Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Dünya öykü gününde Datça'lı Nihat Akkaraca'yı anmak...

Dünya öykü gününde Datça'lı Nihat Akkaraca'yı anmak...
 

Datçalı şair İsa İnan, Nihat Akkaraca,Oğuz Tümbaş bir Datça gününü paylaşmışlardı 14 Ocak 2008'de.


"Datça'da zaman yekparedir."
NİHAT AKKARACA

Ünlü öykü yazarımız Osman Şahin “Öykü, insanlığın en yaratıcı söz sanatıdır.” diye başladığı Dünya Öykü Günü Bidirisini şu sözlerle sonlandırmış: “Dillerimiz, kültürlerimiz, yaşantılarımız farklı olsa da, öykülerimizin kardeş olduğunu yineliyorum.”

Evet bugün Dünya Öykü Günü. Bu sevimli günün Sevgililer Günü’yle aynı tarihe rastlaması da kuşkusuz çok anlamlı. Yaşamı kavrayan sevginin öyküde, şiirde, yazıda, resimde; sanatın ve edebiyatın tüm yaratılarında kendini duyumsattığını bilmez miyiz sanki. Sait Faik “insanı sevmekle başlar her şey” sözünü boşuna etmiş olamaz.

Bildiğim kadarıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antakya…gibi kentlerimizde Dünya Öykjü Günü dolayısıyla etkinlikler düzenlendi.Belki başka kentlerimizde de farklı izlenceler düzenlenmiş olabilir. Böylesi günleri çok önemsiyorum. Özellikle sanata, edebiyata sevgisi olanların da bu tür etkinliklere, izlencelere katılmasını istiyor gönlüm. Öğrenciler, gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler, sade vatandaşlar… Şiirler, öyküler dinlemeli, sorular sormalı, yazarlarla, şairlerle tanışmalı, güzellikleri paylaşmalı diye geçiyor içimden hep.

Dün ben de 1981 yılında yitirdiğimiz öykücü Ayhan Bozfırat’ın “Balkon” öyküsünü seslendirdim İzmir Öykü günleri’nde. Ayhan Bozfırat 1932 doğumlu. Öldüğünde 49 yaşındaymış. Ayhan Bozfırat’la aynı yıl doğan bir öykücü, anlatı ustası, canlı tarih Datçalı Nihat Akkaraca 10 Şubat günü 77 yaşında aramızdan ayrıldı. Sessizce…Ayhan Bozfırat’tan daha çok yaşamış, ne ki yazmanın, yayınlamanın ancak ayırdına varmış bir taşralıydı Akkaraca. Datça’da Zaman adlı yapıtıyla tanıdım onu. Her Datça’ya gidişimde buldum, görüştüm, söyleştim, duygularını paylaştım. Haberi Datçalı dostum Mustafa Kaptanoğlu’nun telefonuyla öğrendim. Milliyet Blog okurları anımsayacaklardır, geçen yıl 2 Haziran 2008’de söz etmiştim. Datça'da Zamanı Yaşamak yazımı. Nihat Akkaraca adını ve onun Datça'da Zaman kitabını anmıştım.

Datça’da yayımlanan Yarımadanın sesi Gazetesindeki haberi de bilgisunardan bulup okudum: “Değerli büyüğümüz, Datça’lıların Nihat Amcası, bir süredir tedavi gördüğü Kadıköy Acıbadem Hastanesi’nde yaşama veda etti.
Datça’da çok sevilen ve örnek alınan Nihat Akkaraca bir süredir prostat büyümesi rahatsızlığıyla Kadıköy Acıbadem Hastanesi'nde tedavi görüyordu.

Datça'lıların bir an önce iyileşerek yeniden aralarına dönmesini umut ettiği Nihat Akkaraca, böbrek yetmezliğine bağlı kalp ritim bozukluğu sebebiyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.”

Yaş yetmiş, iş bitmiş demeyen, yaşamla bütünleşen, araştıran, üreten, dostluğunu ve sevgisini paylaşan, yazıları, anlatılarıyla Datça’yı tanıtım görevini üstlenen bir kişiydi Nihat Akkaraca.

Yakın yıllara dek kendi insanlarıyla dingin ve kapalı bir yaşam sürmüş bu yarımadanın insanlarını, yerel dilleri, yaşama bakışları, hüzünleri, sevecenlikleri ve doğallıklarıyla yansıtıyordu Akkaraca.

Öyküleri bir halkın duyarlığını yansıtan, doğallığını sergileyen özellikler içeriyordu. Öykülerin, Datça insanını anlatan içeriği bir yana, öykülerde Datça tarihi, Datça coğrafyası, kültürü yerleşim yerleri ve bunların oluşumu hakkında bilgiler ve anlatımlar da yer alır.

Nihat Akkaraca’ nın öykülerinde, anlatılarında, eleştirel duyarlığa, gülmece ögesine de rastlarsınız. Halk kültüründen gelen bir Karagöz ve Nasrettin Hoca izlerini bulursunuz. Her bir öyküde günümüz dünyasının kirli yüzüne ince, sevimli bir gülmece penceresi açar.

Akkaraca’nın kitabında, Datça’lıların kendine özgü sıcacık konuşmaları vardır. Öyküleri okurken bu sıcacık konuşmalar canlanır, bir komşunuzun yanıbaşınızdan seslendiğini düşünürsünüz. Datça’da Zaman adlı yapıtından seçtiğim şu sözler de bunu kanıtlamıyor mu sanki:
“Huuy! deyze, napık durusun bakaan? Gel buyur gayvaltı yapıkdurun.” (s.124)“ Govan damına girividiydim, gapgara bi ayı, tee senin gada va yok, garşımda dikilikduru.” (s.84)

Sevgili Nihat Akkaraca çok sevdiği Datça’sında rahat uyusun, ışıklar içinde olsun.

En son 2008 yılı sonbaharında görüşmüştüm onunla. Yeni bir kitaba çalıştığını söylüyordu. Yayınlama olanağı bulamadan ayrıldı aramızdan. Umarım Datçalı sevenleri, yazar dostları bu kitabın basılmasına yardımcı olurlar, dağıtımını sağlarlar. Böylece gizli kalmış bir değer, sevgili Akkaraca’ya hiç olmazsa ölümünden sonra değebilirlik gösterirler. Hatta bu görevi yıllarca Datça’da yaşamış, Datça tutkunu şair, yazar, yayıncı Aydın Şimşek üstlenir. Biliyorum ki Şimşek, Nihat abinin sağlığında kitabının yayınına destek olacağı sözünü vermişti. Umarım şimdi bu sözün gereğini yerine getirir Aydın Şimşek dostumuz. Nihat Akkaraca’ya bir sürpriz yapar, ruhunu şenlendirir. Ne dersiniz?
 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..