüste müzik eşliğinde halay çektiğimizi kimse bilmeyecek.
3-) Çetin senin aşkın tanımında yaptığın gibi sevdiğin kadını :) son kuruş paranla kalmadan ararsın :)
4-) Mehtap Lokman hekim sen olmasan o baş ağrılarımdan nasıl kurtulurdum
5-) Diğer Mehtap hn. ise tüm otobüse sanırım reikiki enerjisini dağıttından inanılmaz eğlenceli bir yolculuk yaptık.
6-) Kaptanımız Mustafa beyin anlattığı gibi mutluluk ve evlilik için elektriğin ne demek olduğunu anladık :)
(Elektrik alamayan yüzbaşımız turun eğlencesine katkıda bulunda lütfen unutmayalım)
7-) Nefise arkadaşım odamı ve eğlenceme yardımcı oldu ve de :) kaybolduğumda gelip bulan tek kişi diğer arkadaşlar beni orda bırakıp gidecekti .)
8-) Önder beyi unutmam olası değil varlığını herkes biliyor ama asla ortalarda görünmeyen bir giz gibi bizlerle dolaştı.
9-) Nihal :) akşam dönüşte sessiz sinema oyununda o kadar gürültüye rağmen uyumuş olduğuna inamıyoruz :)
10-) Ayfer seni en sona bıraktım çünkü gezinin assolisti oydu turu düzenleyen bir çok şeyi organize eden GEOS turun sahibesi olarak teşekkürler arkadaşım.

HAYAT YAŞANAN ANDIR.

http://www.izlesene.com/video/muzik-volkan-konak-mimoza-2009/785414

 
Toplam blog
: 110
: 2117
Kayıt tarihi
: 18.10.08
 
 

Kendimle ilgili ne yazabilirim diye düşündüm uzunca... Aslen Malatyalıyım.. İstanbulda yaşıyorum ..