Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '12

 
Kategori
Dünya
 

Dünya nüfusu

Dünya nüfusu
 

Dünya nüfusu son 40 yıldaki artma hızı ile aynen artar ise 2050 yılında 12 milyara 2100 yılında ise 16 milyara ulaşacak. Ancak olayın en kritik noktası şu ki dünya nüfusu aynı hızla artmıyor. Nüfus artış hızı hızla düşüyor. Kadın başına düşen çocuk sayısı Dünya da 2012 tahmini göre 2.47 ve bu rakam hızla düşüyor.

Nüfus artışını hesaplamakta en önemli nokta kadın başına düşen çocuk sayısıdır. Nüfusun sabit bir rakamda kalabilmesi için kadın başına düşen çocuk oranı en az 2.1 olmalıdır.  Dünya ortalaması ise 2.47 ile bu rakama oldukça yaklaşmıştır. Bunun için Birleşmiş Milletler tahminini revize etmiş 2050 yılında dünya nüfusunun 9.3 milyara 2100 yılında ise 10.1 milyara yükseleceğini belirtmiştir.

Bizim geleneksel olarak elimizde var olan bilgi zengin ülkelerde çocuk sayısının az olduğu ve fakir ülkelerde çocuk sayısının fazla olduğudur. Ancak son  20 yılın elimizdeki verileri bu varsayımı değiştirmiştir. Çin özellikle devlet baskısı ile Hindistan ise ikna yöntemleri ile nüfuslarındaki artışı durdurmuşlardı.  Ancak son 20 yılda birçok gelişmekte olan Asya ülkesi de onları takip etti. Bangladeş, Endonezya, Vietnam, İran ve Suudi Arabistan. Bu ülkelerde ciddi bir zenginleşme olmadan hatta bazılarında teokratik devlet yapılarına rağmen nüfus artışında ciddi bir düşüş sağlandı.

Kadın başına düşen çocuk sayısı İran da 1.7. Suudi Arabistan da 2.26.  Bangladeş 2.2. Endonezya 2.23. Vietnam 1.89.  Bu ülkeler bir kısmı teokratik yönetimlere rağmen, Diğer kısmı ise geniş bir fakir nüfusa rağmen nüfus planlamasında ciddi bir ilerleme sağladı. Bu gelişmekte olan ülkelerin nüfus artış hızlarındaki düşüş dünya nüfusu artışındaki tahminlerimizi revize etmemizi gerekli kıldı.

Ayrıca kadın başına düşen çocuk sayısı nüfusun kendini yenileme miktarı olan 2.1’e düştüğü zaman orada sabitlenip kalmıyor, düşmeye devam ediyor. Güney Kore, Japonya ve birçok Avrupa ülkesi bir nüfus azalması sorunu ile karşı karşıya. Peki bu süreç gelişmekte olan ülkeleri de etkisi altına alırsa ne olacak? O zaman küresel insan nüfusu düşmeye başlayacak.

Zaten Birleşmiş Milletler üç adet gelecek nüfus tahmini yüksek, düşük ve orta büyüklükte. Yüksek olan tahminin gerçekleşmesi özellikler gelişmekte olan ülkelerdeki nüfus artışındaki yaşanan düşüş ile artık ihtimal dâhilinde değil. Orta yükseklikteki tahmin ise birçok uzmanın ve Birleşmiş Milletlerin doğru kabul ettiği tahmin.

Ayrıca bazı uzmanlar düşük olan tahmininde gerçekleşebileceğini söylüyor. DR George Friedman nüfusun azalmaya başlaması ile birlikte gelecekte ülkelerin göçmen çekmek için birbirleriyle yarış edeceklerini ve göçmen çekme konusunda gerekli altyapıyı oluşturmuş ve işleyen bir sistemi olan ülkelerin bu yarışta öne geçeceklerini söylüyor. Bu ülkeler İngiltere, Kanada, ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda. Dikkatinizi çekti mi hepsi İngilizce konuşan ülkeler. Yine DR George Friedman bu gelişmelerin sonucunda ABD’nin Dünya hâkimiyetinin daha da güçleneceği yorumunu yapıyor.

Yine nüfus uzmanı Steve Mosher Birleşmiş Milletlerin düşük olan tahmininin gerçekleşeceğini ve Dünya nüfusunun 8 milyarı bulduktan sonra düşmeye başlayacağını 2100 yılında yeniden 6 milyara gerileyeceğini tahminini yapıyor. 

Hesap çok karmaşık değil. Kadın başına düşen çocuk sayısı şuan 2.47. Bu rakam hızla azalmakta.  Bu rakam 2.1 e düştüğü zaman Dünyada nüfus artışı duracak ve 2.1’in altına düştüğü zaman dünya nüfusu azalmaya başlayacak.

Peki küresel olarak böyle ciddi bir nüfus problemi yaşanırken hangi grup ülkelerin nüfusu artıyor? İslam ülkeleri diye cevaplayabilirsiniz. Bu cevap 30 yıl önce doğru bir cevaptı. Ancak şimdi doğru değil. Birçok Müslüman ülkenin nüfusu azalmaya bile başladı.  Nüfusu artan ülkelerde ise kadın başına düşen çocuk sayısı 2.1 e yaklaştı. Mısır 2.7. Sadece 1980’de 5.7 olan rakam 32 yılda 2.7’ye geriledi. Pakistan 3.4. Bu rakam 1980’de 6.2 den 32 yılda 3.4 e geriledi. Kadın başına düşen çocuk sayısı bu ülkelerde hızla düşmeye devam ediyor. Ve bu iki ülke İslam dünyasında en fazla nüfusu artacak iki ülke.

Doğru cevap sahra altı ülkeleri olacak. Sahra altı ülkelerinin nüfusunun üçte ikisi Hıristiyan’dır. Sadece Nijerya da İngiltere’dekinden daha çok Protestan mezhebine mensup Hıristiyan vardır. Ayrıca Güney Kore’de Misyonerlerin çalışması ile sadece son elli yılda nüfusun neredeyse yarısının Hıristiyan olduğunu ve Misyonerlerin Çin, Hindistan ve Filipinler de çok başarılı çalışmalar sürdüklerini de bilgilerinize ekleyelim. Çin de 150 milyon, Filipinler de 90 milyon Hindistan da 40 milyon Hıristiyan var. Ve özellikle Afrika da Hıristiyan nüfusu devasa bir şekilde artışını sürdürüyor

Eskiden bizi şöyle teselli ederlerdi. Hıristiyanlar zengin ve güçlüler fakat bizim nüfusumuz hızla artıyor. Yakında İslam dünyası küresel olarak hak ettiği noktaya erişecek. Ne yazık ki bu söylem artık doğru değil. Şuan Müslümanların nüfusu artıyor ancak bu artış hızı hızla yavaşlıyor. İslam dünyasının nüfusu artarsa küresel olarak saygınlığımız artar mı? Bu ayrı bir soru. Ancak nüfus artışı rakamlarının bize gösterdiği şu ki İslam dünyasının nüfus artış hızı iyice yavaşladı. Artık İslam dünyasının nüfusu artıyor diye teselli olmamızın bir anlamı yok.

Niçin Sahra altı Afrika’sının nüfusu bu hızla artıyor?

Bu ülkelerdeki insanların fakir, cahil ya da dindar oldukları için çok çocuk yaptıklarını söyleyebilirsiniz. Hatta bu cevaplar bir on yıl önce birçok kişi tarafından doğru kabul ediliyordu. Ancak artık biliyoruz ki gelişmekte olan ülkelerde çok geniş kitleler ciddi bir zenginleşme ya da eğitim düzeylerinde bir artış olmadan doğum kontrol yöntemlerini uygulamaya başladılar. Bu Çin ve Vietnam da devlet baskısı ile Hindistan ve Bangladeş gibi ülkelerde ise sadece ikna yöntemleri kullanılarak nüfus planlamasında ciddi ilerlemeler sağlandı. Ayrıca Suudi Arabistan ve İran gibi teokratik yönetimler bile nüfus planlamasında ilerleme sağladı.

Bu konuda ciddi araştırmalar yapan Bill Gates şu yorumu yapıyor. Bu ülkelerde sağlık hizmetleri çok kötü olduğu için aileler çok çocuk sahibi oluyor.

Sahra altı Afrika’sında Bebek ve çocuk ölüm oranları çok yüksek, ve ülkelerin çoğunda yaşam beklentisi elli yılın altında. AİDS gibi hastalıklar yaygın. Özellikle AİDS hastalığı son 1993’ten bu yana birçok Afrika ülkesinde ortalama yaşam beklentisini yirmi yıl düşürdü.

Bu düşünceyi birkaç veriyi ile destekleyelim. Asya da nüfusu en hızla artan ülkeler hangileri. Afganistan, Irak, Yemen. Bu ülkelerin ortak özellikleri neler? Bu ülkelerin üçünde de ciddi savaşlara dâhil oldu. Yemen yıllar büyük bir iç savaş yaşadı. Irak mezhep çatışması hala devam ediyor. Afganistan da ise savaş ara bile vermeden devam ediyor. Bu veriler ile uygun bir şekilde Afganistan dünya da nüfusu en hızlı artan üçüncü ülke.

Bazen Çin’den bir haber duyuyoruz ilkokulda bir kimyasal patlama oldu 50 adet çocuk öldü. Bu oldukça trajik bir haber. Bu haberi daha trajik yapan ise bu çocukların her biri anne ve babalarının tek çocuğu. Dahası ikişer dede ve ninenin tek torunu. Bu olayın ne kadar insanın hayatını kararttığını düşünün.

Sahra altı Afrika’sında ve Afganistan, Irak ve Yemen gibi ülkeler de Aileler birkaç çocuğunun yetişkinliğe ulaşabilmesinden emin olabilmek için mümkün olduğunca fazla çocuk sahibi olmak istiyor. Bu istek toplam nüfusun hızla artmasına neden oluyor. İşte Bill Gates bu noktada diyor ki eğer biz bu ülkelerde ciddi bir nüfus planlaması yapmak istiyor isek ilk olarak bu insanların sağlık standartlarını arttırmalıyız ve mümkün olduğunca bu bölgedeki savaşları sona erdirmeliyiz. Sağlık hizmetlerinin ve yaşam standartlarının artmasından sonra bir nesilde nüfus patlaması olacak ancak ondan sonraki nesilde nüfus artışı yavaşlayacak.

Afganistan, Yemen ve Irak’taki sorunlar bir şekilde çözülebilir. Ancak Sahra altı Afrika’sının sahip olduğu sorunlar çok daha karmaşık. Örneğin AİDS hastalığının bilenen bir tedavisi yok bir Afrika’nın güneyindeki sekiz ülkede nüfusun %15’i AİDS hastası. Yine diğer Sahra altı Afrika ülkelerinde de rakamlar yüksek. Dünya’daki AİDS hastalarının %69’u Sahra altı Afrika’sı ülkelerinde.

Sahra altı Afrika’nın nüfusu şu an 800 milyon. Ve dünya da en ciddi nüfus artışı bu bölgede gerçekleşecek. Bu nüfus 2050 yılında 1,5 milyarı bulacak. Yinede bu bölgedeki ülkelerin nüfus artışı yavaşlıyor. 1980 yılında kadın başına çocuk Etiyopya da 6.8, Nijerya da 6.8, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 6.6 iken; Etiyopya da 4, Nijerya da 5.8, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 5.7’ye düşmüştür. Sahra altı Afrika’sında da nüfus artış hızı yavaşlamaktadır, ancak bu süreç Sahra altı Afrika’sının kendine özgü özelliklerinden dolayı yavaş işlemektedir. Bu nedenle Sahra altı Afrika’sı bir nüfus patlaması yaşacak ve bu bölgedeki ülkelerin çoğu nüfusunu ikiye katlayacak. Nüfus tahminlerine göre bundan 40 yıl sonra dünyanın her bir bölgesinde nüfus artışı ya negatife dönecek ya da duracak. Sadece Sahra altı Afrika’sının nüfusu daha yavaş ta olsa artmaya devam edecek.

Tahminleri özetler isek dünya nüfusu artışı önümüzdeki on yıllarda 8 milyarı bulacaktır. Belki sonrasındaki on yıllar da 9 milyara da yükselebilir. Ancak hiçbir zaman 9 milyarı bulamaması da ihtimal dâhilinde. Dünya nüfusu 8 milyarı bulduktan sonra azalmaya da başlayabilir. Ancak nüfusun önümüzdeki 50 yılda 10 milyara yükselmesi beklenen bir gelişme değil.

1- https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/xx.html

2- http://esa.un.org/wpp/unpp/p2k0data.asp

3- Steve Mosher

4- DR George Friedman

5- http://www.youtube.com/watch?v=9lfhkn96j7w

6- http://data.worldbank.org/indicator/SP.DYN.TFRT.IN/countries

7- http://en.wikipedia.org/wiki/South_Korea#Religion

8- Bill Gates

9-http://en.wikipedia.org/wiki/Christianity_by_country

10- http://populationgrowth.org/how-many-people-can-the-earth-sustain/

 
Toplam blog
: 40
: 2165
Kayıt tarihi
: 29.07.12
 
 

Merhabalar, Çanakkale üniversitesi İktisat bölümünü ve Maltepe üniversitesinde Yüksek lisans biti..