Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '11

 
Kategori
Özel Günler
 

Dünya gıda günü ve bizim Somaliler

Dünya gıda günü ve bizim Somaliler
 

Gıda insanoğlu için yaşamın olmazsa olmazlarından biridir. Birleşmiş Milletler (BM) gıdanın insanlık için önemini dikkate alarak örgüte bağlı Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) kuruluş gününü Dünya Gıda Günü ilan etmiş ve bugünün tüm dünyada kutlanmasını üye ülkelere tavsiye etmiştir. Bu kapsamda Dünya Gıda Günü tüm dünyada kutlanmakta, hükümetlerin öncülük ettiği ve desteklediği kutlamalarda gıdanın önemi konusunda insanlar uyarılmakta ve gıda konusunda izlenen politikalar değerlendirilmekte, yeni politika önerileri getirilmektedir.  

BM-FAO 2011 Dünya Gıda Günü için ana tema olarak  “Gıda Fiyatları – Krizden İstikrara” konusunun tüm dünyada işlenmesini istemiştir. Çünkü dünyada gıda fiyatlarındaki artışlar konusunda ortaya çıkan tablo tedirginlik yaratmaya başlamıştır. BM bu konuda bugüne kadar yaptığı çalışmalarda belirlediği hedeflere ne yazık ki ulaşamamıştır. Gelişmiş ülkelere gıda üretim ve pazarında etkinliğini günden güne artırırken açlık ve yoksulluğun hüküm sürdüğü geri kalmış ülkelerde beklenen gelişmeler elde edilememiştir.

BM'nin Milenyum Kalkınma Hedeflerinden biri olan 2015 yılında dünyadaki açların sayısının %50 azaltılması hedefine ulaşılması imkânsız hale gelmiştir.  Çünkü bilimde ve sanayide gelişmiş ülkeler sahip oldukları ileri teknik kapasite ile gıda da hâkimiyetlerini ortaya koymuşlar dünya gıda pazarının en büyük oyuncusu olarak yer almışlardır.

BM gıda konusunda yayınladığı raporda, artan dünya nüfusu ve gıda talepleri karşısında iklim değişikliğinin üretimi olumsuz etkilediğini, artan enerji talebi nedeniyle tarımsal ürünlerin biyoyakıt eldesinde kullanılmaya başlandığını ve bu eğilimin gelişerek devam edeceğini belirtmiştir.  Bu durumdan başta Afrika'daki fakir ülkeler olmak üzere, ithalata bağımlı ülkelerinde etkileneceği ifade edilmiştir. Bu gelişmeler karşısında bugün 6,9 milyar olan dünya nüfusunun 2050’de tahmini olarak 9 milyara çıkmasının sorunları hiç şüphesiz daha da artacaktır. 

Bu nedenle BM, 2006-2008 yıllarında gıda isyanlarına yol açan fiyat dalgalanmalarının önlenmesi için tarım tahminlerinin ve gıda stoku düzeylerinin paylaşılmasını istemektedir. Geri kalmış ve yoksul ülkelerin ekonomik krizlerden çıkabilmeleri için bu ülkelere tarıma daha fazla önem vermeleri ve tarıma yatırım yapmaları önerilmektedir. 

BM raporunda dünya tarım ürünleri fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle, 2006-2008 dönemindeki Afrika'da yetersiz beslenenlerin oranının %8 arttığı, bu durumdan en çok çocukların etkilendiği ortaya konulmaktadır. Ayrıca raporda tüketiciler için gıda fiyatların artmasına,  çiftçilerin gelirinin düşmesine neden olan kısa dönemli dalgalanmaların dahi uzun vadeli olumsuz etkileri olabileceği belirtilmektedir. Bu nedenle üreticilerin üretimi terk edeceği konusunda uyarılar yapılmaktadır.  BM'nin hazırladığı diğer bir raporda da gelecek 10 yılda tahıl fiyatlarının geçmiş 10 yıla oranla %20, et fiyatlarının ise %30 artacağı ikazı yapılıyordu.

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/10/111010_un_food_prices.shtml

FAO uzmanları üretimde bir artış olacağını fakat bunun piyasaları yatıştırmaya yetmeyeceğini, gıdadaki yüksek fiyatların 2012'de de süreceğini açıklıyordu. FAO'nun 55 emtiayı kapsayan bir değerlendirmesinde  fiyatların artmaya devam ettiği açıklanıyordu. Buğday, Chicago Board of Trade'de son 12 ayda yüzde 60 yükselirken mısır fiyatları yüzde 92, pirinç fiyatları ise yüzde 5 yükseldiği belirtiliyordu.  Tabii diğer tarafta arap baharı diye adlandırılan, güdümlü isyan görüntüsü veren isyanlarla, dünyadaki petrol bölgelerine yönelik bir yağma savaşına benzeyen bu olaylar sonucu petrolün varili 100 doları aşmış gıda üretimde ve pazarlamada maliyetler de artmıştı. 

Özetle dünyada gıda fiyatlarının artması kaçınılmaz görülmektedir. Dünyada açlık hızla artarken, gıda piyasasını yöneten gelişmiş ülkeler bu fırsatı çok iyi kullanmakta, gıda fiyatlarını da artırmaktadır. Petrolden sonra gıdanın da en önemli silah olduğunu çok iyi anlamışlardır. Dünya ticaret örgütünün dünya ticaretini düzenlemek adına tarımın desteklenmesine yönelik bazı engeller getirmesine rağmen gelişmiş ülkeler bu engelleri de çeşitli yeni yöntemlerle aşabilmektedirler. Dünya Bankası ve IMF ise akıl verdikleri ülkelere de tarımı desteklememeleri yönünde telkinlerde bulunmaktadırlar.Bu nedenle ülkemizin de dâhil olduğu birçok ülkede tarımsal destekler günden güne azaltılmaktadır. Bazı ürünlerde üreticiler üretimden vazgeçmekte, bazen arazisini boş bırakmakta, imkân bulursa tarımı terk etmektedir. Sonuçta tarımsal üretim alanlarımız da daralmaktadır.

Bugün ülkemizde kronik bir açlıktan söz etmek mümkün değildir. Ancak çevrenizdeki emekli, asgari ücretli ve işsiz insanlara bir bakın. Nasıl geçiniyorlar? Hangi gıdaları alıyorlar? Bu ailelerin çocukları nasıl besleniyor? Zamlar bu insanları ne kadar etkiliyor? Haliniz diye bir sorun? İnanın çoğunun derdi açlık, yoksulluk, geçim ve bozulan sağlıkları olacaktır.

Hükümetler bu duruma bir çözüm bulması gerekirken, hükümet dışı dernek ve vakıflar yaraları sarmaya çalışmışlardır. Öylesine ki yılların kuruluşu ve güvendiğimiz Kızılay’ı bile geride bıraktıkları izlenimi vermeye çalışmışlardır.

Bugün ülkemizde 13 milyona varan yoksul insan vardır. Türk-İş’in yaptığı bir çalışmaya göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 902 lira iken, yoksulluk sınırı 2939 lira civarındadır. Yani açlık sınırımız kişi başına 225 lira, yoksulluk sınırı 735 liradır. Çalışanlarımızın %40’ı asgari ücretle çalışmaktadır. 3 milyon insanımız işsiz ve 9 milyon yeşil kartlıdır. Diğer taraftan tarım ve gıda ürünleri ithalatımız 20 milyar dolara varmıştır.

Belki ülkemizde toplu olarak Somali’deki gibi aç insan ve çocuk görüntüleri yoktur. Ancak ülke genelinde buna benzer birçok olay yaşanmakta ve çocuklar açlıktan ölmektedir. Açlıktan ölen bizim Somaliler diyebileceğimiz insanlarımızın sayıları da küçümsenmeyecek kadar çoktur. Bu konuda istatistiki bir veri ortaya koymanın güçlüğü nedeniyle birçok konuda olduğu gibi bu olaylar tek tük haber bazında basınımız sayesinde bizlere ulaşmaktadır.

http://gundem.milliyet.com.tr/kubra-bebek-resmen-acliktan-olmus/gundem/gundemdetay/25.04.2011/1382057/default.htm, http://www.hurriyetport.com/yasam/ayip-sana-turkiyem-emekli-fizik-ogretmeni-kemal-caymaz-aclik-ve-bakimsizliktan-oldu, http://haber.gazetevatan.com/Gazi_acliktan_oldu/269405/7/Haber

Ne yazık ki bizler bu olayları bir tarafa bırakıp Somali için büyük kampanyalar düzenledik, en üst düzeyde ve büyük bütçelerle onlara yardım ettik, onların dertlerini paylaştık. Tabii yıllardan beri yöneticilerinin hatalı politikaları sonucu bizim dost zannettiğimiz ülkeler tarafından sömürülen Afrika insanının karşı karşıya kaldığı kronik açlığının neden olduğu ölümlere karşı yardım edilmesi ve ilgi gösterilmesi insanı olarak doğrudur. Ancak kendi evimizdeki aç ve yoksul, gelir düzeyi düşük insanlarımızı ve işsizlikten kıvranan hatta intihar eden,  insanlarımızı görmemezlikten gelerek Somali’yi gündemde tutmak oldukça can acıtıcı ve üzücü tablodur. Kaldı ki Somali'de insanların günlük geçici çözümlere değil kalıcı tedbirlere ihtiyacı vardır. Onunda yöntemi örgütsel yapılarak yardım yapılması, kooperatifler aracılığı ile açlık ve yoksullukla mücadele programlarının uygulanmasıdır. Batının bugüne kadar yaptığı yardımların sonucu ortadadır. Açlık yoksulluk hala devam etmektedir.   

Bugüne kadar olduğu gibi ülkemizde her iktidar ülke sorunlarına kendi penceresinden bakmıştır. İktidarlar muhalefetin acımasız eleştirilerine uğramamak için sorunları ve hataları görmezlikten gelmişlerdir. O günlerde o iktidarı savunanlarda her şeye hep iyi pencereden bakmayı yeğlemişlerdir. Ama gerçekleri hiçbir iktidar saklayamamıştır.

Ülkemizde tarımsal üretim ile gerçekleri görmemezlikten gelebiliriz. Belki ülkemizi dünyanın sayılı tarımsal üretim yapan ülkeleri arasında gösterebiliriz. Fakat gerçekleri görmesek de gerçekler bizi her zaman görmektedir. 21 yüzyılda dünyada gıda fiyatları artarken, köyler boşalmaya ve araziler boş kalırken, global kriz dünyayı sarmaya devam ederken, muhtemel bir gıda krizinin etkilerinden korunmak için,  inadına üretmek, inadına tarımımızı güçlü tutmak zorundayız. Ülkemizdeki Somalileri’de göz ardı etmeyelim. Lütfen onları da kucaklayalım. İşsizlerimizin, çiftçilerimizin, köylülerimizin, emeklilerimizin ve asgari ücretten geçinmek zorunda kalan insanlarımızın, çocuklarımızın bir köşede aç ve sefil şekilde ölmelerine ve sürünmelerine izin vermeyelim.

Yeni bir gıda gününe kadar dünya gıda gününüz kutlu olsun, dünyada aç insan kalmasın. Çocuklar açlıktan ölmesin.

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..