Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '15

 
Kategori
Uzay
 

Dünya Dönüyor, Sen Ne Dersen De...

Dünya Dönüyor, Sen Ne Dersen De...
 

Bilmemek, mutluluktur, kimi zaman :)


Yıllar geçiyor,  fark etmesen de... Nilüfer'in  dediği gibi ... Geçiyor yıllar... 

 Kimileri;   güneş sistemi,  gezegenler, yıldızlarla ilgili  en küçük bir bilgiye sahip olmadan;  kafası  komşusunun tavuğu ile yeni bir araba ile meşgul olarak ömrünü tüketip gider.  Kimisi de , yaşamını insanlığa adar, tüm yaşantısı bilim adına yaptığı çalışmalarla geçer. 

Bizim gibi "farkındalıklar" peşinde olup  en azından;  kafasını  "Biz bu evrenin  neresindeyiz , bu  minicik gezegende olmamızın gayesi nedir?" gibi sorulara kafa yoran  , bir bilinmezlik karanlığı içinden bilim insanlarının  oluşturduğu  o kutsal ışıkla  yol almaya çalışanlar  için de,   geçiyor  yıllar...

İletişim araçları geliştikçe  ,  bilgilerimiz  de  gelişiyor ; kimi zaman eski  bildiklerimiz  yenileri  gelince bilgi olmaktan çıkıyor.  Örneğin  ben;  bu yaşıma kadar  Osmanlı padişahlarının,  Osman hariç eşlerinin  Türk  olmadığını  bilmiyordum . Bize hiçbir Tarih öğretmeni  bunu söylemedi. İnternet sayesinde öğrendim bu acı gerçeği  :)  Tarihi kaynaklarla ilgim olsaydı daha önce de öğrenebilirdim, belki .

 

 Gökbilimciler,   her dönemde   Dünya ve  Evren'le ilgili  ne ilginç şeyler söylüyor,  ne çok  çıkarımlar paylaşıyor, sonuçlara varıyor...

Dünyanın tepsi gibi düz olduğu  sanılan zamanlardan  günümüze,  ne kadar yol aldı bilim dünyası... 50  yıl önce,  elementlerin  toprağın yapısında  var olageldiği  savı geçerli iken  bugün  bu elementlerin yıldızların  parçalanırken  oluşturduğu, dünyaya savrulan tozları olduğu  iddia ediliyor bilim adamlarınca.Yani  bedenimizde ve soluduğumuz havada da olan oksijen, hidrojen,  karbon gibi elementler  yıldızlardakinin aynısı imiş.  Buna göre  vücudumuz büyük olasılıkla yıldız tozlarından oluşmuş... Buradan haraketle de,  yıldızlarla aramızda bir ilşki söz konusuymuş...

Yıldızların;   belli bir zaman sonra  yaşamı sonlanır, parçalanır,  Uzaya savrulan tozlarından  da bir müddet sonra yeni yıldızlar oluşurmuş. Gökyüzünde  gördüğümüz yıldızların ışığı  binlerce, milyonlarca yıl  öncesi oluşan  ışıkmış...   

Astronomi,  ilgi duyduğum alanlardandı öteden beri ama  öğrendiğim bu devasa bilgiler  akıl sınırlarımı  zorluyor . Bu yüzden,  köyünden hiç çıkmadan ;  yıldızların sadece küçük  sevimli birer ışık , belki de onların, çok olsa  dünyanın bir ucu kadar uzakta olduğunu düşünen, evrenin sadece bu dünyadan ibaret , Güneş'in yıldızlardan çok büyük  olduğunu sanan, velhasıl  mutlu mutlu yaşayıp giden  insanlara  özenmemek elde değil... 

Bazen  bilmemek mutluluktur diye düşünüyor insan...

 Güneş'in, dünyaya en yakın  , 8 ışık dakikası uzaklığında (149.6 milyon km.)  bir yıldız olduğunu, bugün gördüğümüz ışığının 10 milyon yıl önce  oluşturduğu ışık  olduğunu   bilen  kaç kişidir acaba?

Şu andaki teknoloji ile en yakın yıldıza 50.000 yılda  ulaşılabileceğini,

Bizim  Dünya'mızın da içinde bulunduğu Samanyolu Galaksi'sinin içinde, 8.8 milyar dünya olduğunu hepsinin de güneş benzeri bir yıldızın yörüngesinde olduğunu,

Samanyolu Galaksi'sinde, 200 milyar yıldızın  varlığından  söz edildiğini,

Dünyadaki tüm kumsalların  içindeki kum taneleri kadar yıldız olduğunu,

Yıldızların boyutlarının farklı olduğunu, en büyüklerinin; yaşamları sona erdiğinde  dışarıya  hiç ışık vermeyecek şekilde  "kara delik " denilen  belki de "evrenden evrene geçiş"   olduğu düşünülen  tüneller içinde  kaldıklarını,

Bilinen en büyük yıldız olan "Büyük köpek takım yıldızı"nda bulunan "VY Canis Majoris" adındaki yıldızın çapının Güneş'in çapının 2100 katı, dünyanın çapının ise 231.000 katı olduğunu,

BİLİYOR  MUYDUNUZ?    Ben yeni öğrendim... 

  Biz bunları   sadece  duyduğumuzda,    algılamakta zorlanıyoruz.  Oysa birileri,  bu bilgileri  insanlığa  duyuran, bu konuda bilgilendiren  çalışmalara imza atıyor. Uzay araçları yapıyor,  bilim adamları  bu bilgiler uğruna  ömürlerini tüketiyor.

İnsan bu muazzam  ötesi  düzen karşısında   acziyetini düşününce  , bir toz zerresi  gibi hatta  evrende yokmuş gibi hissediyor kendini.  O zaman  da şu soru geliyor  aklımıza  :  Neyin savaşını veriyor , ne için  birbirini   yok ediyor  insan? 

Evrenin   bu akıllara durgunluk veren   düzeni , ihtişamı karşısında  bir karıncadan  çok da farklı  olmadığımızı  düşünmemek elde değil...

Kur'an mucizelerini kimileri kabul etmiyor, kendilerince çürütme girişiminde bulunuyor. İnternette bunları da görmek mümkün.   İnançla   bilimi   aynı  potada düşünenler için  bu görüşler etkili olmuyor elbette. Evrenin genişlediğine ilişkin  ayet  benzeri ,  bir çok bilimle ters düşmeyen  ayeti inandırıcı olmamakla  nitelendirenler için   Allah ;   "Onların kalpleri  karartılmıştır, boşuna  uğraşma" diyor, Peygamber'ine ...

 Özellikle  havada nem olmadığı zamanlarda , ne muhteşemdir  Ay'ın  ;  pırıl pırıl,   adeta bize  göz kırpan ışıklar gönderen  yıldızların görüntüsü ...   Güneş de dahil bu muhteşem ışık kaynakları demek ki bize milyonlarca yıl ötesinden  ışık gönderiyorlarmış...

  Kimbilir    bizler de,  onlardan  biri   olacağız  belki... Milyonlarca yıl  sonrasına ışığını gönderen ... 

 

 

 
Toplam blog
: 307
: 1382
Kayıt tarihi
: 08.08.07
 
 

Emekli Türkçe öğretmeniyim.Şimdi Marmara Üniversitesi bünyesinde bulunan, Atatürk Eğitim Enstitüsü ..