Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '12

 
Kategori
Sinema
 

Dünya festivallerinden tüm ödülleri toplayan “Bir Ayrılık” isimli İran filminin sırrı nedir?

Dünya festivallerinden tüm ödülleri toplayan “Bir Ayrılık”  isimli İran filminin sırrı nedir?
 

Jodaeiye Nader az Simin


Türkiye’de  “Bir Ayrılık” ismi ile vizyona giren ve orijinal ismi Jodaeiye Nader az Simin ( Simin, Nader’den ayrılıyor) olan İran filmi tüm dünya film festivallerinden ödülleri  teker teker topluyor.

Simin  (Leila Hatami), Nader ‘den ( Peyman Maadi) boşanmak ve kızını daha iyi şartlarda başka bir ülkede büyütmek istemektedir. Nader ise Alzheimer olan babasını yalnız başına bırakıp gitmek  istemez.

Kızlarının velayeti konusunda anlaşamadıklarından boşanma davaları askıda kalır. Bunun üzerine  Simin evden ayrılır ve annesinin yanına taşınır.  Simin’in evden ayrılması sonrasında gelişen olaylar zinciri ile aile düzeni olumsuz şekilde etkilenir …

***

“Bir ayrılık”  son derece naif , temiz ve yalın bir film.

İran'da laik-orta sınıf ile dindar- işçi sınıfı iki ailenin kesişen hikayesinin anlatıldığı filmde, öykü son derece inandırıcı ve abartısız bir şekilde kurgulanmış.

Film,bir el kamerası ile çekilmesine rağmen sinema sanatının görsel cazibesini başarılı bir şekilde kullanarak evrensel bir film yapılmış.

Simin ve Nader karakterleri  son derece gerçekçi. Öyküde  korumaya çalışılan  değerler tıpkı, Türk, İtalyan,  Amerikan ailesinin korumaya çalıştıkları kadar evrensel.

Film, İran  aile yaşamı ve hukuk düzeni hakkında da bize bilgi veriyor.  Özellikle, Persepolis  filminde seyirci  İran  rejimi ile ilgili zorlukları  izlemiş idi. Ancak, bu filmde dini rejim ve sosyal sorunlar kritik edilmemiş.   

Yoksa, İran halkı  mevcut rejim ile yaşamaya alışmış mı?

***

Bundan iki yıl önce iş nedeni ile İran’a seyahat etmiştim.

Açıkcası, Iran halkını hiç beklemediğim kadar modern , samimi ve dost canlısı bulmuştum.

İran’dan döndüğümde herkese ; İranlıların ne kadar dürüst insanlar olduğunu söylediğimi hatırlıyorum. Bu özellikleri  gerçekten çok dikkat çekici.

Acaba,İran halkı  inançlı olduklarından mı, ahlaki değerlere bu kadar bağlı yoksa iyi ahlaklı olduklarından mıdır da  tamamlayıcı olarak dini gerekliliklere başvuruyorlar?

Bu adını koyamadığım durum her ne ise, biz onlardan sanki biraz  eksik kalıyoruz…

***

“Bir Ayrılık ” filminde insanların ne denli ahlaki davrandıklarını görüyoruz. En cahilinde bile bir yobazlık  hissetmiyorsunuz.  Sorgulamalarında tutarlılar. Özellikle mahkemelerinde alınan kararlar modern mahkemeler kadar mantıklı görünüyor.

Bir Yahudi filmi izlediğinizde, öyküde mutlaka Yahudi gelenekleri ile ilgili mesajlar vardır. “Bir Ayrılık” filmini bu açıdan kıyasladığınızda film,  rejim ve din lehine /aleyhine  propaganda yapmamış gibi duruyor.

Tabii bu bizim gördüğümüz resim. Aynı resme ülkedeki rejim yanlısı bazı yazarlar baktığında , filmdeki imajın;  batılıların İranlıları görmek istedikleri kirli rejim görüntüsü  olarak algılamışlar.

Bana göre  bu doğru değil. 

Farhadi’nin bir ödül töreninde yaptığı konuşmada  “tutuklu ve yurt dışında olan diğer yönetmenleri ülkemde özgür olarak görmek istiyorum” sözlerinden dolayı  İran’da gösterimi yasaklanan film, Altın Küre kazandıktan sonra İran Kültür Bakanlığı tarafından tebrik edilmiş ve yasak kalkmıştır.

***
“Bir Ayrılık” filmi, Iran’ın  “Altın Ayı” aldığı ilk film olduğu gibi  bugüne kadar aynı anda 3 “Altın Ayı” alan ilk filmdir.

Yönetmen , Asghar Farhadi ‘nin kızı olan ve filmde Nader ve Simin’in 11 yaşındaki Termeh isimli kızlarını canlandıran “Sarina Farhadi” Berlin’de  en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.

Film, Golden Globe alan ve Bafta adayı olan  ilk iran filmi özelliğini de taşıyor.

“Bir Ayrılık” filmi uluslarası film festivallerinden 62 adaylıktan 44 tanesini kazanmış olup “en iyi yabancı film” ve “en iyi senaryo” dallarında Oscar’a da aday bir filmdir.

Dağıtım şirketi olarak seçilen bir Fransız firması; Memento Film “Bir Ayrılık” filmi için son derece başarılı bir kampanya yürütmüştür.

***

Peki, “Bir Ayrılık” filmi iran sinemasından çıkmayıp Hint, Brezilya, Yunan  ya da Türk sinemasından çıkmış olsaydı, dünya genelinde aynı başarıyı gösterebilir miydi?

Her festivalin kendine özgü bir teması vardır. Bu tema gereği bir festivalden ödül alan film diğer film festivalinden ödül almayabilir. Zaten böyle bir örneği  “Bir Ayrılık “ filmine kadar bu yaygınlıkta görmedik.

Mükemmelliğin bize göründüğü bir çok yüzü olabilir… Dolayısı ile mutlak doğru diye bir kavram olamaz.

Şahsi fikrim, film gene bir çok festivalden ödül ile döner idi. Ancak, bir film hem, Altın Ayı,hem Golden Globe hem Bafta ve hem de Oscar’a aday gösterildi ise ben bunun altında başka bir niyetin var olduğunu düşünürüm...

Her gün haberlerden gelişmeleri izliyoruz. Anladığımız bir durum var; o da İran’ın  nükleer silah üretmesine çok az kaldığı ve Israil’in de  İran’ı bahara kadar vurmayı  planladığı …

Yapılan hesaplara göre İran’ın yeraltındaki tesisinin etkisiz hale getirilmesi için Amerika’nın elindeki en güçlü silahların bile yeterli olamayacağı ancak bir nükleer silah kullanılması zorunluluğudur.

Dolayısı ile böyle bir saldırının ardından çok sayıda sivilin can vereceği de şimdiden göz önüne alınmış gibi.

Saldırıyı yapacak olan ülkeler,uluslararası kamuoyuna  Iran halkı ile bir sorunlarının olmadığını ancak hükümetleri ile sorunları olduğu mesajını vermek için “sinemayı”  kültürel silah olarak  kullanmaya karar vermiş olabilir.

***

Uzun yıllar geçtikten sonra bile, “Bir Ayrılık”  2011 yılında gösterime giren filmler içinde en çok hatırlananlar arasında anılacaktır.

Şayet şu ana kadar seyretmediyseniz hemen DVD’sini alıp izlemenizi öneririm.

***

Not: Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir : “Dünya festivallerinde tüm ödülleri toplayan “Bir Ayrılık”  isimli İran filminin sırrı nedir? " başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Erhan UYSAL’a aittir ve makale, yazarı tarafından Milliyet Blog’da yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.

 
Toplam blog
: 62
: 2308
Kayıt tarihi
: 10.12.09
 
 

Üniversite yıllarında başladığım fotoğraf sanatını iş hayatına atıldığım dönemde geliştirdim. Bir..