Dünya Gezegeni Sonsuzdur

Güneş de batar, ancak

Batmaz aslında..

Algılarımız çoğu zaman bizi yanıltırlar. Güneş, ne doğar ne de batar. Ne yapar peki? Kendi yörüngesinde akıp gider.

Var olan yok olmaz. Ne olur? Dönüşür. Katı Sıvı Gaz _ Hava Su Toprak ve Sürekli Tekrar...

Elementlerden oluşan bedenimiz de keza öyledir. Sürekli Bedene olur, olmaktadır. Eski kıyafetlerimiz, heykelimiz, vücudumuz yıpranır. Yeni yaşam ile doğmakta olduğumuz yeni Dünya hayatımıza yepyeni, gıcır gıcır bir vücutla merhaba deriz, demekteyiz.

Enerji, ruh, ışık, can yahut ölmezlik yetisi olan ŞEY, yeni bedenimizde bizimle varlığına süreklilik katmaktadır. Soyut IŞIK, Somut BEDEN. Her ikisi de Yeni Yaşamlar ile birlikte SÜREKLİ kendilerini Yenileyerek Sonsuza ilerlerler, Evrilirler.

Her ölüm, yeni bir doğumdur.

Tıpkı, gece gündüz döngüsü gb.

Dolayısıyla, Cennet de Cehennem de yine Dünya Gezegenimizde, Evrenimizde yaşamakta olduğumuz, Mutlu ve Mutsuz Yaşantılarımızdır.

Her Yeni Doğumumuzda, hafızamız sıfırlanır. Bir önceki yaşantımızı anımsamayız. Zannederiz ki, ilk defa Dünya Gezegenine geliyoruz.

Sürekli, Sonsuza dek Tekraren Yeniden Doğuşlar, Evrimin_Evrimleşmenin kaçınılmaz gerekleridir.

Mevcut yaşantımızda, ruh ve bilinç YETİLERİMİZİ geliştirebildiğimiz oranda, Donanımlarımıza ilişkin Birikimlerimiz değerinde karşılık gelen Yeni Yaşantımıza Doğarız, Doğmaktayız.

Kendi yaşam koşullarımızı biz belirliyoruz. 

Mutlu (cennet) bir yaşam, Mutsuz ve bol Sıkıntılı (cehennem) bir hayat. Kendimiz tercih ediyoruz ve donanıyoruz.

Özkelâm; Yaşamakta olduğumuz EVRENİMİZ, Son durağımızdır. Burada batıp, burada doğuyoruz. Ve de Sonsuza dek Sürekli, Yeniden..

Unutmadan, her yeni doğum farklı Zaman ve Mekânlarda olabilmektedir. Yâni, yeni doğumumuz Geçmişte olabilmektedir. Bu konuyu daha sonra anlatayım.

Mutlu ve şen kalın.